İzmir'in Karşıyaka ilçesi, bu sabah kepçe sesleri ve isyan dolu feryatlarla güne uyandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri ve Zabıta Daire Başkanlığı'na bağlı ekipler, Mavişehir sahil şeridinde, zamanla oluşan ve denize uzanan onlarca kaçak balıkçı barınağı ve ahşap iskelenin yıkımı için bölgeye operasyon başlattı. Ancak ekipler, karşılarında teknelerini ve yıllardır verdikleri emeği korumaya çalışan öfkeli ve çaresiz tekne sahiplerini buldu. Yasal dayanağı olmayan bu yapıların kaldırılması gerektiğini belirten belediye yetkilileri ile teknelerini bağlayacak başka bir yerleri olmadığını haykıran vatandaşlar arasında yaşanan gerginlik, bölgedeki plansızlığın ve altyapı eksikliğinin acı bir tablosunu gözler önüne serdi.
Sabahın ilk ışıklarıyla gelen yıkım kararı
Mavişehir sahilinde, özellikle balıkçı barınağının çevresinde uzun süredir var olan ve görüntü kirliliğinin yanı sıra güvenlik riski de oluşturan derme çatma yapılar için düğmeye basıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin daha önceden sahiplerine tebliğ ettiği yıkım kararı, bu sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte uygulamaya konuldu. Bölgeye sevk edilen iş makineleri ve zabıta ekipleri, kıyı kanununa aykırı olarak inşa edildiği belirtilen barakaları ve denize uzanan ahşap iskeleleri kaldırmak için çalışmalara başladı. Yetkililer, bu yapıların hem kamuya ait alanı işgal ettiğini hem de herhangi bir mühendislik standardına sahip olmadığı için fırtınalı havalarda tehlike arz ettiğini belirterek, yıkımın zorunlu olduğunu ifade etti.
'Gidecek başka yerimiz yok' feryadı
Ancak belediye ekiplerinin başlattığı çalışma, yıllardır teknelerini bu derme çatma iskelelere bağlayan hobi amaçlı denizcilerin sert tepkisiyle karşılaştı. 48 yaşındaki Orçun Hasbahçeli, belediyenin kendilerine yıkım bildirimini gönderdiğini ancak bir çözüm sunmadığını belirterek isyanını dile getirdi. "Biz de derme çatma bir yer istemiyoruz, biz de modern bir barınak istiyoruz" diyen Hasbahçeli, çaresizliklerini şu sözlerle anlattı: "Burada resmi bir barınak var ama tamamen dolu. Teknelerimizi buraya koymak zorunda kalıyoruz çünkü başka gidecek yerimiz yok. Teknelerimizi şimdi buradan çıkartıp nereye koyacağız? Belediyeye bir çözüm üretmesi için müracaat ettik ama bize bir dönüş yapılmadı. Biz bir yer istiyoruz, aylık aidatımız neyse onu da kuruşu kuruşuna ödeyelim. Hobi olarak tekneyle vakit geçiriyoruz ama denize açıldıktan sonra teknemizi güvenle bağlayacak bir yer bulamıyoruz."
Teknesini korumak için geceyi denizde geçirdi
Yıkım kararının yarattığı çaresizliğin en çarpıcı örneklerinden birini ise iki teknesi bulunan 38 yaşındaki Kemal Mete yaşadı. Yıkımın sabah yapılacağını öğrendiği için geceyi evinde değil, teknelerinden birinin içinde geçirdiğini anlatan Mete, sabah kepçe sesleriyle uyandığını söyledi. "Benim dışımda çok sayıda arkadaşımın da burada teknesi var. Sabah yıkım olacağını bildiğim için gece teknemde kaldım ve nöbet tuttum. Sabah ise yıkım sesleriyle uyandım" diyen Mete, bu sorunun kalıcı bir çözüme kavuşturulmadığı sürece bu manzaraların tekrarlanacağını belirtti. Mete, "İzmir'de, özellikle bu yakada teknemizi güvenle çekebileceğimiz bir yer yok. Çözüm olarak bize modern bir barınak yapılmasını istiyoruz. Bugün bu iskeleler yıkılsa bile, biz yine teknemizi koyacak yer bulamayınca yarın yenisi yapılacak. Bu kısır döngünün bitmesi lazım. Barınak yapılırsa biz aidatımızı da, vergimizi de son kuruşuna kadar ödemeye hazırız" diyerek yetkililere seslendi.
Mağduriyetin temelinde plansızlık ve yetersiz altyapı yatıyor
Tekne sahiplerinin ortak feryadı, aslında Karşıyaka ve Mavişehir bölgesinde yıllardır süregelen bir altyapı eksikliğini de gözler önüne seriyor. Özellikle pandemi sonrası hobi amaçlı denizciliğe olan ilginin artmasıyla birlikte mevcut balıkçı barınağının kapasitesinin çok üzerinde bir talep oluştu. Teknelerini bağlayacak yasal ve güvenli bir liman bulamayan yüzlerce vatandaş, kendi imkanlarıyla oluşturdukları bu kaçak iskelelere yönelmek zorunda kaldı. Yıkım kararıyla birlikte bir kez daha gündeme gelen bu sorun, sadece bir asayiş veya zabıta meselesi olmanın ötesinde, kentin büyüme hızına paralel olarak ilerlemeyen bir altyapı planlaması problemini de ortaya koyuyor. Tekne sahipleri, belediyenin yıkım kararını uygularken, aynı zamanda kendilerine modern, güvenli ve makul ücretli yeni bir barınak alanı göstermesi gerektiğini belirterek, mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor.