Düşünün bir erkek evden çıkıyor ve en erken üç dört yıl sonra dönüyor. Dönerse aile şanslı... Çünkü savaş yılları. Açlık var, yokluk var ve hasret var. Bu ortamda dimdik ayakta duran, çocuklarına, ailesine kol kanat geren kadın var. Anadolu kadını... Binlerce yıllık geleneğin, gücün temsilcisi...

Ama ne yazık ki; o dönemde hakim güç tarafından yok sayılıyor. Görmezden geliniyor. Büyük Usta Nazım Hikmet'in şiirindeki gibi, sofradaki yeri öküzümüzden sonra geliyor. Ama o kadınlar kurtuluş savaşının baş aktörleri. Cephede, tarlada, evde hep onlar var.

***

O dönemin yasalarına göre kaderleri erkeğin iki dudağının arasında. Erkeği tek kuma getirirse şanslı. Üç de olabilir dört de... Adamın insafına kalmış.

Geçtiğimiz hafta medeni kanunu çıkarılmasının 95. yılıydı... Suçmuş gibi sessiz sedasız kutlandı. Birkaç cılız haber o kadar.

O medeni kanunla, evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi. Tek eşle evlilik yasal bir hak oldu. Kadınlara istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı. Artık kadın mahkemelerde tanıklık yapabilirdi. Şimdi size komik gelebilir ama o denemde kadın, mahkemede tanıklık bile edemiyordu. O kanunla kadın, boşanma konusunda erkekle eşit haklara sahip oldu. Böylece kadın yasal olarak da var hükmüne geçmiş oldu...

***

Bugünün şartlarında “Olur mu öyle şey?” diyebileceğimiz birçok şey eğer ortadan kalktıysa hep o dönemin çağdaş, medeniyete yönelmiş kanunları sayesinde oldu. Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet sayesinde çok şey kazandık. Özellikle kadınlar hak ettikleri yasal hakları bu genç Cumhuriyet sayesinde elde ettiler.

Cumhuriyet için, “reklam arası“ diyen kadın milletvekili, bu sözleri bile cumhuriyet sayesinde söyleyebildi.

***

Bu yazıyı size tarihi bilgi aktarmak için yazmış değilim. Türkiye'de kadınlarla ilgili bazı günler var. Ve o günlerde gündem kadın oluyor. Bence bugün, kadınlar sosyal hayattaysa ve artık en küçük bir sorunda bile hakkını arayabiliyorsa bunu, 95 yıl önce çıkan medeni kanunlara borçlular. Medeni kanuna karşı alerji duyanların artmaya başladığı bir ortamda bu kadar silik kutlanmasına gönlüm razı olmadı. Hepsi bu...