GENEL

İzmir için felaket senaryosu!

Yeni bir bilimsel rapor, iklim krizinin korkutan yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Küresel ısınma nedeniyle deniz seviyesindeki yükselme, aralarında İstanbul ve İzmir'in de bulunduğu 37 metropolü haritadan silme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Milyonlarca insanın yaşadığı bu kentler, önümüzdeki yüzyıl içinde sulara gömülebilir.

Abone Ol

Bilim dünyasından gelen son uyarı, gezegenimizin geleceğine dair endişeleri derinleştirdi. Swiftest adlı şirket tarafından yayımlanan ve kurucu ortak Matthew H. Nash tarafından hazırlanan kapsamlı bir rapor, iklim krizinin geri döndürülemez etkilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Araştırmaya göre, artan sıcaklıklar ve eriyen buzullar nedeniyle deniz seviyesindeki yükselme, önümüzdeki 100 yıl içinde dünya genelinde 37 şehri haritadan silme potansiyeli taşıyor. Bu listenin en endişe verici yanı ise Türkiye'nin iki büyük metropolü olan İstanbul ve İzmir'in de risk altındaki şehirler arasında yer alması.

Küresel ısınma dünya haritasını yeniden çiziyor

Rapor, küresel ısınmanın sadece bir çevre sorunu olmadığını, aynı zamanda medeniyetler için varoluşsal bir tehdit haline geldiğini vurguluyor. Bilim insanları, sera gazı emisyonlarının tetiklediği sıcaklık artışının, kutuplardaki buz tabakalarının hızla erimesine yol açtığını belirtiyor. Bu durum, okyanus ve denizlerdeki su seviyesini tehlikeli boyutlarda artırarak kıyı şeritlerini yeniden şekillendiriyor. Swiftest'in raporuna göre bu tehlike, artık sadece uzak bir ihtimal değil, gelecek nesiller için somut bir gerçeklik olma yolunda ilerliyor. Artan su taşkınları ve kıyı erozyonu, milyonlarca insanın yaşadığı bölgeleri yaşanmaz hale getirebilir.

Türkiye'nin incileri risk altında: İstanbul ve İzmir listede

Araştırmanın Türkiye için ortaya koyduğu tablo oldukça karamsar. Ülkenin en büyük iki şehri olan İstanbul ve İzmir, coğrafi konumları nedeniyle deniz seviyesinin yükselmesinden en çok etkilenecek kentler arasında gösteriliyor. Özellikle İzmir Körfezi ve İstanbul Boğazı çevresindeki alçak rakımlı bölgelerin, gelecekteki olası su baskınlarına karşı son derece savunmasız olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, bu durumun sadece fiziksel bir yıkıma yol açmayacağını, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik ve kültürel merkezlerini de derinden sarsacağını öngörüyor. Milyonlarca insanın yerinden olması, tarihi ve kültürel mirasın sular altında kalması ve altyapının tamamen çökmesi gibi senaryolar, acil önlem alınmazsa kaçınılmaz bir son olabilir.

Sadece Türkiye değil, dünya metropolleri de tehlikede

Tehdit, küresel bir boyutta. Rapor, Pasifik'ten Atlantik'e kadar dünyanın dört bir yanındaki ikonik şehirlerin benzer bir kaderle yüzleşebileceğini ortaya koyuyor. Japonya'nın teknoloji üssü Tokyo, ABD'nin finans merkezi New York, Tayland'ın hareketli başkenti Bangkok, Endonezya'nın batmakta olan şehri Jakarta ve İtalya'nın kanallarıyla ünlü Venedik'i gibi metropoller de "geleceğin kaybolan şehirleri" listesinde başı çekiyor. Bu durum, iklim krizinin zengin ya da gelişmiş ayrımı yapmaksızın tüm insanlığı tehdit ettiğinin en açık kanıtı olarak değerlendiriliyor. Dünya ekonomisinin can damarı olan bu şehirlerin sular altında kalması, küresel ölçekte trilyonlarca dolarlık bir ekonomik yıkımı da beraberinde getirebilir.

Bilim insanları uyarıyor: Geri dönülmez bir yola girilebilir

Bilim insanları, küresel sıcaklık artışı Paris Anlaşması'nda hedeflenen 1,5 derecenin altında tutulsa bile, tehlikenin tamamen ortadan kalkmayacağı konusunda uyarıyor. Yapılan projeksiyonlar, yüzyılın sonuna doğru deniz seviyesinin yılda 1 cm gibi endişe verici bir hızla yükselebileceğini gösteriyor. Bu hız, birçok ülkenin kıyı savunma sistemlerini inşa etme kapasitesini aşabilir. Bu durumun, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı yurtlarını terk etmeye zorlayarak "felaket boyutunda bir iç göçü" tetikleyebileceği belirtiliyor. Eğer fosil yakıt emisyonları hızla azaltılmazsa, dünya haritasını değiştirecek bu felaket senaryosu, gelecek kuşaklar için acı bir mirasa dönüşebilir.