Yasaklı ırklar konusu benim sık sık gündeme taşıdığım ve farkındalık oluşturabilmek için çabaladığım konulardan bir tanesi. Konuyla ilgili haberleri olabildiğince takip edip, bu sayfada da sizlere aktarmayı görev edindim diyebilirim.

Biliyorsunuz, Türkiye'de Pitbull, Dogo Argentino, Fila Brasileiro, Tosa Inu gibi güçlü kabul edilen köpek ırklarının ve bunların benzerlerinin beslenmesi ve satışı yasak. Aslında 5199 sayılı yasa ilk yürürlüğe girdiğinde içeriğinde böyle bir madde yoktu. Sonradan getirilen bu yasak, “Bütün hayvanlar eşit doğar ve kanun çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir” maddesiyle çelişki yarattı. Yapılan tüm itirazlara, sunulan tüm gerekçelere rağmen halen Türkiye’de bazı köpekler “yasaklı ırk” olarak kabul edilmeye devam ediliyor.

***

Son olarak yasaklı ırklar konusunda Prof. Dr. Tamer Dodurka’nın açıklamalarına denk geldim. İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Dodurka özellikle köpek psikolojisi üzerine kitapları ile tanınan bir bilim insanı. Hem veteriner iç hastalıkları uzmanı hem uzman psikolog ve aynı zamanda da hayvan psikoloğu.

Ben de kendisiyle 2 yıl kadar önce Can Dostlar sayfası için bir röportaj gerçekleştirdiğimde, köpek davranışlarının ardında yatan nedenleri, insanların hayvanlara yaklaşımının önemini ve hayvanlarla ilgili yasada mutlaka olması gereken maddeleri konuşmuştuk.

Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Tamer Dodurka DHA’ya yasaklı köpeklerle ilgili bir demeç vermiş. Haber zaten başlığı ile ilgi çekiyor: “Tehlikeli köpek sahipleri psikoteknik belgesi almalı!”

***

Okumayanlarımız için haberden benim en çok ilgimi çeken kısmı burada sizlerle de paylaşmak istedim. “Otomobil sürmek için ehliyet gerekir. Araç kaza yaparsa sahibi sorumlu olur. Bu köpekler için de durum aynıdır” diyen Tamer Hoca şunu vurgulamış:

“Köpeğinizi şiddetle değil, sevgiyle besleyin. Pitbull köpeği iyi şekilde yetiştirilirse insanlara çok yakın ve uyumlu bir hale gelecektir. Gelişimi sırasında şiddet gören çocuk nasıl şiddete meyilli oluyorsa, köpek de aynı şekilde meyilli olacaktır. Bu nedenle tehlikeli olabilecek kadar güçlü olan her köpeğin ya da onu dolaştıran kişinin, psikoteknik belgesi gibi bir belgeye sahip olması yerinde olacaktır.”

***

Yasaklı ırk diye bir şey yoktur. Sorumluluk yetiştirendedir. Her şeyin başı sevgi. Sevgiyle yetişen, yetiştirilen her canlı karşısındakine de sevgi verir.

Doğuştan şiddet eğilimli olmadığı halde yasaklı damgası vurulan köpeklerin sesini artık yetkililer de duymalı ve sunulan çözümlerden biri değerlendirilmelidir.

***

Kış aylarında can dostları unutmayalım

Geçtiğimiz yıl, havalar soğumaya başladığında sokak hayvanları için herkesin yapabileceği basit ama etkili çözümleri yazmıştım. Bu yazı çok okundu, çok paylaşıldı ve umarım birçok canın da dolaylı yoldan faydalanmasına aracı oldu.

Biliyorsunuz; kış mevsiminde bir köpek 17 saat, bir kedi ise 6 saat aç kalırsa, donarak ölebiliyor. Kuşlar da o minik bedenlerini ısıtmak için iyi beslenmeli ama bunu başaramazlarsa hayatları tehlike altına giriyor.

Türkiye’nin birçok ili hala kar altında ve İzmir’de her ne kadar bu hafta hava yeniden ısınmış olsa da “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” lafını unutmamak da fayda var.

Mart soğukları kapımızı tıklatmadan önce sokaktaki can dostlar için yapabileceğimiz küçük iyilikleri yeniden hatırlatmak istedim:

Bir kap mama bir kap su: Evdeki artık yemekleriniz veya ucuza satın alabileceğiniz kuru mamalar bir canın hayatını kurtarabilir. Özellikle pandemi döneminde birçok esnafın iş yapmaması nedeniyle hayvanlar besine eskisinden de zor ulaşıyor. Belediyeler ve gönüllüler ellerinden geleni yapsa da, yeterli değil. Haydi, siz de mahallenizde uygun bir yere temiz bir kap içinde mama bırakın. Hayvanların suyuna birkaç damla zeytinyağı damlatın ki su donmasın. Bu arada kışın kuşlar da aç kalabiliyor. Minik kalpler için pencerenizin önüne ekmek kırıntısı, buğday gibi besinler bırakabilirsiniz.

Pratik kedi-köpek evi: Özellikle şu önümüzdeki bir ay zor geçecek. Karton kutulardan, strafordan ve hatta leğenden pratik hayvan evleri yapabilirsiniz. Youtube’da nasıl yapabileceğinizi gösteren birçok örnek bulacaksınız.

Kaputa vurun: Bunu sürekli söylüyorum ama çok önemli bir konu. Havalar ne kadar soğursa, kediler de ısınmak için o kadar sık araçlara giriyor. Arabanızı çalıştırmadan önce kaputa ve tekerleklere vurmayı ihmal etmeyin.

Bağışıklıklarını güçlendirebilirsiniz: Kışın sokaktaki canların hastalanmaması için bağışıklıklarının güçlü olması lazım. İyi beslenme şansları az olduğu için siz hayvanlar için bırakılan suların içine vitamin damlatarak onların ekstra enerji almalarına ve bağışıklıklarını güçlendirmelerine yardımcı olabilirsiniz. Burnu akan halsiz bir kedi görürseniz, papatya çayı ile pamuğu ıslatıp gözlerini silebilir, veterinere danışarak İmmuzinc gibi bebeklere uygun şurup verebilirsiniz.

Belediyeden yardım isteyin: Yaralı veya hasta bir sokak hayvanı görürseniz, en yakın belediyeye haber verin ve lütfen konunun takipçisi olun.

Barınaklara destek olun: Barınakların kış aylarında en büyük ihtiyacı hayvanları sıcak tutacak eşyalar ve mama. Evde kullanmadığınız battaniye, kazak türü eşyalarınızı barınaklara gönderebilir, mama satın alarak destek verebilirsiniz. Veya direkt kötü durumdaki barınaklara dernekler aracılığı ile bağış yapabilirsiniz.

***

İş birliğini artırmak çok önemli

Geçtiğimiz günlerde Facebook’ta Karşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Çağlayan İnanlı’nın paylaşımına denk geldim. Daha doğrusu İnanlı, Karşıyaka Belediyesi’nin paylaşımını kendi sayfasında paylaşmıştı; ben de onun sayesinde hazırlanan harika afişi görme fırsatı buldum.

Gönüllüler, STK’lar ve yerel yönetimlerin bir arada, el ele, gönül gönüle çalışması çok değerli… Sadece hayvanlarla ilgili konularda değil, her alanda ortak bir sinerji yaratılması, karşılıklı fikir alınması, birlikte çalışmalar yapılmasıyla, kentlerimizin daha güzel ve yaşanabilir yerler olabileceğini düşünenlerdenim.

Bunun çok güzel örneklerini hep görüyoruz aslında. Zamanında sorunlu olarak kabul edilen birçok ilçede belediyeler STK’lar ve gönüllülerle ortak çalışmaya başladıklarında gerçekten son derece olumlu sonuçlar elde ediliyor. Kazanan da canlar oluyor.

Onlar için gönüllüyüz

Bu yüzden de Karşıyaka Belediyesi’nin paylaşımını çok anlamlı buldum. Paylaşıma şu mesaj iliştirilmişti: “Sahipsiz can dostlarımızın bütün ihtiyaçlarını karşılamanın, vazgeçilmez sorumluluklarımızdan biri olduğunun farkındayız.”

Ama asıl çarpıcı olan hazırlanan görseldi bana göre. “Onlar için Gönüllüyüz” sloganının altında şöyle yazıyor:

“Sahipsiz hayvanlar ile ilgili yapılan tüm çalışmalar yerel hayvan koruma görevlileri ile hayvansever gönüllü vatandaşlarımızla birlikte koordinasyon içinde yürütülmektedir.”

İşte bu! Bütün ilçeler böyle bir iş birliğinde olabilirlerse, bence çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur.

Soru ve önerileriniz için siz de Karşıyaka Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü ile 0232 324 44 19 no’lu telefondan iletişime geçebilirsiniz.

***

Sosyal medyadan inciler

Bu hafta sosyal medyayı tararken; HAYTAP’ın Facebook adresindeki bir paylaşım dikkatimi çekti. Çok sık televizyon seyretmeyen biri olarak bazı önemli programları kaçırabiliyorum ama sağ olsun sosyal medya var!

Federasyon Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, katıldığı bir televizyon programında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası için hazırlanan yeni yasa taslağını anlatmış. HAYTAP yeni yasa taslağı için “Dağ Fare Doğurdu” diyor. Bence de çok yerinde bir tespit. Şenpolat’ın HAYTAP olarak neden bu yasa taslağına itiraz ettiklerini merak ediyorsanız siz de Facebook’tan HAYTAP adresine tıklayarak bu programı izleyin derim…

*** 

Haftanın Karesi

Pixabay.com benim sık ziyaret ettiğim fotoğraf paylaşım sitelerinden bir tanesi. Burada birçok amatör ve profesyonel fotoğrafçının fotoğrafları bulunuyor. Bu hafta sizin için bu sitede yer alan harika karelerden bir tanesini seçmek istedim. Yoruma gerek yok, fotoğraf zaten kendisini anlatıyor.

Fotoğraf: Frank Winkler

***

Kimi takip etsek?

Bu haftaki önerim kediseverlere gelsin… Instagram’da kedilerle ilgili çok sayıda ünlü hesap var ama benim için en özel olanlarından bir tanesi Simabossneko’dur. Neden diyecek olursanız, bu arkadaş Japonya’nın adalarında gezerek buradaki kedileri fotoğraflıyor. Onun çektiği birçok kareye mutlaka sosyal medyada siz de rastlamışsınızdır, çünkü her fotoğrafı adeta bir sanat eseri.

305 bin takipçisi olan hesaba şu linkten direkt olarak ulaşabilirsiniz: https://www.instagram.com/simabossneko/