Seçim atmosferi giderek ısınmaya başladı.

Öyle abartanlar var ki; eyvah eyvah.

İlk kez oy kullanacak olan gençlere sesleniyorum.

Oyunuzu kullanın ama bilin ki ortalama olarak iki yılda bir seçim yaşıyoruz.

Böyle havada uçuşan iri lafları çok duyacaksınız, ama bakacaksınız ki; bir müddet sonra bunları söyleyen de unutmuş…

Hakaret etmeyi, dışlamayı, iftira atmayı, karalamayı kendine prensip edinmiş siyasetçilerden artık gına geldi.

İzmir’de seviyeli bir ortam var.

Tunç Soyer de, Nihat Zeybekci de üsluplarına dikkat ediyorlar.

Bu sevindirici bir gelişme…

Umarım gelenek haline gelir.

Adaylar üslup konusunda özenli gözüküyor, ama partinin neferi olduğunu öne süren, kendini bilen kişi olarak pazarlayıp; televizyonlarda boy gösterenlerin önemli bölümü vahşice saldırmayı ihmal etmiyor.

İnternet ortamındaki üslubu hesaba katmıyorum.

Çünkü çoğu tetikçi olarak tutulmuş ve görevlerini yapıyor.

En ağır saldırılar Tunç Soyer’e yapıldı…

Soyer, bir televizyon programında, akla hayale gelmeyecek saldırıları ciddiye almadığını ve tecrübeli siyasetçi olarak bunları göğüsleyebildiğini, ancak bu durumun siyasete girmek isteyen iyi insanları kaçırttığını söyledi.

Tam da budur.

Siyasete girmesiyle çıkması bir olmuş çok insan var.

Çoğu da gerçekten çevresinde sevilen sayılan, işinde başarılı, iyi insanlar…

Bu insanların siyaset içinde olmaları gerekiyor.

Hepimizin geleceği buna bağlı.

Siyasetin içinde iyi, kaliteli insanlar yok değil.

Ama ne yazık ki azınlıkta.

Son derece seviyesiz siyaset esnafları türedi.

Partilerin demirbaşı gibiler…

Hiç ayrılmıyor ve punduna getirip mutlaka bir pozisyon kapmak için her şeyi yapıyorlar.

Sonuçta üslup, edep, terbiye gibi bir siyasetçide mutlaka olması gereken şeyler, iyi özellik gibi sunulmaya başlandı.

Olması gerekenden çok uzaklardayız.

Siyasetteki kaliteyi artırmadığımız sürece işimiz çok zor.

Böyle bir beklenti için eğitim, görgü, aile terbiyesi, ekonomik özgürlük gibi bir çok konu ayrıntılı olarak ele alınabilir.

Türkiye artık o kadar lüks bir ülke değil.

Çok zaman kaybetti.

Üslup meselesini memleket meselesi haline getirdiğimin farkındayım.

Ama gerçekten memleket meselesi.

Yanılmayı çok isterim…