Kesin olan bir şey var ki, mevsimlerin getirdiği meteorolojik değişiklikler, insan ruhunu da doğrudan etkiliyor.

İlkbaharda topumuz birden nasıl birer aşk kelebeğine dönüşüyorsak, şimdi de çevremde, hayatı rölantiye alma, kayışı boşa sardırma vs. durumları seziyorum.

Yaz depresyonu dedikleri tam da bu iken üzerine hemen hemen her yaz bir de seçim gerginliği yaşıyoruz.

***

Millet iradesini kabul etmeyip sadece seçimi kaybettikleri için seçim tekrarlatanlar, hala 'demokrasi, milli irade' falan demiyorlar mı!

Gülüyoruz artık ne yapalım..

Zaten bu seçim kampanyası baştan sona komedi.

Dün Binali Yıldırım yine köprüden atlamak isteyen birini kurtardı!

Adamı iki koruma kollarından sımsıkı tutmuşlar, Yıldırım'ın aracından inip gelip kurtarmasını bekliyorlar!

Bu tiyatro artık çok eskimedi mi ya hu?

Bu kadar mı çaresiz kaldınız?

Hele otelde gizli görüştüler kumpası tam bir rezaletti.

Böyle mi kandıracaksınız size küsen seçmeninizi?

Bu kadar mı aşağılıyorsunuz insanların zekasını.

Neyse her şey ortada.

Dananın kuyruğu pazar günü kopacak nasılsa.

Bekleyip görelim.

Ve biz yine asıl konumuz yaz depresyonuna dönelim.

***

Mesela aşağıdaki belirtiler bugünlerde sizde de baş gösterdiyse.

Geçmiş olsun, aramıza hoş geldiniz demektir:

-Çökkün bir ruh hali, ilgi kaybı ya da yaptıklarından zevk alamama.
- Günlük işini ve gücünü yapamama, günlük işlere karşı aşırı isteksizlik.
- İştah kaybı ya da aşırı iştah. Diyet yapmadığı halde aşırı kilo kaybetme ya da çok az yenmesine rağmen kilo alma (Bir ayda vücut ağırlığının yüzde 5'inden fazlasını alma ya da verme).
- Hemen her gün aşırı uyuma ya da uykusuzluk...
- Sıkıntı, huzursuzluk, yerinde duramama.
- Kendini yorgun, bitkin, halsiz hissetme.
- Kendini değersiz ya da suçlu gibi hissetme.
- Dikkatini bir noktaya toplayamama.
***

Bu maddelerden beşi sizde varsa yolun başında önlem almak gerekir.

Bu konuda sihirli bir formül yok elbet.

Size tecrübeyle söyleyebilirim ki böyle durumlarda en iyisi kendini hiç zorlamadan sakince beklemek.

-Çok mu uyuyorsunuz, uyuyun.

-Durmadan yemek mi istiyorsunuz, yeyin.

-Kendinizi hırpalamak mı istiyorsunuz, o işi kimseye bırakmadan en çok siz kendinizi dövün.

Çünkü bu depresyon denilen şey dibine kadar yaşanmadan geçmiyor.

Ama illa ki geçiyor.

Depresyonun girişi olduğu gibi çıkışı da var elbet.

Bırakın ona doğal akış karar versin.

Hemen antidepresanlara sarılmayın.

Hele düzenli kullanmayacaksanız, kafanıza göre şak diye kesecekseniz hiç boşu boşuna doktor yolları aşındırmayın.

Böyle zamanlarda bana en iyi gelen şey yalnız kalmak, yürüyüş yapmak, yemek yapmak.

Bunların hiçbirine enerjim yoksa, televizyonun karşısında bütün gün camış gibi yatmak.

Hiç zorlamıyorum kendimi.

Savaşmıyorum onunla.

Bu meret geleceği zamanı da gideceği anı da kendi belirliyor çünkü!