İzmir'in trafik sorununa neşter vurması ve Buca ile Bornova ilçelerini birbirine bağlayarak ulaşımı rahatlatması hedeflenen Onat Tüneli projesi, geçtiği güzergahtaki Atamer Mahallesi sakinleri için can ve mal güvenliğinin tehdit edildiği, korku dolu bir bekleyişe dönüştü. Aylardır devam eden tünel kazı çalışmaları nedeniyle onlarca binada derin çatlaklar oluştuğu, bazı evlerin duvarlarında yıkımlar yaşandığı iddia edilirken, dün akşam saatlerinde artan sarsıntılar bardağı taşıran son damla oldu. Büyük bir gürültü ve sarsıntıyla kendilerini sokağa atan mahalleli, yetkililere seslenerek acil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını istiyor.
'Deprem oluyor sandım' diyerek sokağa fırladılar
Atamer Mahallesi için dün akşam, her zamankinden daha korkutucu geçti. Devam eden tünel çalışmaları sırasında yaşanan şiddetli sarsıntı, mahallede adeta bir panik havası estirdi. Evlerinde oturan onlarca aile, büyük bir gürültüyle sallanmaya başlayınca deprem olduğunu zannederek can havliyle kendilerini dışarı attı. Çocuklarını kucaklayarak sokağa fırlayan anneler, ne olduğunu anlamaya çalışan mahalle sakinleri, kısa sürede sokakları doldurdu. O anları yaşayan Necla Köprülü, dehşeti şu sözlerle anlattı: "Dün evde otururken, deprem oluyor zannedip çocuklarımı alarak dışarı çıktım. Bir de baktım ki tüm mahalle dışarıdaymış. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Herkes panik atak hastası oldu. Bizim bu korkuyu her gün yaşamamız reva mı? Bir çözüm istiyoruz."
Çatlakları bantla, korkuyu isyanla kapatıyorlar
Mahalledeki evlerin durumu ise tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Birçok binanın duvarlarında, kolonlarında ve zeminlerinde, tünel çalışmalarının yarattığı sarsıntılar nedeniyle derin yarıklar ve çatlaklar oluşmuş durumda. Vatandaşlar, evlerinin içine fareler ve böcekler girmesin diye bu çatlakları çaresizlik içinde koli bantlarıyla kapatmaya çalışıyor. Kanser hastası olduğunu ve bu koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini belirten Nurettin Çelik, yaşadıkları çaresizliği, "Muhatap bulamıyoruz. Defalarca anlattık ama kimse duymuyor. Akşamları deprem oluyor gibi hissediyoruz. 7 aydır kanser tedavisi gördüğüm için buradan bir yere de gidemiyorum. Çatlakları bantlarla kapatıyoruz. Dış kapımız esnediği için kapanmıyor. Çatlakların arasından böcekler eve giriyor, sabah üstümüzdeki böceklerle uyanıyoruz. Kimsenin umurunda değiliz" sözleriyle dile getirdi. Oturduğu binanın, bitişiğindeki binadan gözle görülür şekilde ayrıldığını belirten Çiğdem Bulut ise, "Sabaha kadar korkudan uyuyamıyoruz. Dün gece yine tüm mahalle sokağa döküldü. Lütfen sesimizi duyun. Bu kadar insan mağdur oldu. Bina ayrıldı, kolonlar çatladı" diyerek tehlikeye dikkat çekti.
'Karşımızda muhatap bulamıyoruz': vatandaş çözüm bekliyor
Mahalle sakinlerinin ortak isyanı ise, yaşadıkları bu büyük mağduriyet karşısında yetkililerden somut bir adım görememek ve karşılarında bir muhatap bulamamak. Necla Köprülü, kendilerine sunulan çözüm önerisinin yetersizliğine şu sözlerle tepki gösterdi: "Bize bir senelik kira bedeli veriyorlar. Peki, ben bir sene sonra ne yapacağım? Emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum, bir sene sonra nasıl ev bulup kiraya çıkacağım? Yıllardır bağırıyoruz ama sesimizi duyan yok." Vatandaşlar, geçici pansumanlar yerine, can güvenliklerini sağlayacak kalıcı bir çözüm istiyor. Köprülü'nün, "Konteyner mi yapıyorsun? Çadır mı açıyorsun? Ne yapıyorsan yap, biz çıkıp gidelim. Bizlere yardım etmeleri için illa buradan bir cenaze mi çıkması gerekiyor? Belediye başkanımız bir akşam burada misafirimiz olsun. Geceyi burada geçirsin de milletin halini bir görsün" şeklindeki sözleri, mahalle halkının yaşadığı çaresizliğin ve öfkenin boyutunu gözler önüne seriyor.
İki yakayı birleştirecek proje, hayatları alt üst etti
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin en önemli ulaşım projelerinden biri olan ve tamamlandığında Buca ile Bornova arasındaki mesafeyi 10 dakikaya indirmesi hedeflenen Onat Tüneli, kağıt üzerinde kente büyük bir kolaylık vaat ediyor. Ancak bu devasa projenin gölgesinde, Atamer Mahallesi sakinleri, her gün evlerinin başlarına yıkılma korkusuyla yaşıyor. Kentin iki yakasını birleştirmesi beklenen proje, şimdilik evleri birbirinden, insanları ise huzurundan ayırmış durumda. Mahalleli, projeye karşı olmadıklarını ancak projenin ilerleyişi sırasında kendi can güvenliklerinin hiçe sayıldığını belirterek, bir an önce güvenli bir şekilde barınabilecekleri kalıcı bir çözümün hayata geçirilmesini bekliyor. Aksi takdirde, İzmir için bir kazanım olması hedeflenen tünelin, büyük bir trajediye neden olmasından endişe ediliyor.