Hangisi daha tehlikeli?
Patlayan ve 10’lu, 20’li, 50’li sayılarla insanımızı alan bombalar mı?
Yoksa damarlara kadar yayılan korku mu?
Altınordu kulübü dünyaca ünlü spor kulüplerinin sporcularıyla turnuva yapacaktı.
12 yaşındaki çocuklar İzmir’e gelecekti.
Avrupalı çocuğunu yollamadı.
Otellere, uçaklara paralar ödendi. Hepsi yandı.
Olan paraya olsaydı keşke. Asıl korkunç olanı;
Dünya artık bizi Suriye, Bağdat, Halep gibi görüyor.
Ortadoğu gibi.
İstiklal’de patlayan son bombanın ardından, Pazar günü İzmir’deki AVM’ler kepenk kapattı.
Anneler babalar çocuklarını parka bırakmadı.

seckin1

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi, aylar önce planlamıştı.
Dünya Tiyatrolar Haftası etkinliğinde Close Art gibi dev bir organizasyonu İzmir’e davet etti.
Gündoğdu Meydanı güvenlik gerekçesiyle kullanılamadı.
Kültürpark’a alındı. Ben diyeyim 300 sen de 400 kişi izledi.
Korktu insanlar. Yazık oldu, yazık…
Tripot çantasından, Pazar poşetinden paranoya geldi.
Herkes birbirine ‘Terörist mi ?’ diye bakıyor.
Hafif göbekli isen eğer, güvenlikçiler ceketini, montunu açtırıyor.
Yolda egzoz patlasa vatandaş siper alıyor.

***

Turizm de iptal telefonları patlama yaşadı.
Mesele Rus Krizi falan değil. Dünya korktu buradan.
Elbette şehidim varken, cenazem varken,
Beş para etmez şarkıcıların ceplerini dolduran salak organizasyonlar iptal olmalı.
Uluslararası sempozyumlar, bilim kongreleri erteleniyor, iptal oluyor.

***

2013’te Mayıs'ın 11'i. Reyhanlı patladı. 19 Mayıs törenleri yapılmadı.
2014'te Mayıs'ın 17'sinde Soma patladı (Kömür madeni) Yine 19 Mayıs yapılmadı.
2015'te Eylül ayında Ankara patlaması yüzünden ilk kez 9 Eylül törenleri yapılamadı.
Daha örneği çok…
Şimdi 23 Nisan geliyor. Binlerce yabancı misafirimiz geliyor,
Çocuklarımız kaynaşıyor, Atamız da saygıyla anılıyordu.
Bu yıl; sen yapmaya kalksan bile korkarım aileler yollayamayacaklar bebelerini.
Sen olsan yollar mısın?

***

Mesele göbek atmak, eğlenmek değil.
Birlik beraberlik ruhunu arttıran anmalarımıza tecavüz edildi.
Terör istediğini aldı, alıyor.
Ekonomiye fena yansıyacak bu olanlar. Cebe, senin de cebine.
Bakkal kesik, manav kesik. Pazar boşaldı bir ara Pazar…

***

Oysa basının bir kısmı Obama’yı paralel ilan etmekle meşgul.
Bir kısmı da korkudan yıldız falını manşete taşıyacak neredeyse.
Yerelde ise mesele daha acı.
Siyasetçi adındaki birileri,
Ortalığı sakinleştirmek yerine İzelman çalışanlarını PKK'lı ilan ededursun,
Diğer bir ses de, kentin sivil toplum örgütleri ile Belediye Başkanı’nı
Terörü iştahlandırmakla suçluyor…
Vah sana…
Hiç vakit harcayamayacağım bu kafalarla artık.

***

Azınlık gibi sıkıştık bu kente.
Aydın, mantıklı, ülkesini, kentini seven kardeşlerim.
Şimdi gerçekten seferberlik zamanıdır.
Korkmayın.
Korkmayacağız. Sokağa çıkın.
Bakkala gidin. AVM'ye de gidin. Bu bir karşı duruştur.
Hayat hakkımızı kim alıyorsa karşısında durun.
Çocuklarımızı korkuya alıştırmayın.
23 Nisanlarımızı, 19 Mayıslarımızı kim elimizden almak istiyorsa, bayrak sopasını gösterin.
Bize korkmak değil yaşamak yakışır.
Herkes bir nefer, herkes bir komutan olmalıdır.
Korkma Türkiye…
Korkma İzmir…
Sen yine örnek olacaksın.
Kurtuluşun başladığı yer İzmir. Yak meşaleni.
Bu kez top tüfekle değil. Yüreğinle yap.
Bakkalına koş, pazarına git. Meydanlara toplan.
Şehit olacaksan da çocuklarına;
Bombadan değil korkudan ölmenin kepazelik olduğunu anlat.
Bari mirasın onurlu olsun…
Korkma İzmir.

ORTANCA HANIM
Bir komedyenin lafı çınlar hep kulağımda.
“Türkiye’de güldürmek için, olup biteni kopyalamak yeterli…”
Yalan mı?
Bak şimdi;
Ali Ağaoğlu pirimiz konuşuyor;
“O gün ortanca hanımın doğum günü vardı, Boğaz'a yemeğe götürecektim.
Bir anda aklıma geldi, hanımı ve oğlumu aldım.
15 senedir İstiklâl Caddesi'ne gitmemiştim, güzel bir nostalji oldu.
Gittim, millet fakir, olayın yaşandığı yere karanfil bırakıyordu ben gül bıraktım...”

seckin2

***

Kızmayın yahu.
Hangisi yanlış?
Kuma yok mu memlekette? Dolu…
Fakir yok mu memlekette? Dolu…
Karanfil yok mu memlekette? Dolu…
Odun Yok mu memlekette? Odun ?
Dolu, dolu…
Peki odunu kim koydu oraya?
Odun oğlu odun…

ZABITA ÇALIŞMIYOR

2 kere 2 dört kardeşim.
İstisnasız söylüyorum.
Pazar yerlerindeki zabıtalar ve dolayısıyla tüm belediyeler çalışmıyor.
Yüzyıldır zabıta “Esnaf kovalayan adam” algısında.
Hayır kardeşim.
Yüzlerce şikayet duyuyorum. Ben de yaşıyorum.
Pazar yerlerinin etrafına dolan otomobillerden pazara girilmiyor.
Özürlü geçiş rampaları kapalı.
Bazı odun vatandaşlar elinden gelse tezgahları otomobilleriyle dolaşacak.
Yok kardeşim.
Pazar kurulan günlerde zabıta kalkacak, kenar sokakları trafiğe kapatacak.
En olmadı pazara giriş sokağını be kardeşim…
Yol kapalı, kaldırım dolu. Işınlanalım mı kardeşim?
Bu ne ya.
10 dönüm bostan yan gel Osman…
Ne iş yaparsınız kardeşim vatandaş için?
Zaten ekonomisi yanmış esnafın dükkanını kapat, ceza yaz, bundan da keyiflen.
Hadi oradan…

DELİ ZİYA ;
“Saygıdeğer bürokratlarımız ve yöneticilerimiz;
Bu ülkenin vatandaşı olarak;
Bizleri çok kötü yönettiğiniz için sizlere hakkımı helal etmiyorum...”
(Mehmet Taşlıca/ İzmir 5. Sanayide esnaf)