Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan çok sevdiğim bir arkadaşım İzmir’e geldi. Yıllar sonra yeniden buluşup, sanki o yıllar hiç geçmemiş gibi arayı bir çırpıda kapatıverdik. Hayatlarımızda olan biteni konuştuktan sonra, konu pek tabii ki hayvanlara da geldi.

Son 6 yılda “Can Dostlarımız” sayfası ile birlikte hayvanlara ve hayvan haklarına dair çok şey öğrendim; bu konuda uzman veya canlara ömrünü adamış pek çok insanla tanıştım. Hayvan sevgim değişmese de hayvanlara bakış açım zaman içinde değişti. Dolayısıyla eski bir arkadaşımla buluşup sokak hayvanlarını konuştuğumuzda konu “kısırlaştırma”ya gelince fikir ayrılığına düştük. Arkadaşım “Ben kısırlaştırma fikrine karşıyım” dedi. Ve o çok bilindik kısırlaştırma karşıtı argümanları sıraladı: Doğalarına müdahale etmemeliyiz. Onlar da anneliği-babalığı tatmalı. Onların üreme hakkını ellerinden almak bize düşmez vs…

Ben de konu hazır aklımdayken, internette uzun bir araştırma yaptım. STK’ların, veteriner hekimlerin, belediyelerin kısırlaştırmanın neden önemli olduğuna dair yaptıkları açıklamaları sizler için derledim. Siz de kısırlaştırmaya karşıysanız, umarım bu bilgiler bakış açınızı genişletmenize yardımcı olur.

***

-Kısırlaştırmanın köpeklerde 1-3; kedilerde 3-5 yıl kadar ömürlerini uzattığı kanıtlanmıştır.

- Her kızgınlık dönemi dişi hayvanın kanser riskini artırır. Her doğum, ömrünü kısaltır. Aynı şekilde her doğan yavrunun da yaşam kalitesi düşer. Kısırlaştırma ile, dişilerde meme tümörü, yumurtalık ve rahim kanseri riskleri azalır. Erkeklerde ise testis kanseri riski ortadan kaldırılıp, prostata ilişkin hastalıklar da büyük ölçüde azaltılmış olur.

-Eşleşme isteğine bağlı evden kaçma, yüksekten atlama veya düşme, aşısız hayvanlardan hastalık bulaşması, kötü kokulu-feromonlu idrar yapmaları, kavgacı davranışlar göstererek yaralanmaları vb. problemler önlenir.

-Kediler, insanlardan 45; köpekler 15 kat daha fazla üreme yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla her birinin sağlıklı ve iyi koşullarda yaşamaları ancak kısırlaştırma ile mümkün olabilir.

-İnsanoğlu bazı hayvanları evcilleştirerek ve insana bağımlı hale getirerek zaten onların doğasına yüzyıllardır müdahale ediyor. Dolayısıyla bugün gelinen noktada kısırlaştırmayı doğaya müdahale olarak görmek yanlıştır.

- Hayvanlar aşık oldukları için veya cinsel arzular doğrultusunda değil, çoğalmak dürtüsüyle çiftleşirler. Bizim gibi aile kavramları yoktur. Yavrularını birkaç aylıktan sonra bırakırlar. Yavruları belli bir yaşa geldiğinde onlarla çiftleşebilirler.