İzmir/Smyrna, 1826-1864

Abone Ol

İzmir, araştırma açısından çok zengin bir birikime ve bu birikimin bir izdüşümü olarak çok zengin bir malzemeye sahiptir. Bu zengin birikim özellikle yurt dışında ve yabancı dillerde bir tarih laboratuarı misali araştırmalara konu edilmektedir. Yurt dışında İzmir ile ilgili bu yayın çabası uzun yüz yıllardır kesintisiz olarak devam etmektedir. Son yıllarda Malte Fuhrmann’dan Oliver Jens Schmidt’e, Leon Kontente’den Marie Carmen Smyrnelis’e İzmir Tarihi açısından ufuk açıcı yayınlar gerçekleştiriliyor. Bu yayınlar artarak devam edecek gibi de görünüyor. Bu yayınlar arasında –belli bir ideolojiye hizmet eden- araştırma kitapları olduğu gibi üniversitelerde hazırlanan ve kitap olarak da yayınlanan tezler de bulunmaktadır. Bu tür tezlerden biri de Feryal Tansuğ tarafından Toronto Üniversitesi’nde doktora tezi olarak hazırlanan “Communal Relations in Izmir/Smyrna, 1826-1864: As Seen Through The Prism of Greek-Turkish Relations” (İzmir/Smyrna'da Toplumsal İlişkiler, 1826-1864: Türk-Yunan İlişkileri Prizmasından Göründüğü Şekliyle)

Feryal Tansuğ,

Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde sosyoloji okudu. Bilkent Üniversitesi’nde Osmanlı Tarihi alanında yüksek lisansını; Kanada’da Toronto Üniversitesi’nde Yakın ve Ortadoğu Çalışmaları Bölümünde Osmanlı Tarihi alanında doktorasını yaptı (2008): İzmir/Smyrna, 1826-1864: Geç Dönem Osmanlı Şehrinde Rum-Türk İlişkileri [İzmir/Smyrna, 1826-1864: Greek-Turkish Relations in a Late Ottoman City] (Peterlang, 2018) ve Osmanlı’nın Son Dönemi’nde Adalı Rumlar (Pan, 2018) kitaplarının yazarıdır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. Yüzyıl’da geçirdiği dönüşüm süreci, çok dinli ve çok etnik yapılı Osmanlı toplumunda cemaatler arası ilişkiler ve etkileşim, Akdeniz ve Ege Adaları konuları çalışma ve ilgi alanları arasındadır. Bu konularla ilgili olarak uluslararası bilimsel dergilerde çeşitli makaleleri mevcuttur. Feryal Tansuğ, İstanbul’da Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde tarih dersleri vermektedir.

İzmir/Smyrna, 1826-1864

1826 Reformları ile vilayet düzenlemeleri arasındaki döneme odaklanan tez içinde kentin 1826-1864 yılları arasında kalan kesiti beş bölüm halinde ele alınıyor. Birinci bölümde; kentin yakın dönem geçmişi ve bu dönem içinde merkez-çevre ilişkileri, yerel yöneticiler ve sorunlar, özellikle de reformlar, doğal afetler ve Yunan İsyanı gibi döneme özgü olayların kent üzerindeki etkisi inceleniyor…

İkinci bölümde; 19. Yüzyıl’da sosyo-ekonomik yapılar üzerinde durulduktan sonra demografik yapı, sosyo-kültürel yaşam, kentin ekonomik etkinliğinde Rum ve Türk topluluklarının rolü… Ayrıca eğitim, sosyal kulüpler ve hastaneler bu bölümün içeriği…

Üçüncü bölüm, Osmanlı Reformları’nın kentteki yansımalarına odaklanıyor: Osmanlı Modernleşmesi ve bu bağlamda Yargı, İdari, Ekonomik ve Sosyal Reformlar…

rdüncü bölümün başlığı içeriğini kolay ele veriyor; Yunan İsyanı ve Değişim: Kent Yaşamına Etkisi…

Son bölüm ise daha çok toplumsal ilişkilere ve etkileşimlere, yerel yönetime, mülkiyet ilişkilerine, kentin gelişimine ve toplumsal düzenine odaklanıyor…

Yazar sonuç bölümünde Rumlar ve Türkler üzerinde dururken Rumların isyan öncesinde tüccar, zanaatkâr ve kilise arasındaki –ki biz bunu okulların dahi ayrılması sürecinden de biliyoruz- ayrılığa dikkat çekiyor. İsyan öncesi bu birliğin sağlanması isyanın başarıya ulaşmasına da katkısı olmuştur. Yazar Türkler ve Rumlar arasındaki kopuşun –daha önceleri de her ne kadar tatsız olaylar yaşanmış olsa da- 1908 sonrası gerçekleştiğine dikkat çekerek 1866-1908 döneminin de araştırılması gerekliliği üzerinde duruyor.

İzmir’de 1797 Olayları

Yazar, İzmir üzerine tez ve kitap çalışmasından başka kentin tarihinde bir kırılma noktasını oluşturan 1797 olayları üzerine de bir makale yayınlamış. Frenk Mahallesi’nin yeniçeriler tarafından yakılmasıyla ve I. Dünya Savaşı’na kadar sürecek olan Batılı devletlerin Körfez’de sürekli savaş gemisi bulundurmalarıyla neticelenecek olan olayları “Yunan Tarihi”ndeki işlenişi açısından değerlendirmeye alır.

Değerli Necmi Ülker Hocam bu olayın gelişimini tarihsel arka planıyla şöyle ortaya koyar: “”

Yani Avusturya Konsolosluğu himayesinde kentte kurulan canbazhanede yasakçı olarak görev yapan Bilal adlı yeniçerinin Venedikli/Hırvat gemiciler tarafından öldürülmesi sonucu Frenk Mahallesi’nin yakılmasına kadar büyüyen bir olaydır bu.

Feryal Tansuğ, İzmir Tarihi’nde önemli bir yer tutan bu olayı “” başlığında ele alarak bir başka açıdan değerlendirmeye çalışmaktadır: “”

Sonsöz

Başta da belirttiğim gibi İzmir, uluslararası bağlamda gerek akademi dünyasında gerekse serbest araştırmacılar tarafından yoğun olarak ele alınmakta; üzerine önemli yayınlar yapılmaktadır. Ancak bu yayınlardan yerel ölçekte yeteri kadar yararlanılmaması dikkat çekicidir. Kent/kentli sanki kendi içine kapanmış dışarıda olup bitenden haberdar olmak istemez bir durumdadır. Kente dair bilgi üretim sürecinde bu kaynaklara ulaşmak, onları değerlendirmek, yorumlamak ve gerektiğinde referans almak hiç kuşku yok ki kente dair düşünce dünyamızı zenginleştirecektir.

Gerekli bir düzelti

Ancak gözden kaçan küçük bir yazım hatasını da –ileride bir sakınca yaratmaması açısından- düzeltmekte yarar görüyorum. O da şu; tezin kitap olarak yayınlanmış baskısında (Berlin 2018) adım yanlışlıkla, “Fransız Seyahatnameleri ve Tarihin Aynasında İzmir Kolokyumu, İzmir BB, 2002” adlı yayının editörü olarak geçmiş.