Yusuf TOMRUK - Son yıllarda İzmirlinin istediği maviliğe bir türlü kavuşamayan ve bütün vaatlere rağmen yüzülemeyen İzmir Körfezi’nde işler bir türlü düzelmiyor. Avrupa’nın en büyük arıtma tesisine sahip İzmir’de beklenen temizlik yakalanamasa da 2000’li yıllardan sonra geri dönen iç körfezdeki olta balıkçılığı sahillerde yer bırakmayacak kadar yoğunlaştı. Son aylardaki yoğun koku ve kirlilik nedeniyle 'Körfezde tutulan balık yenir mi?' sorusu vatandaşlarca çokça sorulmaya başlandı. Konu hakkında dokuzeylul.com’dan Yusuf Tomruk’a konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar önemli açıklamalarda bulundu. Yaşar, Körfez’in neden tam olarak temizlenemediğini ve uzun yıllardır gündem olana marina beklentisinin neden gerçekleşemeyeceğini de açıkladı. Öte yandan Bostanlı İskelesinden başlayıp, Karşıyaka, Bayraklı, Alsancak, Karataş, Göztepe derken Üçkuyular iskelesine kadar olan sahil şeridinde kıyıdan ve bu iki iskele arasında kalan bölgede tekneyle amatör olta balıkçılığı yasaklamıştır.

2000’DEN SONRAKİ EN KÖTÜ DÖNEMDEYİZ

Körfez’deki koku ve kirlilikle ilgili açıklama yapan ve ‘2000’li yılların başına mı dönüyoruz?’ sorusunu yanıtlayan Prof. Yaşar “Şu an 2023 yılındayız ve Körfezimizin 2000’den sonraki en kötü dönemini yaşıyoruz. Aslında 2000-2004 yılları arası durum gerçekten iyiye gitti. Gerçekten arıtma başlayında Körfez sonra ciddi şekilde mavileşti. Körfez kendini toparladı. Biz de hatta böyle giderse 5-6 yıla yeniden yüzülür diye düşünüp heyecanlanmıştık. Ama ne zaman Başkan Ahmet Piriştina vefat etti, ondan sonra geriye dönüş başladı. Ne oldu peki? Ahmet Piriştina döneminde sıkı bir denetim vardı. Fabrikalar arıtmalarını 24 saat çalıştırmak zorundaydılar. Piriştinanın ardından denetim iyice azlandı ve fabrikalar arıtmalarını önce geceleri kapatmaya başladı. Ardından yaşadığımız duruma gelindi. Körfez bir türlü sürekli bir maviliğe bürünemedi. Çünkü enerji çok pahalı Biz denizlerimizi fosseptik olarak kullanıyoruz. 2005 yılında sonra günümüze kadar gelen sürecin nedeni budur” dedi.

PROF. YAŞAR: BEN YEMEM, YASAK OLMASI LAZIM

Son zamanlarda sosyal medyada sıkça yer alan ve büyük ilgi gören İç Körfez’deki olta balıkçılığı hakkında konuşan Prof. Yaşar “2023’te ilk kez plankton patlaması, kızıl renkli red tide (müsilaj) ve makro algler gördük. Balık ölümleri de gördük. Körfez’de tutulan balığı ben yemem. Kimsenin yememesi lazım. Eskiden yasaktı. Yeniden yasak olması lazım. Yanlış anlaşılmasın balık olması şahane bir şey.  Eskiden beri körfezde balık çeşitliliği çoktur. Körfezde hep balık vardır, dev granyöslar, levrekler ve çipuralar hep vardı. Ancak balık var diye yenecek diye bir kural yok. Tutmanın da yemenin de yasak olması lazım. Denize de giriyorlar girilmemesi lazım.” diye konuştu. “Dünyada en önemli körfezlerindendir bizim körfezimiz” diyen Yaşar “Ben hep derim temizleyelim, resifler atalım. Dünyanın Olta balıkçılığı merkezi yapalım. 1980 yılında Konak Vapur İskelesi’nde 3 metre derini görürdük. Çay bahçeleri vardı. Millet para atardı çocuklar dalar çıkartırdı. O yıllardan bu yıllara geldik” dedi.

İÇ KÖRFEZ’DE MARİNA OLMAZ

“İç Körfez’e Marina istiyorlar” diyen Prof. Yaşar “İzmir Ticaret Odası Pasaporttaki mendireği kiraladığı zaman, benimle bir araya geldiler. Marina konusunda görüşümü aldılar. Bir toplantı yaptık, benim muhalif bir şekilde konuştum. Başkan Ekrem Demirtaş da başına geleni anlattı. Konak Pier’in orada üç hafta kalan teknesinin demirini sudan alamamışlar. “Hocam çok haklı, demiri çekemedik” dedi. Körfez Öyle yoğun bir alg ve mikroorganizma durumu var ki, yatların ve teknelerin bakımı güçleşir. Algler nedeniyle tekneler sürekli karaya çekilmek zorunda kalır yani kimse gelmez. Ünlü Piri Reis gemimizi 78-79 yılında üç aylığına Konak Pier’in oraya çekti. Üç ayda yarım metre yosun ve kekamoz bağladı. Urla’ya zor götürdük. Bu yüzden iç körfezde bir marina yer almamalıdır. Ama günü birlik yada birkaç günlük gelip gitmelerde sorun olmaz” diye konuştu.
 

Kaynak: HABER MERKEZİ