Gazete logolarının yanında veya altında kullanılan resimler ve veciz deyimler daima okurların dikkatini çekmiş tir. Benim de yıllarca emek verdiğim Tercüman Gazetesi’nin logosunun altındaki “Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah taze bir başlangıçtır” sloganına hayranlık duymuşumdur. Tabii ki, Türklerin gelmiş geçmiş en büyük lideri ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz sözleri ise birer “altın” değerinde gösterilmiştir.

ABD Ankara eski Büyük Elçilerinden General Charles Sherrill’in Gazi Mustafa Kemal hakkında yazdığı kitaptan bir alıntı yapa rak konuya bir derinlik katmak sanırım hepimiz için çok faydalı olacaktır:

“Büyük adamlar yetiştiren bir ırk, herhalde büyük bir ırktır. Bir milleti anlamak için, onun liderlerini tetkik etmekten daha isabetli bir yol, bir vasıta yoktur. Devrimizde kendisinden daha üstün bir başka devlet adamı bulunmayan Mustafa Kemal kadar büyük, liyakatli bir insanı Türkler ender yetiştirmişlerdir. Binaenaleyh Türkiye’yi ve Türkleri tetkik için takip edeceğimiz en doğru yol, ülkeyi yöneten siyasi insanla işe başlamak ve kurtarıcı, öncü milli kahraman ve beynelmilel devlet adamı olan Cumhurbaşkanını tetkik etmek olacaktır.”

***

Gazetelerin logoları ve sloganlarına değinerek yazıya başladığıma göre değerli aile dostum usta gazeteci ve yazar Öcal Uluç’un Gözlem Gazetesi’ndeki köşesinin altındaki şu söz de çok kıymetlidir: “Atatürk’ün olduğu yerde her zaman ümit vardır ve Atatürk Anadolu’da ebediyen yaşayacaktır.”

Değerli yazar Uluç, iyi bir araştırmacı olarak Bergama’nın Kozak Yaylası'nda Bağdüzü köyünde fıstık çamları arasındaki büyük bir granit kaya üzerine Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin bulunduğunu duyunca yol arkadaşları ile “Orda bir köy var Kozak’ta” diyerek hedefine ulaşır…

İzmir’in kuzeyinde Kozak bölgesinin içinden geçen Bergama-Ayvalık karayolunun tam orta mesafesinden ayrılan yoldan Bağyüzü köyüne giden Uluç ve arkadaşları yolun sonunda karşılarında duran devasa granit kaya kütlesi ile karşılaşırlar. Bundan da önemlisi kayanın üstündeki bütün haşmeti ile duran Atatürk’ün golf pantolonu ile bir kolunu kalın kitaplara dayamış uzaklara bakan heykeli ile karşılaşırlar. Heykeli hayranlıkla seyreden Öcal Uluç, bu anıt hakkında şu bilgileri veriyor:

“Devasa granit kayasını işleyerek, yontarak yapan ‘Atatürk Heykeltıraşı Prof. Dr. Tankut Öktem hocamızdır. Kafamı kaldırıp seyrederken, aklıma Michelangelo ve Musa Heykeli geldi. O heykel, yılda yüzbinlerce ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor. Atamızın heykeli tamamlandığı 2002 yılından beri öylece bırakılmış, etrafı düzenlenmemiş, ziyaretçilerin, turistlerin dinleneceği bir kafe/park, hediyelik aksesuarlarının satılacağı bir kulübe bile yapılmamış., aydınlatma konulmamış. Yanına yapılan bir çeşmeden akan sular, etrafını çamur deryası haline getirirken, ilgilenen olmamış!”

Ve değerli yazar Uluç soruyor: “Neredeydi, valiler, Kaymakamlar, Büyüklü-Küçüklü belediye başkanları, Atatürkçü STK’lar ve de ‘attıkları zaman mangalda kül bırakmayan’ Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler? Utanmalıyız; ben utandım!.. O heykel, Türk’ün Atası’nındır!...”

Uluç’un köşesinde ayrıca Ömer Kulaçoğlu da Kozak’taki Atatürk Heykeli’nin öyküsünü yazmış. Onu da bir başka yazımda anlatırım.

***

O bölgeyi eskiden birlikte dolaşıp yazdığımız Bakırçay Gazetesi’nin sahibi Rıdvan Karapehlivan’da son durum hakkında şunları anlatıyor: “Kozak Bağdüzü Köyü eski adıyla nahiye olan Kozak bölgesinde bulunmuş olsa da aslında tamda Ayvalık ve Bergama’nın ortasında olup mülki idari sınırlarda Ayvalık ilçesine dahildir. Kozak bölgesinde toplam 17 köy bulunup bu köylerin merkezi Yukarıbey’dir. 17 köyün 16’sı Bergama sınırları içinde olup sadece tek bir köy ya da yeni adıyla kırsal mahalle Bağdüzü, Ayvalık ilçesine bağlıdır. On yıllarca yetiştirdiği çam fıstığının müthiş ekonomisi ile Bergama ve Ayvalık ilçelerini ticari açıdan besleyen ve ekonomilerini ayakta tutan Kozak’ta son 10 yıldır Kozak Çamfıstığı üretiminde müthiş bir gerileme yaşanmaktadır. Yılda 200 milyon dolar civarında tutan üretim miktarı şu an yüzde 90 azalarak 20 milyon dolara kadar gerilemiştir. Bu konuda Bergama Ticaret Odası yaklaşık 10 yıl önce bir arama konferansı düzenleyerek buradaki verim kaybını üniversiteler ile araştırsa da bir iyileşme ortaya çıkmamıştır. Bakanlığın yaptığı araştırmaların yanısıra İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu konuda çalışmalar yapmış göreve geldiği günlerde Kozaklı muhtarlar, Bergamalı siyasileri Ankara’da ağırlayan Tarım ve Orman Bakanı sorunun çözüm için elinden ne gelirse yapacağını söylemiştir. CHP milletvekili Mahir Polat’ta defalarca konuyu TBMM’nin gündemine taşımıştır.

Kozak Bağyüzü’nde yapılan heykel e değinirsek son 30 yıldır Kozak ve Bergama ekonomisine büyük bir can simidi olan granit taşından yapılmıştır. Kozak Bölgesi yaklaşık 10’ a yakın köyünde bu taşı çıkaran ve işleyen maden ocakları vardır bir yüzünün toplam 6 yüz ile 6 asıra dayandığı ve kullanabileceği söylenen Kozak granit taşı Avrupa’da Almanya ve Fransa başta olmak üzere seçkin kentlerinin caddelerini süslemektedir. Kozak bir de gastronomi turizmi ile kendinden söz ettirecek bir yerdir. Yöresel çam fıstığı ondan yapılan fıstık helvası, cilveli çayı kozak üzümü pekmezi, elma ve diğer meyve çeşitleri ile özelikle de Demircidere köyünde yapılan ev yapımı şarapları ile belki de ülkenin en önemli gastronomi merkezlerinden biri olacak bölgedir.

Son dönemlerde bu konuda Büyükşehir Belediyesi adımlar atmış olsa da Bergama’da bu güzellikleri ilk kez turizme kazandırmak için hamleler yapan Bergama’nın eski dönem kaymakamlarından merhum Hüseyin Erei’ de hayırla yad edeceğim.”

Rıdvan Karapehlivan, inanıyorum o köye giderek muhtarla bu konuyu görüşüp bölge turizmine ve neler katacağını enine boyuna görüşüp bizlere detaylı bir şekilde anlatacaktır…

Evet, “Atatürk’ün olduğu yerde her zaman ümit vardır ve Atatürk Anadolu’da ebediyen yaşayacaktır.”