Norveç’in batısında yer alan Mundal kasabasını duydunuz mu? Ben bugüne değin ne duydum, ne yerini bilirim. Habere sanal ortamda rastladım.
Bu küçücük kasabada insandan çok kitap olduğunu öğrenince şaşırdım, kitap adına coştum!
280 kişilik kasabada 150 binin üstünde kitap varmış! Haberin rengine, varsıllığına, şenliğine bakar mısınız?
Dinlencesini insanlardan uzaklaşıp kitap okuyarak geçirmek isteyenler bu kasabanın  kafelerinde, sanat sergiliğinde, anmalık satış yerlerinde ikinci el kitaplarla buluşup kitabın kokusunu, sıcaklığını, gönencini yaşıyorlarmış. 
Salt  Mundal mı? 
Dar sokakları, taş ve ahşap evleri, saat kulesi, kitapları, kilisesi, tam ortasındaki küçük tarihi kalesiyle Galler’in Hay-on-Wye kasabasında bin 400 kişi yaşıyormuş. 
Genellikle “Kitap Kasabası” olarak tanımlanan bu kasabada da  çoğunlukla ikinci el kitap satan 40’tan fazla kitapçı varmış.
Aralarında BBC ve The Telegraph gibi büyük basın kuruluşlarının da bulunduğu aracılarla düzenlenen Hay Edebiyat Festivali’nin bu kitap şenliğine katkısının önemli olduğunu da öğrendim.    
Kale duvarlarına yığılmış ahşap rafların kitaplarla dolu olduğunu düşünmek bile insana nasıl heyecan veriyor sevgili dostlar?   Bu habere de odaklandım, sevindim,  duygulandım.    
Umalım ki kendilerine özgü özellikleriyle öne çıkan bu iki kasaba dünyaya örnek olsun.
***
Kitap adına bir güzel haber de İzmir’den.
Pasaport İskelesi yanında demirli bulunan, kısa sürede İzmir’in simgelerinden olan Zübeyde Hanım Eğitim ve Müze Gemisi, Türkiye’nin ilk yüzen kütüphanesi olacakmış.
Bu haberi de duyunca kıvanç duydum.
Geçen Haziran ayında bakım için Alaybey Tersanesi'ne götürülen gemide düzenlemeler tamamlanmış. Sanırım şu günlerde, Türkiye'nin ilk yüzen kütüphanesi kapılarını kitapseverlere açmıştır bile. Haydi gemiye, kitaplara…
***
Sözü kütüphanelerden, kitaplardan açınca Recai Şeyhoğlu’ndan söz etmemek olası değil.
Bugüne değin öykü, söyleşi, araştırma, gezi notları, deneme alanında  otuza yakın kitap yayımladı. Yetmedi annesi Rasime Hanım’la birlikte  köylerde kütüphaneler açtı, açmayı da sürdürüyor. Kitaplar, kütüphaneler içinde yaşayan bir insan.  
En son bana ulaşan kitabı “Halamın Villası”ydı. Recai Şeyhoğlu anlatı diyor kitabı için. Yaşamın içinden geçen durumlar; sevgi, aşk, terk edilmişlik, vefasızlık, öfke, iki yüzlülük, yenilgi bu anlatının, öykülemenin konularından…
Her Çarşamba 9 Eylül’ün ayrı köşelerini paylaştığım sevgili dostum Cengiz Güven de Recai Şeyhoğlu’nun bu kitabını  sıcağı sıcağına yazmıştı. (24 Nisan 2019) Ben yeni bir şey eklemeyeyim.
“Ben, şimdilik edebiyatseverim. Okudukça yazmayı, yazdıkça okumayı aşk hâli bilen biriyim.” diyor ya o bugüne değin köylerde açtığı kütüphanelerle, yayımladığı kitaplarla, kitap aşkıyla  daha nice zaman bizi şaşırtacağına inanıyorum!
Habere sanal paylaşımlarda rastladım. Heyemola Yayınları’nın sürdürdüğü İzmirim dizisinde  Recai Şeyhoğlu da Bergama’yı anlatmış. Kitabına bereket!
***
Kitaba dokunmuşken, Nilüfer Açılan Yıldız’ın Temren Yayınevinden çıkan “Kuantik Yaşam” romanını, “Aybeniz” şiir kitabını da anmalıyım.
Kuantik Yaşam 2. baskısını yapmış. Geçtiğimiz İzmir Kitap Fuarı’nda Temren Yayınevi sergiliğinde 50 yıl sonra buluştuğum kentlim şair Ali Şentürk’le kucaklaşırken, Nilüfer Açılan Yıldız da kitaplarını imzalayıp sunmuştu bana. 
Kitaplı yolu açık olsun.