Tarihi Kemeraltı Çarşısı içerisinde bulunan, eski Yahudi mahallesindeki sinagoglar, restore edilerek kent turizmine kazandırılıyor. Bir dönem 30 bin Yahudi vatandaşın yaşadığı bölge, İzmir Yahudi Kültür Mirası Projesi kapsamında açık hava müzesine dönüştürülüyor. Avrupa Birliği (AB) ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) fonları ile Almanya, ABD gibi ülkelerden elde edilen hibelerin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile ayağa kaldırılan tarihi miraslar, kültür-sanat etkinlikleri dışında ibadethane olarak kullanılıyor.

'YENİ BİR SİNAGOG ORTAYA ÇIKARMIYORUZ'

İzmir Yahudi Kültür Mirası Projesi Genel Koordinatörü Nesim Bencoya, eski Yahudi mahallesinde 9 sinagogun bulunduğunu ve her bir sinagogun birbirine çok yakın olduğuna dikkat çekti. Forasteros, Sinyora, Hevra ve Algaze sinagoglarının eski Yahudi mahallesinin kalbini oluşturduğunu vurgulayan Bencoya, "Yeni bir sinagog ortaya çıkarmıyoruz. Var olanı koruyup, restore ederek, bölgeyi açık hava müzesi haline getirmek istiyoruz. Bölgenin aynı zamanda kültür ve inanç turizmi için çekim merkezi olmasına çalışıyoruz. İzmir'den giden ailelerin çocukları, torunları buraya geliyor. Aile mezarlıklarını veya evlerini hatta doğduğu evi bulmak için gelenler var. Burada ağlıyorlar. Çünkü İzmir'i de anavatan olarak görüyorlar" dedi.

'DOĞDUKLARI YERE TURİST OLARAK GELİYORLAR'

İkiçeşmelik Caddesi'nin doğusu ve batısı ile iç liman bölgesi yanı sıra Basmane Çorakkapı Camii ile Kadifekale yamaçlarının eski Yahudi mahallesini oluşturduğunun bilgisini paylaşan Nesim Bencoya, bir dönem 30 bin olan Yahudi vatandaşı sayısının 1000'e kadar düştüğünü söyledi. 1920-1930 yılları arasında özellikle Amerika kıtasına büyük göçlerin yaşandığını aktaran Bencoya, 1948 yılında İzmir'den İsrail'e çok büyük bir Yahudi göçü yaşandığını belirtti. Yıllar önce İzmir'den ayrılan Yahudi ailelerin çocukları veya torunlarının İzmir'e ziyaret ettiğini dile getiren Bencoya, "Kimisi annesinin evini buluyor, kimisi doğduğu evi buluyor. İkinci ve üçüncü nesilleri bölgeye geliyor. Ailelerinin, dedelerinin mezarlıklarını arıyorlar. Burada ağlıyorlar, çünkü özlüyorlar. Gittikleri yerler anavatanı olmuş ama burası da anavatanları. Bu aslında İzmir için büyük bir turizm kapısı oluşturuyor. Çünkü sadece Yahudiler değil; Yahudilikle hiç ilgisi olmayan insanlar da burayı merak edip, yakından görmek ve deneyimlemek için geliyorlar" diye konuştu.

ULUSAL VE ULUSLARARASI DESTEKLER ALINDI

Nesim Bencoya, İZKA desteği ile Etz Hayim (Yaşam ağacı) Sinagogu'nun, İzmir Büyükşehir Belediyesi desteği ile de Bet Hillel Sinagogu'nun restorasyonunun yapıldığını söyledi. AB fonu ile yıkık durumda olan Hevra ve Forastores sinagogları için bütçe sağlandığını ifade eden Bencoya, Almanya ve ABD'den hibe aldıklarını dile getirdi. Bu bölgede 9 sinagog olduğunu aktaran Bencoya, "Bunların hepsi birbirine çok yakın. Forasteros, Sinyora, Hevra ve Algaze bölgenin kabini oluşturuyor. Bizim asıl amacımız; yıkık mekanları korumak ve restorasyonunu yapmak. Yeniden inşa etmek istemiyoruz, bunu korumak istiyoruz. Açık hava İzmir Yahudi Kültür Mirası Ziyaret Merkezi kurmak istiyoruz. 30 bin nüfus olduğu dönemde sokaklarda bayram kutlanırken; diğer bölgelerden insanlar gelip, izliyordu. Bunu bir şekilde hatırlamaya çalışıyoruz. Çünkü hem bizim geçmişimiz hem de İzmir'in bir zenginliği. İzmir'in zenginliğini yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.

'KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİKLERİ YAPILIYOR'

Bazı sinagoglarda ibadet edilebildiğini, bazılarında ise kültür-sanat aktivitelerinin yapıldığını anlatan Nesim Bencoya, "Senede 1 defa ve 8 gün boyunca yapılan Safarad Festivali'nde tüm sinagoglarda etkinlikler oluyor. Ayrıca yeni restorasyonu yaptığımız Etz Hayim Sinagogu'nda sanat galerisi açtık. Müzik konserleri ve performanslar oldu ve devam edecek. Buraların yaşaması için kültür-sanat etkinlikleri yapılması gerekiyor. Amacımızın bir kısmı da Kemeraltı'nın ayağa kaldırılmasıdır. Kemeraltı'nın ayağa kaldıracak olan; kültür ve sanat odağı olmasıdır. Kültür-sanat etkinliği yaptığımızda, burada hiç dolaşmayan insanlar gelmeye başlıyor. Kemeraltı'nın karakterini koruyarak, bunu yapmak istiyoruz. Kemeraltı'nın ruhunu öldürülürse, buraya gelmenin nedeni kalmaz. Burada yapılan çalışma, UNESCO dosyası için de çok önemli. 'Kemeraltı Tarihi Liman Kenti' diyorsak, çok kültürlü bir çerçeveden bahsediyoruz. O yüzden bu alanlar çok önemli" diye konuştu.

'TURİZMİN İLGİ ODAĞI OLACAK'

​Söz konusu projenin kent turizmine büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Bencoya, "Bölge, turizmin ilgi odağı olacak. Turistik olarak çalışması için yapmamız gereken bir sürü iş var. Çalışmalar kapsamında yurt dışı turizm ağları kuruyoruz. Merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin belirleyici olacağı alanlar var. Dünyada buraları yüksek sesle anlatmalıyız. Çünkü Kemeraltı, özel bir yerdir. Kemeraltı gibi bir alan yok. İnanç ve kültür turizminde çok büyük fark yaratır. Buraları ayağa kaldırırsak, turizme büyük bir katkı sağlayacaktır. Kültür turizmi yapan bir kesim var ki; bunlar önemli ve daha fazla para harcayan kesim" dedi. (DHA)