Kimseyi yerden yere vurasım yok...

Sadece şaşkınım, sosyal devleti arıyorum.

Yerel yöneticileri, “BAŞKAN”sıfatıyla oturuşunu değiştirenleri arıyorum..

Bulamıyorum...

***

Yani balık başkan kokuyor aslında.

Memleketin bakanı, söylenen yalanları maalesef itiraf ediyor.

“Vaka başka, hasta başka” diyor.

Biz uzun zamandır biliyoruz ki bu veriler zaten yalandı...

Sağımız da bir dostumuz korona, solumuzda bir akrabamız korona.

Yüz yılın felaketi yaşanıyor.

Şu ya da bu şekilde çok kimseyi suçlayamıyoruz da.

***

Ancak durum bu...

Sosyal hayat, günlük hayat, yaşama hakları tehdit altında.

Mesele burada başlıyor...

Gözler hem sosyal devleti hem yereldeki yöneticileri arıyor.

***

Bakınız okullar açılamıyor...

Kırtasiyeciler güm...

Kantinciler, servisçiler, giyimciler, tuhafiyeciler güm...

Öğretmenler mağdur, güvenlik çalışanları ve aileleri öyle...

“Bir kelime” gibi görüp okuyup geçmeyin...

Allah aşkına bağlı sektörleri de düşünün...

Oto tamircisinden, terziye kadar.

Okul yanındaki kafeteryadan, önündeki simitçiye kadar...

On binler aç, on binler şaşkın...

Alabilen varsa 25’er bin kredinin ödeme günleri geldi,

Ne kira verebiliyorlar ne elemanlarına borçlarını ödeyebiliyorlar...

Kahveciler perişan, kafeler benzerleri, perişan...

***

Bunlar tespitler... Onlarca da siz ekleyebilirsiniz.

Peki öncelikle sosyal devlet nerede?

Yok...

Çünkü ekonomi tepe taklak...

Mecali yok, hareket şansı yok.

O zaman yerel yöneticiler nerede?

Onlar da yok...

Kimileri pandeminin arkasına saklanıyor,

Kimileri başını toprağa gömüyor...

O kadar yamuk yumuk STK oluşumları yapılmış ki ;

Misal, onlarca yan sektörle beraber hareket eden;

Düğün salonları felç ve sesini duyuracak kimse yok.

Organizasyon şirketleri felç ötesi “Gık” diyecek bir STK'sı yok.

Net örnek vereyim; organizasyon şirketleri Kahvehaneciler Odası’na bağlı.

Çünkü bugüne kadar öyle bir girişimleri olmamış.

Kahveciler Odası’na yollamışlar, O da “he" demiş...

Adam kendi derdinde kim sallar organizasyon şirketini...

***

Devam edeyim.

Belediyelerimiz yok.

Bence baştan sona başarısızlar...

Geçen gün bir yetkili arkadaş ile tartışıyoruz.

Karşıyaka Altınyol’un akşam ve sabahları karşı şerit daraltılarak açılmaya çalışılmasını, bana sanki yüz yılın hizmetiymiş gibi anlattı.

Daha bu tarafa geçemedim, geçmedim bile...

Bugün kenar semtlerde, Çiğli’nin kıyılarında,

Konak’ın kenarlarında, Karabağlar’ın gecekondu oluşumlarında, EBA’ya internetsizlikten, inanın televizyonsuzluktan ulaşamayan onlarca evladımız var.

İzmir’in göbeğinde var...

Büyükşehir’in doğal olarak yetemeyecek girişimlerinden başka hareket var mı?

Yok...

Ben esnaf odalarının sessizliğine, Ticaret Odası’nın en azından sosyal sorumluluk anlamında pasifliğine, Sanayi Odası’nın kenti ve toplumu uzaydan seyrine “Hayret” ediyorum... Sarsıla sarsıla hem de...

***

Sonra “Arama Konferansı” toplanıyor...

Bir umutlanıyoruz tabi...

Bir bakıyoruz ki kendi aralarında bir şeyler arıyorlar...

Hala gözleri gelecek iktidarda, kim olsun nasıl olsun?

Açıklama yapıyorlar, birbirlerine mesajlar, güzellemeler...

“İlçe belediye başkanından büyükşehir olurmuymuş gösterdik.

İleride bakan bile olabilirler.”

Verin gazı birbirinize ağalar...

Katılımcılar tamamen CHP’li yerel yöneticiler.

Birisi de desin ki; “Arkadaş hadi bir proje yapalım.

Bu iktidardan hayır yok, elimizdekilerle bir şeyler yapalım.

Toplum patlayacak yanında duralım... Bari söylem yapalım...”

Arama konferansı...

Ne arıyorlardı acaba?

Ne buldular acaba?

Bir şey buldularsa bize de söyleseler de haberimiz olsa...

Arayın arayın, bulursunuz...

Kimsesiz şehrin kimseleri...

***

Trump

Sayın Başkan Turmp, korona oldu.

Allah düşmanımın başına vermesin.

Maalesef, taraftarı çok ama hastalıkla dalga geçerken “Maske takmayın”cılarla birlikte hareket ederken,“Bana bi şey olmaz” derken korona yoktu, bak başkan falan tanımıyor...

Dahasını söyleyeyim...

Ciddi astrologlar aylar önceden söyledi...

“Trump ölecek”

“Yahu astrologlara mı inanıyorsun?” diyebilirsin.

Yok.

Referansım ABD’nin efsane çizgi dizisi Simpsonlar

Daha önce de birçok konuda ön görüde bulunan ve tutturan Simpsonlar,

Trump’u tabutta göstermişti...

Ölürse şaşırmayacağım...

Bir düşün diye

Ne demek hamam böceği yıkanamıyor?

Ne demek Japon balığı Japonca bilmiyor?

Ne demek kedi balığı miyavlamıyor?

Ne demek deniz anası terlik fırlatmıyor?

Ne demek serçe parmağı uçmuyor?

Ne demek ayçiçeği ayda yetişmiyor?

Ne demek pilot kalemi uçmuyor?

Ne demek deniz yıldızı kaymıyor?

Ne demek Japon balıkları çubukla pilav yemiyor?

Ne demek Karadeniz mavi?

Ne demek deniz atları at yarışlarına katılmıyor?

Ne demek palyaço balığı sirkte çalışmıyor?

Ne demek kulak memesi sutyen takmıyor?

Ne demek muhabbet kuşu muhabbet yapmıyor?

Ne demek deniz aslanı kükremiyor?

***

Skandala devam

Eski Fatih Koleji’de bence skandal bir uygulama var ve devam ediyor.

Sonuçta devlet okulu olan bu mekan İmam Hatip Lisesi olmuştu.

Bu okulun havuzu dışarıya kapanmış durumda.

İzmirli sporculara kapalı...

Kendi kurslarında ise bana göre bir başka skandal yaşanıyor.

Bu mekana, erkekseniz giremiyorsunuz,

Veli olarak da giremiyorsunuz,

Evladınız 10 yaşından büyük ve erkekse kursa da alınmıyor.

Bu iddialar, Güzelyalı’nın ortasındaki okulda oluyor...

Velinin içeri girip havuzu görmesi bile yasak deniyor...

Hayırdır içeride ne oluyor ki?

Havuz pis mi temiz mi?

Anne baba evladını koyduğu havuzu görmek istemez mi?

Yasağın manası nedir ki?

...

Ayrıca edindiğim bilgiye göre, meşhur Misak-ı Milli okulu, binanın deprem riski sebebiyle boşaltıldı.

1300 öğrenci Mehmet Akif okuluna nakledildi.

Veliler, büyük bir kısmı boş olan eski adıyla Fatih Koleji’nin bir bölümünü istedi.

Alınan yanıt yine “Hayır” oldu...

Yahu bina boş...

Ne var orada okusalar...

Hayır...

Kim koruyor, kimin malını kimden saklıyorlar, anlamış değilim...

***

DELİ ZİYA

Ben akıllanmam isteyen delirip yanıma gelebilir.