İnsanlar köklerinden ayrılmak zorunda kalırlar kimi zaman. Bu bazen daha iyi bir hayat için bazen ölümden kaçmak için olabilir. Özünde yaşama yeniden ve daha sağlam tutunmak vardır. Bunun dışında bir de köklerinden koparılanlar var… 

97 yıl önce, 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması kapsamında hayata geçirilen ve takip eden süreçte yüz binlerce insanın hayatını değiştiren mübadele, o hayatlarda kim bilir nasıl yaralar açtı. 

Sadece göçü yaşayanlar değil ortak bilinçten etkilenen, komşularını ve yakınlarını yitirenler de aynı acının paydaşları oldular. Yaşananlar şarkılara, öykülere, romanlara ve filmlere dönüştü zamanla… Şimdi de bir müzikal olma yolunda… 

İzmir Aşkına adlı müzikal turizmci Filiz Güleç tarafından kaleme alındı… Detaylara geçmeden önce mübadeleyi ve o dönemi biraz daha iyi anlamak gerekiyor. 

***

Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi; 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan’da yapılan ve resmi adı “Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol” olan sözleşme uyarınca, Türkiye ve Yunanistan’ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutmasına, bir başka deyişle azınlıklarından “değiş tokuş yöntemi” ile kurtulmalarına verilen ad. Göçe tabi tutulan kişilere ise “mübadil” dendi.

Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hıristiyan Rum Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Mübadele kapsamına giren kişiler ile girmeyen kişiler arasındaki ayrımın ana kıstası ırk ya da dil değildi.

Esas alınan kıstas “din” olduğu için Rum denilenlerin arasında, Türkçeden başka dil bilmeyen ve konuşmayan Türk Ortodoks Hıristiyanlar, Yunanistan’dan gelen Müslümanların arasında da Türkçe bilmeyen, Rumca ya da kendi ana dillerini konuşan insanlar vardı.

Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsamında, Türkiye’de sadece İstanbul kenti ile Gökçeada ve Bozcaada’da oturan Rumlar, Yunanistan’da ise sadece Batı Trakya Türkleri mübadeleden muaf tutulmuşlardı.

Mübadelede Drama, Girit, Kavala, Selanik, Vodina ve Yanya’dan Türkiye’ye gelen nüfus, Doğu Trakya ve Batı Anadolu’da Rum azınlığın ayrılışı ile boşalan yerlere iskan edilmişlerdi. Mübadillerin yoğun olarak iskan edildikleri şehirler Adana, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Samsun ve Tekirdağ idi.

Değişimin çok büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında gerçekleşmiş, ancak geriye kalan az sayıda durumda bu uygulamaya 1930 yılına kadar devam edilmiştir. Zorunlu göç gerek Türk, gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık 20 yıl süren ağır bir krize yol açmıştır.

Sözleşme gereği 1 Mayıs 1923 tarihi itibariyle Türkiye topraklarındaki Rum/Ortodoks nüfus ile Yunanistan topraklarındaki Türk/Müslüman nüfus arasında zorunlu göç uygulaması şarta bağlanmış oluyordu.

***

Hikaye, bir Rum kızı olan Raşel ile Yahudi olan Niko'nun aşkları üzerinden İzmir'in yakın dönemine ışık tutuyor. Mübadelede İzmir'i terk etmek zorunda kalan Raşel, 30 yıl sonra yeniden vatanına dönüyor ve Niko ile bir tavernada buluşup kaybettikleri yılları yad ediyorlar. Müzikalde bir de anlatıcı var. Murat Can Canbay'ın anlatımıyla o dönem İzmir'de yaşananlar, İzmir'in ticaret, sanat, eğlence ve sosyal hayatı gün yüzüne çıkıyor. Müzikalde İzmir'i anlatan, içinde İzmir geçen 12 unutulmaz şarkı yer alıyor. Ottoman Dans Akademi Genel Sanat Yönetmeni Levent Yılmayan, ekibiyle yine müzikalin bel kemiğini oluşturuyor. 1923 öncesi ve sonrası danslarla ve şarkılarla sahneleniyor. Koroda İzmir’in seçkin isimleri yer alıyor. İlk gösteri 16 Nisan'da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilecek.

Ama aslında bu gösteri 5 yıl önce de 3 kez sahnelendi. Filiz Güleç, Levent Yılmayan ve Murat Can Canbay yine sahnedeydi. Yaklaşık 1000 kişi izledi. Elde edilen gelirle Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne çocuk duyma odası yaptırıldı. 

İzmir Aşkına ile geçmişe bir yolculuk yapıp pek çok hayata, ortak acılara müzikle ve dansla dokunulacak. Siz de bu gösteriyi ve ardından gelecek diğerlerini izlemeyi kaçırmayın. Her şey İzmir Aşkına…