Krizin tam göbeğindeyiz.

Mutfaklar yangın yeri. Enflasyon almış başını gidiyor.

İşsizlik zirvede.

İşçi, memur, emekli, esnaf, üretici perişan.

Yılbaşından bu yana Türk Lirası yüzde 14'den fazla değer kaybı ile gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performansı gösteriyor.

Merkez Bankası'nın örtülü faiz artışına karşın Liramız giderek değersizleşiyor.

Bütün bunların sorumlusu iktidarın maliye bakanı, yalaka televizyonun utanmaz sunucusunun karşısına geçmiş bakın neler konuşuyor;

''-Ne diyoruz çokomelli mi diyoruz? Çokomelli bir mesaj vereceğiz. Hi hi hi....

-Bakın burası çok önemli hi hi hi...

-Burası çokomelli hi hi hi...

-Hoşunuza gidiyor mu?

-Çocukluğumda en çok çokomeli bir de eti pufu çok severdim. Eti puftan da böyle Hindistan cevizli biliyor musunuz? Çok güzel olur hi hi hi...

-Eti puf daha güzeldir hihi hi...

- Evet eti puf daha güzeldir. Çokomeli de çok severdim.''

Nasıl müthiş bir röportaj ve gazetecilik başarısı değil mi?

Televizyonun karşısına geçmiş, en yetkili ağızdan Türkiye'nin bu bataktan nasıl çıkabileceğini öğrenmek istiyorsunuz, muhabbete bakın.

Eskilere gidiyorsunuz. Abdi İpekçi'leri, Çetin Emeç'leri, Uğur Mumcu'ları, eğilmeyen bükülmeyen biat etmeyen gazetecileri düşünüyorsunuz.

Maliye Bakanlarına bakıyorsunuz Şükrü Saraçoğlu, İsmail Rüştü Aksal, Kemal Kurdaş, Besim Ütünel, Adnan Başer Kafaoğlu, Adnan Kahveci, Zekeriya Temizel aklınıza geliyor. Adamlardaki bilgi birikimine, kapasitelerine, ciddiyetlerine bakıyorsunuz, kahroluyorsunuz.

Çok fazla bir şey söylemeyelim. Büyük Şair Nazım'ın şiirlerinden bazı dizelerini hatırlayalım yeter;

''....Ablak sarı suratında senin

kanlı altınların kızıllığı var.

Acayip rüzgarlar esmeye görsün başımdan

yoksa müsahhih maaşından

haftada üç papel taksite bağlayıp seni

bir şamar oğlanı gibi kullanırım.

Beyimin böyle işlerle ülfeti var sanırım.

mükemmel yapar vazifesini...''

''...Sen bu kavgada

Bir nokta bile değil,

Bir küçük eğri virgül

Bir zavallı vesilesin!..

Ben kızabilir miyim sana?

Sen de bilirsin ki benim adetim değildir

Bir posta tatarına

bir emir kuluna sövmek,

efendisine kızıp

uşağını dövmek...''