Hazırlayan/ Serdar ÇELENK

Yadegar Asisi İran asıllı bir alman mimar. 1955 yılında Viyana’da doğmuş. Çocukluğu ve gençliği Almanya’nın Halle ve Leipzig kentlerinde geçmiş. Dresden’de mimarlık ve Berlin Güzel Sanatlar Akademisinde de resim okumuş. Peki ne yapmış, gitmiş binalar mı tasarlamış. Hayır, o farklı birşey yapmak istemiş, kimsenin düşünmediği. 1984 yılında sonlandırdığı üniversite öğrenimininden sonra başlamış fikir üretmeye.

İllustrasyon mimarisi

Yadegar Asisi 360 derece olarak görebileceğimiz bir çevreyi, bir mekan içine yerleştirmek üzerine kafa yormuş. Bunun için bir silindirik yapı tasarlamış, ortasına da insanların üzerine çıkarak 360 derece dönebilecekleri bir platform. İşte bu 25 metre yüksekliğinde ve 100 metre uzunluğundaki dairesel ekrana da görüntüleri yerleştirmiş.

Yapmış deyince yapılıp bitmiyor tabii. Büyük emek gerektiren bu iş için, profesyonel fotoğrafçılarla Bergama’da çekimler yapmış. Roma dönemine ait giysilerle objektif karşısına geçen İzmir Sanat Tiyatrosu oyuncuları ve Bergama görevlileri de tarihi görüntülere uygun şekilde pozlar vermişler. Romalı kıyafetli soyluları ve elleri mızraklı askerler, 1800 yıl öncesinin kıyafetlerine bürünmüş Bergamalılar da bu tarihi olayda gönüllü figüran olmuşlar.

Çekilen alan fotoğrafları, 3 boyutlu bilgisayar animasyonu ile zenginleştirilerek, üzerine dönemin giysileri içindeki kişiler tek tek yerleştirilmiş. Özellikle kişiler yerleştirileceği yerdeki açı ve ışık durumuna göre dikkatle fotoğraflanmış.

Yüksek çözünürlüklü, çok detaylı bu çalışma 25 x 100 metre bir tuval üzerine yerleştirilmiş. Bu tuval de 360 derece olarak silindirik duvarın iç kısmına yerleştirilmiş. Özel ışık efektleri de eklenince, durağan olan resim adeta canlanmış. Işığın durumuna göre bir bakıyorsunuz gece olmuş. Gün ağarmaya başlayınca da, ışık oyunları ile gece gündüze dönüşüyor.

Müzikler özel

Panoramadaki bu görüntüye ateş böceklerinin sesleri, köpeklerin havlamaları ve antik tınısı olan bir müzik eşlik ediyor. Brüksel doğumlu, Londra’da yaşayan besteci Eric Babak Asisi’nin tüm çalışmalarını seslendiren sanatçı. Antik tınısı ve ortam gürültülerini de içeren bir parça bestelemiş Babak. Büyük bir orchestra ve koro eşliğinde seslendirilen eser size, o an o ortamda bulunuyormuşunuz izlenimi yaratıyor.

Zeus Sunağı

Panorama’nın en etkileyici bölümü süphesiz Zeus Sunağı. Asisi bu bölümü özellikle çok detaylı bir biçimde vurgulamış. Bunu böyle yapmış ki, bu bölümün önüne gelen kişi etkilensin, orada çakılsın kalsın. Bu Panorama biraz ötedeki Bergama Müzesi’nin içindeki Bergama’dan getirilerek burada tekrar monte edilen Zeus Sunağı’nın destekçisi.

Tüm detayı anlatmak zor. Ama Zeus Sunağı’nda neler oluyormuş diye bakarsak. Gördüğümüz aslında çok iç açıcı bir manzara değil. İpe bağlı çekilerek sunağın önüne getirilen hayvanlar bir seramoni ile kurban edilişleri en etkileyici manzaralardan biri. Sonra bunların etlerinin parçalanışı ve sunağın içindeki ocaklar üzerinde pişirilerek orada bulunan halka dağıtılışı.

Et o zamanlar fakirlerin kolay ulaşabilecekleri bir besin değildi. Bu nedenle burada bekleşen fakir halkın da kursağı böylece et görüyordu. Adak olarak sadece hayvan kurban edilmiyordu. Bu bir miktar zeytinyağı, şarap olabileceği gibi, fakir bir kişinin getirdiği bir avuç un da olabilirdi.

İşte tüm bunları siz sanki 2 bin yıl önce gibi hissettirerek size o an orada yaşıyormuşsunuz hissini vermek için tasarlanmış. Özel bestelenmiş nefis bir müzik, köpek havlamaları, kuş sesleri, ışık efektleri bu gösteriyi muhteşem kılan ince detaylar. Hatta heykeltraşların çekiçlerinin çıkarttıkları sesler bile kulağınızda yankılanıyor.

Zeus Altarı ne ola?

Antik çağda önce bir tapınak yapılır, önüne de bir altar yani sunak yapılır. Gelenler adaklarını adına tapınak yapılmış olan tanrıya sunsunlar diye. Ama burada durum biraz farklı. Burada bir Zeus tapınağı yok. Onun yerine tapınak kadar görkemli, tek başına duran bir sunak var.

Bu sunak aslında bir zafer anıtıdır. Sunak Bergama kralı II. Eumenos tarafından Galatlara karşı MÖ 165-156 yılları arasında kazandığı zaferi ölümsüzleştirmek için yapılmış, baş tanrı Zeus ile onun savaş ve akıl tanrıçası kızı Athena’ya adanmış. Sunağı çevreleyen eşsiz kabartmalarda tanrılarla devlerin savaşları konu edilmiş. Burada devler Galatlar’ı, Tanrılar da Bergamalıları temsil ediyor.

Parşomenin vatanı

Parşomen’in ana vatanında parşomen unutulur mu? Resmin bir bölümünde de üzerine yazı yazmak, bilgileri gelecek nesillere aktarmak için hayvan derilerinin işlendiği bir bölüm var. Yadegar Asisi büyük resmin bir köşesinde de kendisini, halkın arasında bir sebze satıcısı olarak ölümsüzleştirmiş.

360 derece Pergamon

Akropol üzerindeki yapılar, Trajan Tapınağı, Athena Tapınağı, Helenistik Tiyatro, Dionizos Tapınağı ve tabii ki Zeus Sunağı’ın ağırlıkta olduğu bu panoramada vurgulanan ana öge yapılardan çok, antik Bergama’daki yaşam. Konular en ince detayına kadar düşünülmüş ve görüntüye eklenmiş.

Aşağıya bakıldığında aşağıda akan Selinus çayı, karşıda da iki Roma Tiyatrosu ile Roma Stadyumu görülüyor. Böylece 360 derece Panorama tamamlanmış oluyor.

Neden bizde de olmasın ?

Bergama’nın Almanlarla olan bağı, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün burada 1878 yılında Carl Humann başkanlığında başlattığı ve halen süren kazı çalışmaları. Zeus Sunağı’nın parça parça sökülerek Berlin’e taşınması ve burada sergilenmesi için Bergama adı altında bir müze kurulmasından gurur duyuyor Almanlar.

Tarihi sorgulamayı sonraya bırakıp, şunu düşünsek ; Acaba Berlin’de bile her yıl 100 binlerce kişiyi çeken böyle bir Panorama, Yadegar Asisi ile birlikte İzmir’de kurulsa, İzmir’in turizm kalitesini yükseltmezmi ?

Bu Tunç Soyer’in üzerine kafa yoracağı bir ev ödevi olabilir mi ?

Seygili Tunç başkan böyle konulara meraklı. Neden olmasın ?