Sağlık alanında uzun yıllardır İzmir’de çalışan Doktor Hasan Kulakoğlu da bu kapsamda “Alamutlu Veli Ağa-Bir Kanaat Önderi” adlı öykü kitabını okurlarla buluşturdu. Hasan Kulakoğlu, Temren Yayınları tarafından yayınlanan kitabında; dedesinin babası Veli Ağa olarak bilinen büyük dedesinin yaşadığı Aydın, Nazilli, Alamut Köyü’nün, Cumhuriyetin kuruluşu ile aynı ana denk sürecini anlattı. Hasan Kulakoğlu, bu konuda anlatılan öykülerin, yazıların hâlâ yeterli olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bin yıl göçebe yaşayan toplulukların yerleşik hayata geçiş süreci hiç de kolay olmamış. Aydınoğulları ve Menteşeoğulları'ndan bu yana güney Ege’nin dağlarında gezen Yörük Türkmen obalarından, cumhuriyetin ilk yıllarında gezdikleri bu dağlardan denizlere karışan ışıl ışıl dereler gibi neşeli sesler gelmekteydi. Çünkü bu dağlarda binlerce Türkmen, Yörük, göçebe, hakiki köylü olmaya hazırlanıyor, yerleşik hayata geçmek istiyordu. İşte o obalardan birisi olan Madran Dağı’ndaki Tahtacı Türkmen topluluğu hem efelerin kızanı olmaları sebebiyle hem de Kurtuluş Savaşı’nda etkin rol oynamaları nedeniyle büyük dedem Veli Ağa önderliğinde, bu heyecanı yaşıyordu.”

Doktor Hasan Kulakoğlu kitabında bu heyecanı dokuz öykü ile anlatırken önder ve kurucuların çok olduğu bu çağda yer alan Veli Ağa dedesinin coşkusunu ve değişime inanan karakterini anlattı. Dokümantasyon çalışmasına katkısı olan ve Veli Ağa ile 70’li yıllarda Ege Ekspres Gazetesi için röportaj yapan Türkiye Rehberi, Gazeteci, Yazar Prof. Dr. Şadan Gökovalı’nın, kitabın arka kapağı için yazdığı ‘Bir Tutam ALAMUT Çiçeği’ başlıklı yazısıysa şöyle:

“Aydınlık Karya’nın aydın insanlar köyü Alamut’u gördüm. Oranın gerçek kanaat önderi Veli Ağa’yı tanıdım; orada gerçekleştirilen mini toprak reformunun öyküsünü dinledim. Böylece bir önderin, çevresini nasıl değiştirebileceğini öğrendim. Oradan izlenimlerim, üniversitede doktora öğrenimine malzeme oldu. 50 yıl öncenin izlenimleri belleğimin mermerine kazılı.

Yarım yüzyıl sonra bir muştu geldi: Veli Ağa’nın torunu Hasan Kulakoğlu doktor olmuş; asıl mesleğine yazarlığı eklemiş. Bir kucak kır çiçeği gibi yazdığı öyküleri getirdi bana. Yazıların eleştirisine girmeyeceğim. Önemli olan, iyi tohumun iyi ürün verebileceğine tanık olmak. Kaldı ki; görünen köy kılavuz istemez; dolayısıyla ben Veli Ağa’nın torununun yazdıklarıyla aranızdan çekiliyorum. Parmakların yorulmaz bilmesin Alamut çocuğu Dr. Hasan Kulakoğlu...”