Erk BİLGİÇ / Tiyatrohane

Dünya sürekli değişiyor. 21. yüzyılın insanları olarak biz bu değişimin hızını daha yakından gözlemleme şansına sahibiz. Hayat hiç bu kadar hızlı olmamıştı, bu hızın içinde kendimizden geçmiş bir şekilde koştururken, birdenbire dünya durdu. Hiçbir sektörün de öngöremediği bu durum elbette kültür sanat hayatına ve özellikle tiyatrolara da ciddi bir darbe vurdu. Peki bu durgunluk bize ne getirdi? Aslında yılardır süre gelen, sanat kurumlarının sorunları ile ilgili yüzleşme ve içselleştirme şansını yakaladık.

Öncelikle pandemi öncesinde sanat oluşumları ve alımlayıcılarının durumunu ele alalım. Pek çok sanat artık estetik değerler üreten yapıdan oldukça uzaklaşmıştı. Plastik sanatlarda bir eserin satılıp sanatçıya para kazandırma şansı giderek azaldı. Bu da sanatçıların kurs açma eğilimine sebep oldu. Pek çok sanat nerdeyse varlığını hobi atölyeleri olarak sürdürüyor. En son ne zaman bir resim ya da heykel sergisini gezdiniz? Etrafınızda bir seramik sanatçısının eserini satın alan bir tanıdığınız var mı? Pek çok sebepten dolayı bu oran oldukça düşük.

Peki plastik sanatlar ile ilgili bir kursa katılmış kaç kişiyi tanıyorsunuz? İnsanlarım kendilerini sanat yoluyla ifade etmeleri oldukça önemli ancak profesyonel sanatçının sanat üretiminden uzaklaşması ve bir eğitici durumuna geçmesi, bu dalın geleceğini tehlike altına sokuyor.

Tiyatrolar ile ilgili durum ise internet kültürünün yükselişi ile farklı bir boyuta taşındı. Son beş yıl içinde tiyatrolar artık üç yüz kişilik salonları dolduramaz hale geldi. Büyük salonların yerini en fazla yüz kişi alan Blackbox ve oda tiyatroları aldı. Tabii sorunlar bununla da bitmedi. Gösteri başına büyük salonlara kira ödeyen tiyatrolar küçük sahne işletmecisi durumuna geldi. Ancak ticari anlamda ortaya çıkan sorunlarla baş edemediler. Ekonomik anlamda ayakta durmakta zorlanan pek çok tiyatro mekanı ya iflas etti ya da büyük borçların altına girmek zorunda kaldı.

Neden? İlk ve en önemli sebebi tiyatroların güncel hayatı yakalama konusundaki yavaşlıkları. 21. yüzyıl insanını anlamak ve onun algısına göre tiyatro yapmak gerekir. Gelişen teknoloji ve internet çağı ve hayatın hızı artık iki perdelik, iki saat süren oyunlara karşı seyircinin ilgisini toplamıyor. Sanat ve tiyatroda sürekli bir değişim ve yenilik vardır. Aksi takdirde binlerce yıldır bu sanatların devamlılığı mümkün olmazdı.

Tiyatronun izleyicisine yukardan bakması ölümcül bir hatadır. Netflix ve Youtube gibi yapıların yükselişi bize bir şeyler anlatıyor. Çerçeve sahnelerde saatler süren oyunları izlemek için seyircinin bilet almasını beklemek gerçekçi değil. Ekonomik anlamda bir tiyatro bileti fiyatına bir ay Netflix aboneliği alabilirsiniz. Peki seyirci bu adeta dev bir ekrana sıkıştırılmış 1990’lardan kalma tiyatro oyun geleneğini neden takip etsin?

Deneysel tiyatro ve alternatif mekan arayışı yaklaşık yüz yıldır tiyatronun en önemli konuları arasında yer alıyor, avangard tiyatronun ortaya çıkışı, “in yer face” akımının önce İngiltere ardından dünyaya yayılması, hızlı bir şekilde yükselen blackbox tiyatrolar, perdesiz sahneler ve buluntu mekanlarda yapılan tek gösterimlik performanslar güncel tiyatronun seyirci – tiyatro ilişkisini oldukça net bir şekilde tanımlıyor.

Pandeminin ardından ortaya çıkan sosyal mesafe kavramının tiyatro gibi toplu halde yapılan etkinliklerin yapısını değiştirmesi kaçınılmaz. Virüs salgını gelecek elli yılda olmasını beklediğimiz değişimleri hemen önümüze getirdi. Bu süreçte kendini yenileyemeyen pek çok tiyatronun faaliyetlerini durduracağını göreceğiz. Değişime açık ve yaratıcı ekiplerin farklı mekan denemeleri içinde olacağını tahmin ediyorum. Pandeminin dünya üzerinde yarattığı büyük değişimin sonuçlarını elbette kültür sanat eserlerinde göreceğiz.

Sanatçının görevlerinden biri de zor zamanlarda toplumun moralini yüksek tutmaktır. Tiyatrolar oyunlarını internete yüklediler, sosyal ağlar üzerinden söyleşiler yapıldı, kitaplar okundu. Olması gereken de buydu. Seyircinin tiyatro ile olan ilişkisi sadece bir binanın içine sığamazdı çünkü. Ve Tiyatro binlerce yıldır gizemini ve dinamikliğini korumayı başardıysa bunu çağın koşullarına ayak uydurarak başarmıştır.

Yarın yepyeni bir dünya ile karşılaşacağız ve tiyatro farklı formlar, tasarımlarla tekrar hikayeler anlatmaya devam edecektir.