GENEL

İZBETON davasında savcı mütalaasını açıkladı: Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu'na tutukluluğa devam talebi

İzmir'de üç gündür devam eden ve tüm Türkiye'nin nefesini tutarak izlediği İZBETON yolsuzluk davasında ilk perde kapandı. Savunmaların tamamlanmasının ardından savcılık, mütalaasını açıklayarak eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 8 sanığın tutukluluğunun devamını istedi. Savcı, 3 tutuklu sanık için ise tahliye talep etti.

Abone Ol

İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve kamuoyunda "kooperatif davası" olarak bilinen davanın ilk duruşmasının üçüncü ve son oturumunda, tüm tutuksuz sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından kritik bir aşamaya geçildi. Mahkeme heyeti, iddia makamından mütalaasını sunmasını istedi. Duruşma savcısı, üç gün süren savunmaları ve dosyadaki delilleri değerlendirerek hazırladığı mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada, davanın en çok merak edilen konusu olan tutukluluk durumlarına ilişkin talepler yer aldı. Savcılık, aralarında davanın en kilit isimleri olan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın da bulunduğu 8 tutuklu sanığın mevcut hallerinin devamını talep etti.

Savcılığın tutukluluğa devam istediği diğer isimler ise Barış Karcı, Cihangir Lübiç, Hüseyin Şimşek, Mehmet Alphan Bozan ve Mehmet Gürhan Özatay oldu. İddia makamı, bu isimler hakkındaki suçlamaların niteliği, mevcut delil durumu ve kaçma şüphesi gibi gerekçelerle tutukluluk hallerinin devamı yönünde görüş bildirdi.

Üç sanığa tahliye, beş sanığa adli kontrolün kaldırılması talebi

Savcılık mütalaasında, tutuklu bulunan 11 sanıktan 3'ü için ise sevindirici bir talep geldi. Savcı, tutuklu sanıklardan Levent İşler, Orhan Dölek ve Sevcan Tınaztepe'nin, üzerlerine atılı suçun vasfının değişme ihtimali ve tutuklulukta geçirdikleri süre göz önüne alınarak tahliye edilmelerini istedi. Ancak savcılık, bu üç ismin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep ederek, tamamen denetimsiz kalmalarının önüne geçilmesi yönünde görüş belirtti.

Mütalaada, davanın tutuksuz sanıklarıyla ilgili de bir talep yer aldı. Savcılık, tutuksuz yargılanan sanıklardan Özkan Mucuk, Fırat Erkol, Bayram Ali Işıklı, Serdar Deniz ve Serkan Kazır hakkında daha önce uygulanan adli kontrol uygulamasının kaldırılmasını talep etti. Bu talep, savcılığın bu beş sanık hakkındaki delil durumunu, tutukluluğa devam istenen diğer sanıklara göre daha farklı değerlendirdiği şeklinde yorumlandı. Mahkeme heyetinin, avukatların savunmalarının ardından bu talepleri değerlendirerek ara kararını açıklaması bekleniyor.

Mağdurlar müdahil oldu, sanık avukatları itiraz etti

Duruşmanın en çekişmeli anlarından biri, ev sahibi olma umuduyla kooperatiflere üye olan ancak mağdur edildiklerini iddia eden yüzlerce kooperatif üyesinin davaya müdahillik talebinin görüşülmesi sırasında yaşandı. Kooperatif üyelerini temsil eden avukatlar, müvekkillerinin bu suçtan doğrudan zarar gördüklerini belirterek davaya "müdahil" olarak katılma talebinde bulundular. Bu talep, sanık avukatlarının sert itirazıyla karşılaştı. Sanık müdafileri, iddianamede suçtan zarar görenler olarak sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi (İZBB) ve İZBETON'un gösterildiğini, kooperatif üyelerinin ise "mağdur" sıfatıyla yer aldığını savundu.

Sanık avukatları, "İddianamede suçtan zarar gören olarak İZBB ve İZBETON gösterilmektedir. Zarar gören kooperatif veya üyeleri değildir. Davanın kapsamı bu değildir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar gördüğünün ifade edildiği bir davada, üçüncü kişilerin müdahillik yetkisi yoktur. Bu nedenle kooperatiflerin müdahillik talebinin reddedilmesini istiyoruz," diyerek talebe karşı çıktılar. Ayrıca, "Bir müteahhidin binayı geç teslim etmesi, ceza yargılamasına taşınmamalıdır," diyerek olayın bir hukuk davası konusu olduğunu, ceza davası kapsamına girmediğini savundular. İddia makamı ise, talebin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi. Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatlarının itirazlarını reddederek, kooperatif üyelerinin davaya müdahillik talebini kabul etti. Bu karar, mağduriyet yaşadığını iddia eden yüzlerce vatandaşın artık davanın bir tarafı olduğu ve yargılama sürecinde aktif rol alabileceği anlamına geliyor.

Kooperatif avukatından şok iddialar: 'Planlı bir organizasyon, soruşturma genişletilsin'

Kooperatif üyelerinin davaya müdahillik talebinin kabul edilmesinin ardından söz alan Avukat Nilgün Dağgeçgen, yaptığı savunmayla duruşma salonunda adeta bomba etkisi yarattı. İddia edilen suçun basit bir usulsüzlük olmadığını, "planlı bir organizasyon" olduğunu savunan Dağgeçgen, olayın merkezinde sadece İZBETON'un değil, aynı zamanda belediyenin bir diğer şirketi olan Egeşehir A.Ş.'nin de bulunduğunu iddia etti. "4 farklı kooperatifte aynı kişinin başkanlık yapması tesadüf mü?" diye soran Dağgeçgen, kooperatiflerin "hayalet ortaklarla" kurulduğunu ve 2 yıl boyunca genel kurul yapmama kararı alarak denetimden kaçırıldığını öne sürdü.

Avukat Dağgeçgen, en çarpıcı iddiasını ise Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu'nu hedef alarak dile getirdi: "Soyer, Mali Şube'de verdiği ifadede İZBETON'un %1 komisyon aldığını söyledi. Ancak biz üyelerden %20 komisyon alındı. Bu yalanlarla insanlar üye yapıldı. Kamu kurumunun adıyla, İZBB logolarıyla reklam yapıldı." Dağgeçgen, Şenol Aslanoğlu'nun ablası ve kayınbiraderi gibi yakınlarının da sistemin içinde olduğunu, sahte sözleşmeler hazırlandığını ve "hayalet kooperatifler" kurulduğunu iddia etti. "Bu iş sizin gördüğünüzden çok daha büyük," diyen Dağgeçgen, mahkemeden soruşturmanın genişletilmesini ve İBB meclisinde bu usulsüzlükleri dile getiren ancak gereğini yapmayan belediye yöneticileri hakkında da dava açılmasını talep etti. Ayrıca, "konkordato ilan ettim" diyen kooperatif başkanı Serdar Deniz başta olmak üzere, sanıkların ve yakınlarının tüm hesaplarının incelenmesini istedi.