Bu saatten sonra,
Bunca rezillikten sonra,
Dünyaya bu kadar küçük düştükten sonra;
Binali Bey Başkan olsa ne olur, olmasa ne olur?
Binali Bey yorgun, bitkin, büyük bir olasılıkla kendisini aldatılmış hissediyor.

Seçim gecesi 22.00'de 'kazandım' dedi, 10 gündür ortalarda yok.

Sanki İmamoğlu ile yarışan Erdoğan...
Yaklaşık 50 yıldır seçimleri izlerim, böyle bir kepazelikle hiç tanışmadım.
Konu İstanbul olunca Türkiye bir yana İstanbul bir yana.
Belki fantezi ama muhalefet AKP'ye teklif etsin. (İstanbul'u al, 80 vilayeti bana ver.) Havada uçarak kabul ederler.
Çünkü İstanbul rant kapısı.

Milyon dolarlar dönüyor.

Kendileri demediler mi; “İstanbul'u kaybetmek Türkiye'yi kaybetmektir''...
'Seçime hile karıştı, şaibe var, örgüt işi' diyorlar.

Arkadaş sandık kurullarında, ilçe seçim kurullarında, il seçim kurullarında her yerde temsilciniz var.

YSK'yı anlatmaya gerek yok.

Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı'nın elleri seçim torbalarında.

Hileyi, şaibeyi kim yapıyor? Kim?
Yandaş medyayı ibretle ve tiksinerek izliyoruz.

İlk günden ortak manşetler atmaya başladılar.

Komplo teorileri birinci sayfalarında.

Doğrusu bu yöntem bize hiç yabancı değil.

Ergenekon'da, Balyoz'da biz bu filmi görmüştük.
YSK'nın son başvurularını kısmen de olsa reddetmesinden sonra şimdi yeni senaryoları ne olacak dersiniz?

İlk adımlarını İçişleri Bakanı aracılığıyla Büyük Çekmece'de attılar.

Polis güya ilçeye kaydırılan 11 bin 186 seçmeni araştırıyor.

Seçimlerden öne CHP ortalığı ayağa kaldırmadı mı?

'Sahte seçmenler olabilir, bir evde 40 seçmen var' diye.

Ne dediler; 'Dünyanın en güvenli seçimleri bizim ülkede yapılıyor.

YSK ne dedi; 'Başvurular geçersizdir,sahte seçmene rastlanamamıştır.'
Ne oluyor şimdi?

Seçim bitti sandıklar sayıldı.

Büyük Çekmece'de yüzde 50'ye yüzde 47 oyla CHP adayı ipi göğüsledi.

Polis ilçede ev-ev geziyor.
Bilinen yöntemlerle delil ortaya koyup ilçede yeniden seçime gidecekler.

Hatta işi daha da ileri götürüp İstanbul seçimlerinin yenilenmesini isteyecekler.

Erdoğan demedi mi ''16 bin oy seçimi kazanmak için yeterli değildir” diye.
Bu ülkeye yazıktır günahtır.

Bu beyhude çabalar yalnızca 16 milyonluk İstanbul halkına değil, tüm ülke halkının oyuna ihanettir.

Demokrasınin, hukukun, adaletin sırtına saplanan bir hançerdir.
Verin hak edenin mazbatasını.

Dönün yüzünüzü çöken ekonomiye, mutfaktaki yangına...