GENEL

İzmirli liselilerden küresel kuraklığa yerli çözüm: Deniz suyu artık can suyu oluyor

İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha sert hissedildiği günümüzde, İzmirli lise öğrencileri tüm dünyaya umut olacak bir projeye imza attı. Genç mucitler, geliştirdikleri biyomimikri tabanlı sistemle deniz suyunu tarım için kullanılabilir hale getirirken, aynı zamanda gıda üretiyor ve karbonu doğadan temizliyor. Bu devrim niteliğindeki çalışma, bilim dünyasının prestijli dergilerinden New Medit’te yayımlanmaya hak kazanırken, Paris’teki dev çevre organizasyonundan da davet aldı.

Abone Ol

Dünya genelinde tatlı su kaynaklarının hızla tükenmesi ve kuraklığın tarımsal üretimi tehdit etmesi, İzmirli gençleri harekete geçirdi. Sürdürülebilir Kalkınma Gençlik Liderleri (SÜGEP) eğitim programına dahil olan lise öğrencileri, sadece şikayet etmek yerine çözümün bir parçası olmayı seçti. İzmir'in yıl içinde 274 gün boyunca yağış almadığı gerçeğinden yola çıkan öğrenciler, mevcut su kıtlığına karşı doğanın kendi yöntemlerini kullanan entegre bir sistem tasarladı. Projenin çıkış noktası, dünyadaki tatlı su rezervlerinin yaklaşık yüzde 70'inin tarımsal sulamada kullanılıyor olmasıydı. Gençler, eğer deniz suyunu tarımda kullanılabilecek niteliğe dönüştürebilirlerse, tatlı su kaynakları üzerindeki baskının büyük ölçüde azalacağını öngördü.

SÜGEP Akademi Başkanı Mehmet Umut Dilsiz, gençlerin bu vizyoner yaklaşımının önemine dikkat çekerek, yaşanan su krizi ve buna bağlı obruk oluşumlarının endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti. Dilsiz, projenin sadece bir arıtma işlemi olmadığını, aynı zamanda gıda krizine karşı da bir kalkan görevi göreceğini vurguladı. Yaz aylarında etkisini daha fazla hissettirecek olan kuraklık felaketine karşı, gençlerin ortaya koyduğu bu iradenin tüm yöneticiler tarafından desteklenmesi gerektiğinin altı çizildi.

Doğanın mühendisliğinden ilham alan sıvı orman

Öğrencilerin "Biomimikri yaklaşımı ile deniz suyunu arıtarak tarımda kullanılabilecek tatlı su üretim sistemi" adını verdikleri proje, geleneksel arıtma yöntemlerinden tamamen ayrılıyor. Doğayı taklit etme sanatı olarak bilinen biyomimikri prensibini temel alan sistem, adeta yaşayan bir organizma gibi işliyor. Projenin teknik altyapısına destek veren üniversite öğrencisi Melis Uysal, kurdukları sistemi "sıvı bir orman" olarak nitelendiriyor.

Sistemde tuzlu su doğrudan bitkilere verilmiyor; bunun yerine ön filtreleme ve nanofiltrasyon süreçlerinden geçiriliyor. Bu aşamada suyun içindeki tuz büyük oranda ayrıştırılırken, bitkilerin gelişimi için hayati önem taşıyan magnezyum ve fosfat gibi mineraller korunuyor. Sistemin en çarpıcı yönü ise mikroalglerin kullanımı. Bir ormandan çok daha hızlı ve etkili karbon yakalama kapasitesine sahip olan mikroalgler, sistemin kalbini oluşturuyor. Bu sayede sadece su üretilmiyor, aynı zamanda atmosferdeki karbon yükü de hafifletiliyor.

Birinin atığı diğerinin hazinesi oldu

Projenin sürdürülebilirlik felsefesi, "atık" kavramını ortadan kaldırıyor. 16 yaşındaki lise öğrencisi Ece Ünal'ın ifadeleriyle, sistemde "birinin atığı diğerinin hazinesi" ilkesi kusursuzca işliyor. Bitkiler büyürken ortaya çıkan atık sular, mikroalg biyoreaktörlerinde algler için zengin bir besin kaynağına dönüşüyor. Buna karşılık, alglerin fotosentez yoluyla ürettiği oksijen ise bitkilerin kök gelişimini destekliyor.

Sistemin kapalı devre çalışması, dışarıya zararlı bir çıktı verilmesini engelliyor. Lise öğrencisi Ela Gümüş, mevcut deniz suyu arıtma tesislerinin tuzu tekrar denize boşaltarak ekolojik dengeyi bozduğuna dikkat çekerken, kendi projelerinde bu sorunun da aşıldığını belirtiyor. Algler tarafından işlenen su, iyon ve besin dengeleyici tanklardan geçirilerek tekrar sisteme kazandırılıyor. Bu döngü, tarımsal verim kaybını önlerken, su kesintilerinin yaşandığı şehirlerde alternatif bir yaşam modeli sunuyor.

Küresel arenada ses getiren başarı hikayesi

İzmirli gençlerin bu yenilikçi çözümü, uluslararası kamuoyunun da dikkatinden kaçmadı. Proje, çevre ve sürdürülebilirlik alanında dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan Paris Change Now Gezegen İçin Çözümler Expo2026 fuarında sergilenmeye değer bulundu. Genç mucitler, 2026 yılının Nisan ayında Paris'te düzenlenecek olan bu dev organizasyonda Türkiye'yi temsil edecek.

Başarı sadece fuar davetiyle sınırlı kalmadı. Akdeniz İleri Tarım Araştırmaları Merkezi (CIHEAM) tarafından yayınlanan saygın bilimsel dergi New Medit, projeyi makale olarak yayınlama kararı aldı. Bir lise projesinin akademik bir yayında yer bulması, çalışmanın bilimsel derinliğini kanıtlar nitelikte. Proje ekibinden Ela Kuyumcuoğlu'nun "Doğayı fethedilecek bir yer olarak değil, taklit edilecek bir mühendis olarak görüyoruz" sözleri, gençlerin vizyonunun ne denli geniş olduğunu özetliyor. İzmir'den çıkan bu kıvılcım, gelecekteki olası iklim felaketlerine karşı insanlığın elindeki en güçlü kozlardan biri olmaya aday.