“Çocuğum hiçbir şey yemiyor.”

“Oğlum sürekli yemek seçiyor, sadece makarna ve et yemek istiyor”

“Ne yaptıysam da kızıma bir türlü balık yediremiyorum”

“Çocuğuma ne yedireceğimi şaşırdım, et ve sebzeyi ağzına bile almıyor”

Biz annelerin en büyük endişesi çocuklarının yeterli beslenememesi ve buna bağlı olarak da büyüme ve gelişimlerinin olumsuz etkilenmesidir. Özellikle okul öncesi ve okul dönemindeki çocuklarımızda sıklıkla karşılaştığımız yeme miktarında azalma, iştahsızlık, yemek seçme gibi durumlar birçok annenin kabusudur.

Yeme sorunları, altta yatan gelişimsel sorunu olmayan çocuklarda sıklıkla görülse de, bunların sadece yüzde 1’i ciddi yeme sorunudur. Çocukların yeme davranışları tat duygusu ve enerji mekanizması, anne-çocuk etkileşimi, sosyal faktörler gibi birçok etkene bağlıdır. Çocuklardaki iştahsızlık, diş çıkarma, kansızlık, ateşli hastalıklar gibi durumlara bağlı olabilse de çoğunlukla anne ve babanın beslenme konusunda yaptığı hatalara da bağlı gelişebiliyor.

Okul öncesi dönemde ise çocukların bir yiyeceğin rengine veya dokusuna itiraz etmeleri veya aniden birçok besinden (hatta dün severek yedikleri bir besinden bile) nefret ettiklerini belirtmeleri ve her öğünde aynı yiyecekleri yemek istemeleri sıklıkla karşılaşılan normal bir durumdur. Yeni besinleri reddetme genellikle 4-5 yaşlarında azalır fakat bazı çocuklar için yetişkinliğe kadar devam eder. İster uyku düzeni, ister çapraz kesilmiş fıstık ezmeli sandviç olsun çocuklar genelde her şeyin tutarlı ve tanıdık olmasını sever ve bizler defalarca servis yapana kadar yeni yiyecekler denemeye istekli olmayabilirler.

Ayrıca okul öncesi dönemde, yemek çocuğun bağımsızlığını ilan etme yolu olabilir (“beni bunu yemeye zorlayamazsınız”). Beslenmesiyle ilgili olarak otoritenizin sınırlarını test etme ve kendi tercihleri ve yaşamı üzerinde kontrol sağlamaya çalışma çabaları vardır.

12 Altın kural

Peki, bizler çocuklarımızın yeme davranışını olumsuz etkileyecek noktalara nasıl dikkat edebiliriz?

İşte sizlere çocuklarımızın yemek seçmesini engelleyecek ve besinleri severek tüketmelerini sağlayacak 12 altın kural;

1 - Çocuğunuza en az 2 yaşına kadar anne sütü verin.

Bebek, annesinin beslenmesindeki farklı tatlar ile anne sütü vasıtasıyla tanışır. Bilimsel çalışmalar, anne sütü ile beslenen bebeklerin ileride seçici olma ve yiyeceklere karşı tepki geliştirme risklerinin daha az olduğunu göstermektedir.

2 - Bebekliğinden itibaren çocuğunuzun beslenmesinde çeşitlilik sağlayın.

Yemekte, çocuğunuzun da sevdiği bir seçenek de olmak üzere masanızda her öğün çeşitli besinler bulundurun. Ve sabırlı olun- çocuğunuz denemeye hazır olmadan önce birçok kez yeni bir besin (veya yemek) sunmanız gerekebilir. Yeni bir besin (veya yemek) sunduğunuzda, diğer besinle birlikte masaya koyun ve bu konuda fazla bir şey yapmayın. Çocuğunuz bu yeni besini (veya yemeği) ilk zamanlarda reddedebilir fakat sizin de yediğinizi görünce, o besini denemeye daha açık olacaktır.

3 - Yemek saatlerini savaşa değil, keyfe dönüştürün.

Çocuğunuzu yemek yemesi için zorlamayın, ısrarcı olmayın. Besinleri, onun seveceği, keyifle tüketeceği şekillerde hazırlamayı ve ilgisini çekecek çeşitli hikayeler anlatmayı deneyin. Unutmayın, yemek saatleri ailenin bir arada olduğu ve çocuklarımız ile sağlıklı ilişkimizi güçlendirdiğimiz değerli zamanlardır.

4 - Yemekleri hazırlarken yaratıcılığınızı kullanın.

Çocuklar bazen besinlerin tadının yanı sıra sunum şeklini, dokusunu, görüntüsünü beğenmedikleri için yemek istemeyebilirler. Çocuklarla birlikte eğlenceli tabaklar yapmak, çocuğun sevmediği besinleri farklı şekillerde sunmak veya farklı yemeklerde kullanmak (örn. balığı köfte şeklinde, yumurtayı çorba, börek veya krep içinde) size yardımcı olabilir

5 - Onları besinleri yemeleri konusunda ödüllendirmeyin veya cezalandırmayın.

Çocukların yemekler konusunda ödüllendirilmeleri veya cezalandırılmaları o besine karşı ön yargı taşımalarına neden oluyor ve çocuğun yemekten daha da uzaklaşmasına ve gelecekte yeme bozuklukları yaşamasına neden olabiliyor.

6 - Rol model olun.

Anne ve babaların davranışı çocuklar için örnektir ve çocuklar anne-babalarını taklit ederler. Çocuğumuza sunduğumuz besinleri bizler de yiyerek onların besinleri denemesini teşvik edebiliriz.

7 - Birlikte mutfağa girin ve çocuklarınızın size yardımcı olmasına izin verin.

Mümkün olduğunca çocuğunuzu yemek hazırlamaya dahil edin. Bu, alışveriş yapmayı ve yemek veya ara öğünleri hazırlamayı da içerebilir. Kendi seçtiği veya hazırladığı besini (yemeği) yeme olasılığı daha yüksektir. Yapılan çalışmalar, aileleriyle birlikte yemek hazırlayan çocukların sebze tüketimlerinin daha fazla olduğunu ve yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarının geliştiğini gösteriyor. Çocuklarla birlikte yemek hazırlamak sadece onlara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda onlarla kaliteli zaman geçirmenizi de sağlıyor.

8 - Çocuğunuzun sevmediği sebzeleri kendisinin yetiştirmesini sağlayın.

Çocuğunuzun sevmediği sebzeleri (örneğin domates) mümkünse evde bir saksıda yetiştirmesi zamanla bu sebzeyi sevmesine yardımcı olacaktır

9 - Çocukların porsiyonlarının biz yetişkinlerden daha küçük olduğunu unutmayın.

İlkokul dönemindeki çocuklara uygun porsiyon miktarı, yetişkin porsiyonunun yaklaşık yarısı kadardır. Pek çok yiyecek için porsiyon çocuğunuzun avuç içi kadardır. Örnek olarak 4 yemek kaşığı sebze yemeği ve 2 köfte kadar et ve 1 dilim tam tahıllı ekmek gibi. Büyük porsiyonlar çocuğu sıkabilir ve daha az yemesine neden olabilir. En iyisi çocuğunuza yemekleri küçük miktarlarda sunup bitirdiğinde, daha fazla isteyip istemediğini sormanızdır.

10 - Sabırlı olun ve tekrar tekrar denemekten vazgeçmeyin.

Çocukların hassas bir damak tadına sahip olabileceğini unutmayın. Çoğu çocuk bazı yiyeceklerin kıvamından, renginden veya tadından hoşlanmaz. Bu nedenle bir çocuk hiç denemediği bir yiyeceği sevmediğini iddia edebilir. Benzer şekilde, bazı çocuklar bir yemeği onlara hasta oldukları zamanları hatırlattığı için veya başka olumsuz ilişkileri olduğu için reddedebilir. Okul öncesi dönemde çocuğunuz belli bir yiyeceği reddediyorsa, bir süre o yiyeceği vermeyi bırakın. Bir süre sonra tekrar deneyebilirsiniz.

11 - Sevdiği besinlerin besleyici değerini artırın.

Çocuğunuzun hali hazırda severek tükettiği besinlerin besleyici içeriklerini zenginleştirecek yolları deneyin. Örneğin, spagettiye peynir veya kıymalı domatesli sos ilave etmek.

12 - Çocuğunuza eğlenerek sağlıklı beslenmeyi öğretin.

Çocuğunuza ders vermeden sağlıklı beslenmeyi öğretin. Bu süreçte eğlenceli aktiviteler, oyunlar size yardımcı olacaktır. Örneğin, buzdolabının üzerine 4 besin grubunu (süt, et-yumurta-kurubaklagil-yağlı tohumlar, sebze-meyve ve ekmek-tahıllar) her öğün tüketmesi ile ilgili bir çizelge asın ve öğün sonrasında besin gruplarını tamamladıysa eğlenceli bir çıkartma yapıştırmasını sağlayın ve onu tebrik edin. Ayrıca besinlerin faydalarını çok fonksiyonel şekilde değil de, çocuğunuzun anlayacağı ve onu motive edecek şekilde anlatın. Örneğin yumurtanın onu güçlendireceğini ve yukarıya zıplamasını sağlamaya yardımcı olacağını söyleyebilirsiniz.