Sıkıntılı, kaygılı, kederli günlerden geçiyoruz. Dünyanın çivisi mi çıktı yoksa? Mevsimler şaşırdı, iklimler karıştı, doğa öcünü alırcasına kırıp döküp geçiyor ortalığı. Siyaset kirli, hava kirli, dil kirli, söz kirli… Talibanlar daha kirli, daha çok karartıyor dünyayı!

Her olayın altından kirlenmiş, kanla yıkanmış  insan ellerinin izi çıkıyor! Çağdışı sapkınlıklar, aymazlıklar, yozluklar… Oysa ne çok özledik insanın insana sevgiyle dokunmasını, barışçıl duygularla kucaklaşmasını,  umutla söyleşmesini, aydınlık sözlerle buluşmasını…

Şiirden, öyküden, resimden, yontudan, ezgiden, kültürden, sanattan, kitaptan, dergiden konuşmasını…

Umut sevgide, barışta, saygıda, aydınlıkta, gelecekte, kitapta…

İnsan kokan kitaplara dokunalım bugün.

'İnsan önce insan olmalı'

İçindeki çocuğu özenle koruyan bir yazın emekçisi Zeki Büyüktanır. 91 yaşını da bu inatçı, erinçli çocukla koşarak geçiyor.  Bilsen Başaran diliyle söylersek tam bir atom karınca.

İnceleme, deneme, destan, şiir, oyun türünde 32 yapıtı yayımlandı bugüne dek. Basılmayı bekleyenler de sırada.

Anadolu sevdalısı, aydınlanmacı, insana saygılı, umuda yelken açıcı, usanmaz uslanmaz bir yazın emekçisi.

Geçtiğimiz günlerde telefonla aradı. “En yakın yerde buluşalım, sana ulaştıracağım kitaplar var” dedi. Gerence’den İzmir’e kısa süreli gelmiştim, denk  düştü, Nergis’te Ciğerci Paşa’da buluştuk.

Ben birayı yudumlarken o çay içmeği yeğledi. Yeniden basılanlarıyla 4 kitabını getirdi: Kırık Tabletler, Tilgarimo (4.basım), Anadolu’nun Işık İnsanları LUVİLER, Şeyh Bedreddin Destanı (3.basım).

Dört kitabın da kapak tasarımını yapan, arka kapak yazılarını yazan Ferhat İşlek. Görüntüleyen, kurgulayan, yazan, sunan bir yazın emekçisi Ferhat. Dur durak bilmiyor, karış karış geziyor Anadolu’yu.

İnsana duralım, Büyüktanır’ın “Kırık Tabletler”deki “İnsan” sözlerine kulak verelim:

“İnsan; insana, bağnaza, acımasıza değil

Yalnız doğanın yasasına

bir de ölüme tutsak olmalı  olacaksa

İnsan; dergâha, obaya, oyluma, pirlere, ermişlere değil,

İnsan; Yalnız kendi özüne

Hesap vermeli sorumluluk alacaksa

İnsan; Tanrı’ya, Yalvaçlara hiç değil

kendi öz benliğine kafa tutmalı tutacaksa

İnsan; Önce insan olmalı olacaksa”

Kitaplara dokunuyor

Ayşe Kaygusuz Şimşek, Ankara’da 14 yıldan beri yayımlanan Ekin Sanat Dergisi'nin emekçilerinden. Şiir öykü, anı, söyleşi, mektup türünde çok sayıda yapıtı var. Çocuklar için yazdığı kitapların sayısı da 10’u aşmış olmalı.

Şair dost Gülşen Ersan, Ankara’dan Kaygusuz’un Ekinsanat Yayınları’ndan çıkan “Yaşamdan Armağan” ve “Düşe Yazanlar” adlı iki kitabını bana da getirdi. 

Kaygusuz, “Yaşamdan Armağan” yapıtında, yabancı ve yerli yazarların kitapları üzerine yazdıklarından bir seçki yapmış. Okuma açlığı içinde olduğunun altını çizen Kaygusuz’un kitap yazıları içinde Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Tahsin, Yücel, Sevgi Soysal, Oruç Aruoba, Remzi İnanç adlarının yanında bildiğim, sevdiğim şair-yazar dostlarımın kitapları için de sıcak yazılarla buluşturuyor okurunu: Selami Karabulut, Duran Aydın, Mehmet Taşar, Hasan Akarsu, Gülşen Ersan, Nilüfer Uçar, Gülderen Canyurt…

Ayşe Kaygusuz Şimşek “Düşe Yazanlar-2” kitabında ise “yaşama dokunmak için” 24 yazın-sanat emekçisiyle söyleşi yapmış. Aralarında Hüseyin Atabaş, Selim Esen, Hidayet Karakuş, Ahmet Özer, Öner Yağcı, Abidin Köse, Ramazan Teknikel… gibi tanış şair yazarları da bulunca, onlarla kucaklaşmış gibi duyumsadım kendimi.

Kaygusuz, “Durmadan yürüyelim! Kitapların ışığında!..” diyor.

Ben de katılıyorum sözlerine Kaygusuz’un. Kitaplara dokunalım, kitapların ışığında, aydınlığında yürüyelim.