Kitabın olduğu yerde aydınlanma vardır. Sevgi, umut, yaşama sevinci vardır.

Kitabın olduğu yerden kötülük gelmez. Kitapla yaşamak insana diliyle, şiiriyle, öyküsüyle, iletisiyle çoğulluk katar.

Kitabevlerinde daha çok insan olsun, kitaplara dokunsun, kitaplar alsın isterim hep. Kütüphaneler kitapseverlerin kokusuyla donansın isterim.

Kitap fuarları açıldıkça, 'kitaplı gün' buluşmaları arttıkça içim açılır, gönlüm gönenir.

Salgın sürecinde kitap fuarları açılamadı, kapalı ortamlarda kitaplı, şiirli etkinlikler düzenlenemedi. İnsan insana uzak kaldı, kucaklaşamadı.

Salgın sürüyor; ancak bu yıl açık hava ortamında bir çok kentimizde kitaplı buluşmalar da gerçekleştirildi.

Bildiğim kadarıyla Ayvalık, Bandırma, Bornova, Burhaniye Datça, Edremit, Kadıköy, Karşıyaka, Kartal, Konya (15-24 Ekim), Marmaris, Afyon… gibi bir çok ilçede, ilde kitap günleri düzenlendi, düzenleniyor.

Kitaba dokunmak, şairlerle yazarlarla söyleşmek, imzanın sıcaklığını yaşamak elbette okuru da yazarı da mutlu kılıyor.

***

Geçtiğimiz günlerde Karşıyaka’da, Bornova’da da Kitap Günleri vardı. Bornova’daki Kitap Günleri’ne katılabildim. Atila Er, Özge Sönmez, Bilsen Başaran dostlarımla birlikte kitap sergiliğinde okur dostlarımızla buluştuk, kitaplarımızı imzaladık, söyleştik, fotoğraflar çekildik.

Kuşkusuz, Kitap Günleri’nden yayınevleri ne denli yakınmasız ayrıldılar? Beklenen ilgi sağlandı mı? O da ayrı bir soru, ayrı bir konu. 'Bir dokun bin ah işit' diyenler de çıkacaktır.

Kendi adıma söyleyeyim; benim için güzel buluşmalardı, merhabalaşmaydı. İmzalama sırasında, şiir etkinliğinde ses sese, göz göze buluştuğum, görüştüğüm dostlarla özlem gidermeydi: Mehmet Yaşar Bilen, Zeki Büyüktanır, Lütfiye Aydın, Bilsen Başaran, Selami Şimşek, Hüseyin Yurttaş, Atila Er, Özge Sönmez, Aydın Şimşek, Dizdar Karaduman, İlhan Soytürk, Eşref Karadağ, Gülşen Ersan, Ümit Yaşar Işıkhan, Hava Avcı Köseoğlu, Buket Işıkdoğan, Zehra Nurdan Yaveroğlu, Neval Savak, Neda Olsoy, Fatma Rençber Çiftçi, Süreyya Türkaydın, Mahsenem Yazal, Ferki Haydaroğlu, Şerife Apaydın, Ahmet Nihat Yıldız, Hatice Eğilmez Kaya…

Sonrasında açık havada “Sahne Odysseia”da şiire durduk, şiirin sesine karıştık Atila Er, Özge Sönmez’le. İzleyen şiir dostlarının göz sıcaklığıyla, alkışlarıyla…

Kesinlikle cinsiyetçi bir yaklaşım, ayrımcı bir söylem değil, kadın şairler demek. Saygıyla, sevgiyle, özenle, içtenlikle anıyorum onları.

Derdim tartışma yaratmak, söz dalaşına girmek de değil. Şairin kadınını, erkeğini ayrı sınıflara yerleştirmeyi de düşünmem. Ancak bundan ne denli uzak kalsak da kadın şairlere bir ayrıcalık tanımadan da edemiyoruz.

Hikmet Altınkaynak’ın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde (16 ve 23 Eylül 2021) “Şiirin Sultanları” yazısını okuyunca, kadın şairlerimizin başarısını alkışlamadan geçmek istemedim. Şiirleri yabancı dillere çevrilen, seçkilerde yer alan, uluslararası şiir şenliklerine katılan, ödüllendirilen kadın şairlerimizi yazmıştı Altınkaynak:

“Cumhuriyetin kadınları Cumhuriyet felsefesini, demokrasiyi benimseyen, insan haklarını koruyan, onun için onuruyla mücadele veren çağdaş kadınlardır. Kölelik düzenine karşıdırlar. Yaşamları da şiirleri de özgürdür. Bu şiirlerle hem kendi seslerini, düşlerini hem de Atatürk Türkiyesi’nin özgür sesini dünyaya duyuruyorlar.”

Altınkaynak’ın iletişim kurduğu, yazısına aldığı kadın şairlerimiz Yeşim Ağaoğlu, Gülsüm Cengiz, Serpil Devrim, Gülseli İnal, Arife Kalender, Emel Koşar, Melek Özlem Sezer, Oya Uysal, Neşe Yaşın, Müesser Yeniay, Zeynep Aliye… Kuşkusuz buna eklenecek başka adlar da vardı. Yeri geldikçe anılmalı, anlatılmalı, paylaşılmalı. Şiirimizde kadın sesleri eksik olmamalı.