İzmir'de kent yönetimi anlayışını kökten değiştirecek ve Türkiye'ye örnek olacak tarihi bir adım atıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın "kenti İzmirlilerle birlikte yönetme" vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen Yurttaş Akademisi - Kent Denetçileri Programı, düzenlenen toplantıyla resmen başladı. Bu devrim niteliğindeki projeyle artık vatandaşlar, sadece hizmet alan konumundan çıkarak kentin yönetiminde aktif birer denetçi ve çözüm ortağı haline geliyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve yüzlerce proje arasından sıyrılarak seçilen bu model, İzmir'de yeni bir demokrasi kültürünün de fitilini ateşliyor.
Sahaya inen ilk gözler: Gönüllü denetçiler göreve hazır
Projenin ilk kahramanları, tamamen gönüllülük esasına göre belirlendi. Programa katılmak için yapılan 2 bin 911 başvuru arasından, noter huzurunda çekilen kurayla seçilen 17 Kent Denetçisi, İzmir'in sokaklarındaki yeni gözü ve kulağı olacak. Beş günlük yoğun bir teorik eğitim ve atölye çalışmasından geçen denetçiler, ilk etapta kentin dört merkezi ilçesi olan Konak, Karşıyaka, Balçova ve Buca'da sahaya inecek. Görevleri ise oldukça net: Çevre temizliğinden park güvenliğine, kentsel hijyenden yeşil alanların korunmasına kadar birçok konuda gözlem yaparak veri toplamak ve belediyeye doğrudan raporlama yapmak. Bu veriler, belediyenin kendi verileriyle birleşerek sorunlara daha hızlı ve etkili müdahalelerin yolunu açacak.
Avrupa'da parlayan İzmir modeli
Bu projenin önemi, sadece yerel bir girişim olmasından kaynaklanmıyor. "Kent Denetçileri Programı", aynı zamanda uluslararası bir başarı öyküsü. Avrupa Birliği destekli IMPETUS Projesi kapsamında Avrupa genelinde başvuran 509 girişim arasından seçilen 20 projeden biri olmayı başardı. Toplantıda konuşan Başkan Tugay, bu durumun altını çizerek, "Türkiye’den bu programa kabul edilen tek büyükşehir belediyesi İzmir. Bu hepimiz için hem büyük bir gurur, hem de büyük bir sorumluluktur," ifadelerini kullandı. Bu başarı, İzmir'in katılımcılık ve şeffaflık temelinde geliştirdiği yönetim anlayışının Avrupa standartlarında da takdir gördüğünü kanıtlıyor.
Artık bildiğimiz için değil, ölçtüğümüz için karar alınacak
Başkan Cemil Tugay, projenin sadece bir denetim faaliyeti olmadığını, ortak sorumluluğun kurumsallaştığı yepyeni bir yönetim modeli olduğunu vurguladı. Artık kararların hislerle veya varsayımlarla değil, doğrudan sahadan gelen verilerle alınacağının altını çizen Tugay, "Biz de İzmir’de, ‘bildiğimiz için değil; ölçtüğümüz için’ karar alacağız. Yurttaşlarımız ise artık sadece hizmet alan değil, yönetişimin doğrudan bir parçası olacak," dedi. Bu yaklaşım, Avrupa'nın gelişmiş kentlerinde vatandaşların sensörlerle hava kalitesi ölçtüğü, enerji kullanımını izlediği modern yönetişim anlayışını İzmir'e taşıyor. İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da programın Türkiye'de bir benzeri olmadığını belirterek, "Bu sadece denetleme değil, bir kültür inşası. Katılımcılarımız bakmakla görmek arasındaki farkı bu programla daha iyi anlayacak," diyerek projenin derinliğine dikkat çekti.
Sorunun çözümü artık vatandaştan başlayacak
İzmir'in depremde, selde ve yangında gösterdiği dayanışma ruhu, şimdi kentin yönetimine taşınıyor. Başkan Tugay, bu yeni modelle birlikte sokaktaki bir sorunun çözümünü ilk başlatan kişinin yine vatandaş olacağını belirtti. "Bir sokakta çöp konteyneri taşmışsa, bir park karanlıktaysa, bir mahallede hava kirlenmişse İzmirli çözümü başlatan kişi olacak," diyen Tugay, bu projenin bir belediye projesinden öte, yeni bir yurttaşlık kültürü ve demokrasi biçimi olduğunu ifade etti. Kent denetçileri ilk olarak Kültürpark, Hasanağa Bahçesi, Kordon, Kent Ormanı ve Bostanlı Sahili gibi kritik kamusal alanlarda yapacakları incelemelerle, İzmir'in geleceğini şekillendirecek bu ortak iradenin ilk adımlarını atacaklar.