SPOR

İzmir atletizmde İstanbul’un arka bahçesi oldu

Eski Milli atlet ve Masterler Dünya Şampiyonu Aycan Kurtcan, 9 Eylül TV’de katıldığı programda İzmir atletizminin yıllar içindeki çöküşünü anlatarak sert eleştirilerde bulundu. Tesislerin yok oluşundan okul sporlarının gerilemesine, sponsorların çekilmesinden yanlış federasyon politikalarına kadar pek çok başlığa değinen Kurtcan, “İzmir elindeki hazineyi koruyamadı, emek bizde ama kaymağını İstanbul kulüpleri yiyor” diyerek dikkat çekti.

Abone Ol

9 Eylül TV’de moderatörlüğünü Zafer Ertem’in yaptığı Spor Yazarı Suavi Yardımoğlu’nun da katıldığı ‘Spor Servisi’ programının konuğu eski Milli atlet, Yüksek Atlama’da Masterler Dünya Şampiyonu ve Avrupa 3’ncüsü Aycan Kurtcan’dı.

İZMİR ELİNDEKİ HAZİNENİN DEĞERİNİ BİLEMEDİ

Eski Milli atlet Kurtcan, kendi yarıştığı dönemler olan 80’li yıllarda İzmir’in Türkiye’nin en güçlü atletizm altyapılarından birine sahip olduğunu vurgularken, “Pistler, salonlar, antrenörler, okul sporları, kulüp rekabeti hepsi hatıralarda kaldı. Tesis çeşitliliği ve iklim koşullarının elverişliliğini İzmir değerlendiremedi. İzmir’de antrenman yapan atletler İstanbul kulüpleri adına yarıştı. İzmir İstanbul’un arka bahçesi haline geldi. İsmail Nezir, Deniz Kaan Kartal, Elif Ilgaz, Gözde Cömert, başka şehirlerin takımları için ter döküyor” dedi.

KAYMAĞINI İSTANBUL KULÜPLERİ YEMEKTE

Rekortmen atlet Aycan Kurtcan sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’İsmail Nezir mesela; Galatasaray formasıyla 400m ve 400m engelli yarışlarını kazandı. U20 Dünya Şampiyonu bir atlet, ama İzmir yerine İstanbul kulübünü temsil ediyor. Eskiden Yu-Pi, Çimentaş gibi müesseselerin kulüpleri vardı. Şimdi İzmir atletizmi ENKA ve İstanbul kulüplerine atlet yetiştiren ama kendi yararlanamayan bir ara istasyon oldu. Gaziemir’de ise Adnan Yahşi’nin çabaları artık yetmiyor.’’

İZMİR’E OLİMPİK SALON GEREK

Kurtcan’ın İzmir atletizmine yönelik görüleri ise şöyle: ‘’İzmir’in sporcu potansiyeli çok yüksek. Ama olimpik salonu olmaması büyük eksiklik. Kışın İstanbul ve Bursa’ya mahkûm oluyoruz. İzmir’de bir Yüksek Performans Merkezi var ama, benim Federasyonda görev yaptığım dönemde, 2013’te dünya standartlarında bir antrenman üssü hedeflenmişti, Ege Üniversitesi ile entegre olacaktı. Modelin Dünya Atletizminde sadece 9 örneği vardı. Federasyon değişti proje küçüldü. Sadece fitness alanı kaldı. O büyük laboratuvar sistemi hayata geçmedi.’’

2017’DEN BU YANA YOKUZ

‘’Federasyon ve spor yöneticileri için öncelik madalya ve uluslararası başarı. 1948 Londra Olimpiyatları Ruhi Sarıalp’in üç adım atlama bronzundan bu yana olimpiyat tarihinde 1 gümüş ve 2 bronz madalya kazanmışız. Dünya Atletizm Şampiyonası tarihinde ise 1 altın - 3 gümüşümüz var. İzmir’in atletizmde yaşadığı gerilemenin en önemli nedenlerinden biri de okul sporlarının erimesi. Mütevazi bütçelere karşın okullara kum havuzu, atlama minderi bile konurdu. İlkokullarda beden eğitimi öğretmenliği bile kaldırıldı. Okullar arası rekabet kalmadı.’’

SPONSORLAR ÇEKİLİNCE

‘’Sponsorlar özellikle İzmir’de atletizmden çekildi. Önce federasyonun sponsoru olması lazım ki kulüplerin de olsun. Voleybol neden marka? Çünkü federasyon reklamını iyi yaptı. Jimnastik Federasyonu nasıl büyüdü? Çünkü çocuklara rol model yarattılar. Atletizmin görünürlüğü düşük. Federasyon tanıtım yapamıyor. Başarılı sporcular gerektiği kadar medyada yer bulamıyor, Anadolu yok sayılıyor, sponsorlar yatırımı riskli görüyor. İzmir’de tek Süper Lig takımı Gaziemir o da bu sene 1.Lig’e düştü.’’

YANLIŞ POLİTİKALAR SİSTEMİ ÇÖKERTTİ

‘’Türk Atletizmi yanlış politikalarla kolay yoldan madalya kazanmaya yönlendirildi. Bu da tabi siyasilere ve baştaki yöneticilere yarayacaktı. Madalya teşviki için altınlar, evler, yüksek ödüller konuldu. Alt yapıya ve Anadolu’ya harcanacak paralar devşirme atletlere milyonlar saçılarak heba edildi. Kısa yoldan ödülü kapmak isteyen antrenörler sporcularını dopinge yönlendirdi, olimpiyat dünya madalyalarımız geri alındı. Sistem çöktü. Dünya Atletizm Federasyonu bizde ki devşirme bolluğu üzerine sistemi denetleyecek önlemler için komisyon kurdu.’’

MASTER ATLETİZMİ ÜLKENİN GÖSTERGESİ

‘’Master Atletizmi Türkiye’de neredeyse hiç konuşulmuyor. Bir ülkenin master atletizmdeki genişliği, o ülkenin performans atletizminin kalitesini gösterir. İtalya’da bir master salon şampiyonasında 1600 sporcu yarışıyor. Amerika 3 bin sporcu ile geliyor. Biz Türkiye olarak Dünya Şampiyonası’na 10–12 kişi gidiyoruz. Alt yapıdan yetişmiş sporcuların geri dönmesi güzel ama rekabet yok. Bu da gelişmeyi önlüyor. Ayrıca master sporu giderek yaş alan toplumumuz için de önemli bir sağlık aracı.’’

Ertem: Örnek atlet, örnek master

Aycan Kurtcan (Tuncayengin), pozitif, eğitim odaklı, hırslı İzmir Atletizmi’nin yüksek Atlama’da sembol isimlerinden biri. Atletizm öylesine ruhuna işlemiş ki aktif yarışmacı konumunu noktaladıktan sonra yılmamış Masterler’de de örnek sporcu olmuş. Dünya ve Avrupa’da bayrağımızı gönlere çekmiş. Kurtcan, İzmir’de keşfedilen yetişen atletlerin İstanbul kulüplerinde yarışmacı atlet olmalarını hazmedemiyor ve ‘İzmir atletine sahip çıkmalı’ diye isyan ediyor.

Yardımoğlu: Devşirme kolaycılığı

Atlezimde sürdürülebilir bir başarı için amatör ruhla ama profesyonel zihniyetle çalışmak gerek. Yani severek, isteyerek, bilimle kol kola yürüyerek, son sistem metotları kullanmak gerek. Biz de durum ters zihniyet profesyonel, sistem amatör, kolay yoldan madalyaya ulaşmak amaçlanıyor. Devşirme kolaycılığı Türk gençlerinin önünü kesiyor. Sporcular madalya için her yolu mübah sayıyor.