3. Dünya Savaşı’nın kıyısında mıyız, diye merak ettiğimiz bugünlerde teknolojinin asıl olması gereken anlamını yine unuttuk. Özündeki açgözlü canavara bir türlü gem vuramayan insanoğlu, her yeni teknolojik gelişmeden kendi sonuna bir adım daha yaklaştıran bir silah veya zararlı bir icat çıkarmayı başardığı için her gelişmeye de şüphe veya korku ile bakar olduk. Yine de dünya, tüm olumsuzluklara inat teknolojinin insanoğlunu daha güzel bir geleceğe taşıyacağı umuduyla çalışan ve araştıran bilim insanları ile dolu. O iyiniyetli çabaların en son ürünlerinden biri dünyayı buhar devriminden de büyük bir atılımın eşiğine getirmiş olabilir. Kuantum pilleri.

Avustralya Adelaide Üniversitesi araştırmacıları ve beraberinde çalıştıkları ortakları kuantum pillerinin temelini oluşturacak süper absorpsiyon (emici) kavramını başarıyla kanıtladıklarını iddia ediyorlar. Teoride; kuantum fiziğinin tuhaf davranışları ile paralel olarak kuantum pilleri daha büyük alan kapladıkça daha az şarj sürelerinde şarj olabilecek pillerdir. Adelaide Üniversitesi araştırmacılarının savlarına göre de "kuantum pillerin şarj gücü, teorik olarak pilin boyutundan daha hızlı artabilir”. Bu da hali hazırda kullanılan karbon ve lityum temelli pillere şarj edilebilir pillerin şarj sürelerini çok çok kısa sürelere indirmek demek olacaktır. Kuantum pillerin süper emici etkisinin altında yatan fikir, tüm moleküllerin kuantum fiziğinden gelen süperpozisyonu olarak bilinen bir özellik aracılığıyla topluca hareket edeceği fikirdir. Araştırmacılar bulgularını Science Advances dergisinde yayınladı. Bu araştırmaya göre araştırmacılar, kuantum pillerinin kökeni olacak süper absorpsiyon fikrini kanıtlamak için çok sayıda organik molekül içeren farklı boyutlarda gofret benzeri mikro boşluklar inşa etmiş. Her biri mikro boşluk, lazer kullanılarak şarj edilmiş. Mikro boşlukların enerji depolaması için kullanılan aktif katman ise organik yarı iletken malzemelerden üretilmiş. Ve teorik olarak çok kısa şarj sürelerinde şarj olabilecek bir pilin yapılabileceği kanıtlanmış. Konuyu daha iyi anlamak ve bunun nasıl mümkün olduğunu için anlatmak için “kuantum dolanıklığı” kavramından bahsetmek gerekiyor.

Kuantum fiziği ile ilgilenen kesimlerin “kuantum dolanıklığı” olarak tanıdığı kavram evrenin “sihir“ kelimesine en yakın olarak gerçekleştirdiği durumdur. Dolanıklık, kuantum fiziğinin en özgün ve en ilginç olgusudur. Evrendeki fizik kanunlarında kuantum seviyede iki benzer kuantum parçacığı birbiri ile eşzamanlılığa sahiptir. Bu parçacıklar evrenin herhangi iki ayrı yerinde olsa dahi bir parçacığa yapılan etki ikiz kardeşine de aynı şekilde aynı zamanda etkiler. Daha da basit bir anlatımla ikiz iki kardeş düşünün. Bu kardeşler kuantum parçacığı olsaydı kardeşlerden biri dünya da elini kaldırsa o sırada ayda bulunan diğer kardeşi de sağ elini kaldırmak zorunda kalacaktı. Bilim insanları da bir parçacığın durumunu değiştirmenin diğer kardeş parçacıklarının da durumunu aynı zaman içinde değiştireceği fikrini pillere uyarlamanın teorik olarak mümkün olabileceğini düşünmüşler. Eğer gerçekten kuantum pillerinde de aynı olgunun kullanılabileceği kanıtlanmış ise tahmin edebileceğinizden de büyük bir devrimin başındayız demektir. Bunun yanında bilim insanları bilim dünyasına devrim üstüne devrim yaşatacak bu olguyu insanların günlük hayatına nasıl uyarlanacağını bulmak için yoğun çabalara girdiler. İlk başarılı çalışmalar da iletişim uydularında sağlandı. Çin dünyanın yayın yapıldığında dünyanın her bir yerine gerçekten tam anlamı ile tam zamanında ulaşan yayın yapacak ve dünyanın eğiminden, mesafeden etkilenmeyen kuantum yayın uydularını yörüngeye yerleştirdi bile. Bilim insanları, kuantum teknolojisi ile şimdiki bilgisayarlara göre yüzbinlerce kat hızlı ve hafızaya sahip bilgisayarların da hayatımıza girmek için gün saydığını söylüyorlar. 

Öte yandan dünyanın bilim insanlarının yakın gelecekte enerji krizlerini de bitirecek bir teknoloji yarışına girmesinin günümüz haberlerini de derinden etkilediğini düşünüyorum. Hatta bu haberler Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin arkasındaki asıl sebep dahi olabilirler. Şu açıdan bakalım. Rusya’nın geliri yüzde %70’ten fazlası fosil yakıtlara dayanıyor. Rusya sanayi olarak da nispeten dünyanın giderek gerisinde kalıyor. Bu yüzden günümüz süper gücü sayılan bir ülkenin güçten düşürecek ve saldırganlığının artmasında bilim insanlarından artarak gelen bu buluş haberlerinin etkisinin azımsanmaması gerekiyor. Yenilenebilir enerji teknolojileri, kuantum pil teknolojileri, güneşin füzyonlarının dünya da taklit edilmesi derken bu buluşlar, Rusya’nın gelirlerinin biranda kesilmesi anlamına da geliyor. Bu durum para ve güç ile halklarını bir arada tutan bir federasyon için geriye doğru sayan bir saatli bombadır. Putin de bunu görüyor olmalı ki yakın zamanda yaptığı bir açıklamada “Rusya’nın olmadığı bir dünyanın da var olmasının da anlamı yoktur” diyerek korkutucu bir uyarı yapmıştı. Bu yüzden benim de tüm temennim, gücü kaybetmeyi kendine yediremeyen politikacıların yaşatacağı bir nükleer savaş görmeden insanlığı daha iyiye taşıyacak bu müthiş buluşları görebilmek. Savaşsız ve sağlıklı günler dilerim.