Aslında kayıp yıl sözcükleri yaşananların tam karşılığını vermiyor.
Lanetli yıl mı desek acaba 2020 için? Yoksa talihsiz yıl mı?
Ne dersek diyelim unutmak istediğimiz bir yıl olduğu kesin.
Lanet Covid-19 ile başladı yıl.Bizim uyanmamız Mart ayını buldu.İlk ölüm 18 Mart'ta meydana geldi ülkede .Uyanıp önlemleri alabildik mi? Hayır.
Batı'dan gelenlerin denetimsiz yurda girişleri,Umre'ye giden binlerce kişinin ülkeye dağılmaları, sınır kapılarının açıldığı yolundaki haberlerin ardından onbinlerce Suriyelinin başıboş bir şekilde Yunanistan sınırına yığılması, Ayasofya'nın yüzbinlerce kişinin katılımıyla ibadete açılması,saçma-sapan parti kongreleri , virüsün arayıp da bulamadığı koşulları oluşturdu.
Ders aldık mı ? Negezer.Neyeterli sağlık önlemleri alınabildi ne de sağlık otoritelerinin ısrarla önerdiği tam kapanma gerçekleştirildi.
En basit maske konusunu ağızlarına-burunlarına bulaştırdılar.Günlerce faydası var mı? Yok mu tartışması yaptılar.(Stoklarımız çok fazla,başka ülkelere yardım yapıyoruz ) dediler, ülkede maske bulunamadı.Satışı yasakladılar, biz dağıtacağız dediler, 3 buçuk evden sonra pes ettiler.
Birçok ülke ekonomik krizde vatandaşlarını korumak amacıyla milyon dolarlık,euroluk paketler açıklarken,bizim hükümet IBAN numarası vererek halktan yardım talebinde bulundu.
Derken hayatımıza Turkuaz tabloyusoktular. Herrakkamıbir hayatı,bir umudu,bir hayalisimgeliyentabloyalanlarla doluydu..Vaka sayısını,kayıp sayısını eksik göstererek bundan bir başarı hikayesi yaratmaya çalıştılar.
Sonuc apaçık ortada.İki milyondan fazla vaka ve 20 binin üzerinde can kaybı...
Aynı tiyatroyu şimdi aşı konusunda izliyoruz.Sudan nedenlerle yalnızca 25 milyon kişinin yararlanabileceği bir aşıyı bile getiremediler..Kaldı ki bir türlü getirmedikleri aşı ,3.cü faz çalışmaları tamamlanmamış, bizim dışımızda bu aşıyı kullanacak olan Brezilya ve Endonezya'nın hiçbir açıklama yapmadığı,üretici ülke Çin'in suskun kaldığı bir aşı...
Aslında salgınla ilgili gelişmeler ve bu iktidarın beceriksizliği bir kitap konusu...
2020'deki lanet salgının yanında doğal afetler,terör olayları,siyasi krizler,şiddet olayları ve başta sağlık çalışanları olmak üzere acı kayıplarla karşı karşıya kaldı ülkemiz.
Ocak ayında Elazığ'da meydana gele depremde 41 kişi, Ekim ayında İzmir'deki depremde de 114 kişi yaşamını yitirdi.
Suriye'nin İdlib kentinde teröristlerce girişilen hain saldırıda 33 askerimizi şehit olması yüreklerimizi dağladı.
Van'ın Bahçesaray ilçesinde Şubat ayında düşen çığda ise 42kişi hayatını kaybetti.
Gaziantep'te özel bir hastanenin yoğun bakım servisinde meydana gelen oksijen tüpü patlaması ise 12 Korona hastasının yanarak ölmesine yol açtı.
2020 yılındaki ekonomiden hiç söz etmeyelim.İşsizliğin,enflasyonun, yokluk ve yoksulluğun tavan yaptığı yıla son nokta, asgari ücretin 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak sefalet ücreti olarak ilan edilmesiyle kondu.
Bitti mi? Hayır.Bir önceki yıldaki çevre katliamları,hukuksuz tutuklamalar,insan hakları ihlalleri,medya baskıları,ekran karartmalar 2020'de de artarak devam etti.
Özetle salgınla,doğal afetlerle,terör olaylarıyla, siyasal krizlerle dolu talihsiz bir yılı geride bırakıyoruz.Aslında en büyük talihsizliğimiz bu olaylara AKP iktidarıyla yakalanmamız oldu.
2021'in ülkemize sağlık, barış ve huzur getirmesini diliyor, yeni yılınızı kutluyorum.