Hazırlayan/ Saadet Erciyas

Kemeraltı’nın en eski çarşılarından biri olan Halimağa Çarşısı’ndaki tarihi bina, edebiyatçı, çevirmen Sema Postacıoğlu'nun girişimiyle geçirdiği büyük onarımın ardından bambaşka bir kimlikle karşımızda: İzmir Okuma Evi.

Kitap severlerin İngilizce ve İtalyanca çevirilerinden tanıdığı, edebiyat dünyasında ise Polonya asıllı İngiliz yazar Joseph Conrad uzmanı olarak tanınan Sema Postacıoğlu ile Kemeraltı'na ve İzmir'e kazandırdığı İzmir Okuma Evi'nde buluştuk. Aile yadigarı mekanı okuma evine dönüştüren Postacıoğlu'ndan bu örnek girişiminin öyküsünü dinledik.

Halimağa Çarşısı’ndaki Postacıoğlu Hukuk Bürosu, 1907 yılında dedesi Avukat İbrahim Etem Postacıoğlu tarafından kurulmuş. 1958 yılında ikinci kuşak olarak babası Avukat Şükrü Postacıoğlu da sürece katılmış. Sema Hanım’ın çocukluğu ilk müslüman avukat olan dedesinin kurduğu bu yazıhanede geçmiş. Aile geleneğini sürdürüp önce İsviçre’de hukuk okuyan Sema Postacıoğlu, kitap sevgisi ağır basınca yönünü edebiyata çevirmiş.

Sema Postacıoğlu, dedesinden ve ailesinden gelen en büyük mirasın “okuma sevgisi” olduğunu belirtirken şunları anlatıyor:

“Dedem Etem Bey 1881 yılında doğmuş, Tilkilik’te oturuyorlarmış. Atatürk’le aynı dönemde yaşamışlar. Dedem bana hep okumamı öğütlerdi ve okuduğum kitaplara ilişkin sorular sorardı. Ne anladığımı sorar, fikrimi açıklamamı isterdi. Şimdi düşünüyorum da ne kadar özel bir ilgi, ne büyük şans bu. Biz boş zamanlarımızda sadece kitap okurduk, inanılmaz meraklıydı dedem. Evimizdeki kütüphanede derslerimizi çalışır, kitap okumaktan büyük zevk alırdık.”

Çocukluğunun büyük kısmının Kemeraltı’nda geçtiğini, sık sık Halimağa Çarşısı’ndaki yazıhaneye geldiğini anlatan Postacıoğlu, dedelerinden kalan mekanı ayağa kaldırıp, İzmirliler'in hizmetine sunmaktan son derece mutlu olduğunu söylüyor. Onardıkları binanın çevresinde çok sayıda eski tarihi yapı bulunduğunu belirten Sema Postacıoğlu, “Bu binaların böylesine harap halde olması çok üzücü. Bunlar bizim malımız değil, İzmir’in ortak mirası. Olanağı olan kişilerin, özellikle bina sahiplerinin bu binaları onarmalarını çok isterim. Bugün bu sokakta bunu yapan mal sahibinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez ne yazık ki” diyor.

Yaşamını uzun yıllardır Venedik’te sürdüren ve Venedik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Sema Postacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“İnsan tarihe saygı duyan, o muhteşem tarihi gelecek nesillere kültürel miras olarak bırakmak için çalışan, her kuşaktan insanın tarihi eserlere ilişkin ciddi farkındalığı olan bir kentte yaşamını sürdürünce; kendi ülkesindeki değerlerin durumuna daha çok üzülüyor. Kemeraltı bu haliyle bile çok özel bir alan. Ama ben Venedik’ten geldiğim zaman burada tarihi görmekte zorlanıyorum, çünkü biz sadece anlatıyoruz, konuşuyoruz. Oysa tarihi ayağa kaldırmak, gelecek kuşaklara bırakmakla yükümlüyüz. Çünkü burası İzmir’in, İzmirlinin ortak alanı.”

Halimağa Çarşısı’nın hemen yanıbaşındaki Kızlarağası Çarşısı’nda çok sayıda genci boş boş otururken gördüğünü belirten Sema Postacıoğlu, “Gençler sohbet de etsinler, ama onların derslerini çalışacağı, sevdiği kitapları okuyacağı keyifli, sakin, temiz bir mekan olsun istedim burada. Kemeraltı’nın ilk kitaplığı sanıyorum burası. Burada çeviri kitaplar, yabancı kitaplar, önemli dergiler olacak. Araştırmacılar gelip burada çalışmalarını sürdürebilecek bir ortam bulacaklar” diyor.

İlk etkinlik 21 Kasım'da

Kemeraltı’nın ilk Okuma Evi’nde İzmirlilerin yakından tanıdığı isimlere ilişkin söyleşiler de düzenlenecek. İlk etkinliğin 21 Kasım 2019 Perşembe günü yapılacağını belirten Sema Postacıoğlu, “Perşembe günü Samim Kocagöz’ün eserleri ve hayatının anlatılacağı bir söyleşimiz var. Oğlu Mimar Şükrü Kocagöz’ün konuşmacı olarak katılacağı etkinlik 17.30-19.00 saatleri arasında. Tüm İzmirli kitap dostlarını bekliyoruz etkinliğimize” diye ekliyor.