2016 yılını derin acılar ve büyük üzüntülerle kapattık. Toplumsal barış, huzur ve daha demokratik bir Türkiye dileğiyle yeni yılı karşılamak isterken yine terör, yine ölüm, yine hüzün...
Adını açık edelim; Dinci terör, irtica ve yobazlık yılbaşını kana buladı. Yeni yıla eğlenerek girmek isteyen çok sayıda insanımız hunharca katledildi. Verilmek istenilen mesaj gayet netti. Son günlerin moda deyimiyle; nasıl okursanız okuyun, hedef kitle belliydi...
Laik, batılı hayat tarzını benimsemiş insanlara bundan böyle rahat huzur yok bu ülkede.
Bunun dışında yapılacak tüm analizler hikaye... Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişiklik, Rusya ile yakınlaşma falan filan...
İstediğiniz argümanı ileri sürün.
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
İrtica medyası; bağnazları, yobazları kışkırtarak kamuoyunu oluşturdu. Diyanet de son cuma hutbesiyle üzerine tüy dikti. Sokaklarda Noel Babalar dövüldü, temsili olarak bıçaklandı, kurşunlandı...
Pankartlar açıldı, manşetler atıldı, cüppeli, sarıklı yobazlar sokaklarda bildiri dağıttı.
Daha sonrası malum...
Vali ölü sayısını açıkladı, ulaştırma bakanı kanları yerde kalmaz dedi, devlet büyüklerimiz saldırıyı şiddetle kınadı, RTÜK yayın yasağı getirdi.
Ama yine kimse istifa etmedi...
Öyleyse ne yapmalı?
Ben kendi adıma bu sütunlardan suç duyurusunda bulunuyorum ve soruyorum:
Yok mu yürekli bir savcı?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinin 7 ve 8. fıkraları özetle şöyle:
“Örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Bu maddeleri halen hapiste bulunan, tutuklu olarak yargılanan çok sayıda meslektaşımıza uyguladınız. Haftalardır toplumu ayrıştıran, şeriat çığlıkları atan, yılbaşını kutlayanları hedef gösterir şekilde yayın yapan, pankart asan, bildiri dağıtanlar için de aynı hassasiyetle uygulayacak mısınız?
Bu yobaz zihniyet mensuplarına aynı maddeyi işletecek yürekli Cumhuriyet Savcılarımızı göreve çağırıyorum.

***

Terörle mücadele ediyoruz diye gazetecileri tutuklayın, sendikacıları görevden alın, her türlü acıyı sineye çeker, ölen canlarımızı tek tek yüreğimize gömeriz. Bir gün askerimizi, öteki gün polisimizi, madende işçimizi, üniversitede ömrünün baharında gençlerimizi kurban veririz. Ama şunu unutmayın;
Ölüme inat YAŞAMI, savaşa karşı BARIŞI, din devletine karşı LAİKLİĞİ, diktatörlüğe karşı DEMOKRASİYİ sonuna kadar SAVUNACAĞIZ ve DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
Çünkü biz halkız...