İzmir'de yaşayan seramik sanatçısı Cem Atmaca, tesadüfi şekilde yeni bir teknik geliştirdi. Gökkuşağı adını verdiği teknik, işlem sırasında duman çıkarmadığı için atölyelerde yapılabiliyor.

Haber / Gökçe Adar

Hammaddesi kil olan, elde ve kalıpta biçimlendirilerek, bin derecelik özel fırınlarda fırınlanarak süs eşyasından ev gereçlerine kadar bir çok alanda kullanılan seramik ürünler, farklı tekniklerle yapılıyor. Kökeni Japonya'ya dayanan Raku ve Lüster tekniğinden sonra “Gökkuşağı” tekniği de seramik sanatında kullanılıyor. Bu tekniğin mimarı ise Cem Atmaca. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü mezunu olan ve 18 yıldır seramik sanatı ile uğraşan Cem Atmaca, “Çalışmam sırasında denemeler yapıyordum. Tesadüfi bir şekilde denedim oldu. Daha sonra üzerine çalışmalar yaptım. Makaleler yazdım. Atölye açtım. Öğrencilerim var. Bu teknik ile bir çok seramik ürün üretiyoruz” dedi. Atmaca, tekniğini şöyle anlattı: “Gökkuşağı bir indirgeme tekniğidir; ancak diğer indirgeme teknikleri gibi özel bir fırına, üçüncü bir pişirime veya duman sağlayıcılara ihtiyaç yoktur. İndirgeme, seramiğin yüzeyine pürmüz aleviyle verilen ani ısı şokuyla gerçekleşir. Bu teknikte organik maddeler kullanılmadığı için, gökkuşağı tekniği dumansız bir indirgeme tekniğidir ve kapalı alanlarda çok rahat uygulanabilmektedir. Gökkuşağı tekniğinde daha kontrollü etkiler oluşturmak mümkündür. Raku ve Lüster tekniklerinde renklerin geri dönüşü olmuyor ama Gökkuşağı tekniğinde kırmızı elde ettiniz diyelim, rengi değiştirmek istediğinizde biraz daha işlem yaparsanız renk maviye dönüşür. Renklerden hoşlanmadığınız takdirde, fırına koyup pişirdiğinizde renkler sıfırlanır ve böylece tekrar üzerinde oynama yapabilirsiniz.”


MOTİVE EDİCİ


Çamura dokunmanın kendisi için tarif edilemez duygular hissettirdiğini söyleyen Atmaca, “Her çamura dokunduğumda adeta yeniden keşfediyorum. Her gün yeniden başlıyormuşum gibi geliyor bana. Çamurdan bir obje, dekoratif eşya çıkartıyorsunuz bu inanılmaz motive edici. Çünkü o çamurdan yaptığınız sizin bir iziniz oluyor ve yüzlerce hatta binlerce yıl dünyada kalıyor. Kendinizden bir parça bırakmış oluyorsunuz. İnanılmaz güzel bir duygu” dedi.
Cem Atmaca'nın öğrencisi Gizem Sağ, şans eseri kazandığı üniversite bölümü sayesinde tanıştığı seramiğe bağlandığını söyledi. Sağ, “Elime çamuru her aldığımda inanılmaz duygular hissediyorum. Hayalinizdeki ürünü ortaya çıkartmak tarif edilemez bir duygu” dedi. Bir diğer öğrenci Gizem Demirtaş ise “Seramik beni rahatlatıyor. Çamur benim elimde ve istediğim şekli verebiliyorum. Seramik bende merak uyandırıyor. Ve hep daha fazlasını yapmak istiyorum. Çamura şekil vermek ayakta tutmak gurur verici bir şey” diye konuştu.

Bir terapi


Seramik sanatını terapiye benzeten Cem Atmaca, şöyle konuştu: “Atölyedeki öğrencilerim çamura dokundukları zaman bırakmak istemiyor. Tüm negatif enerjilerinden arındıklarını söylüyor. Yarım saat için gelen öğrencilerimin atölyeden dört saat sonra çıktığını biliyorum. Seramik, bir terapi gibidir. Herkesin bir sıkıntısı var ve buraya o sıkıntıları unutmak için geliyor. İki tane öğrencim vardı. İkisinin de rahatsızlığı mevcuttu. Birisinin fiziksel diğerinin psikolojik rahatsızlığı vardı. Çamuru keşfettikçe kendilerini iyi hissettiler. Öğrencilerim, buradan çok daha pozitif, çok daha motive olmuş bir şekilde ayrılıyorlar.”