Bir süre önce ‘Öykümsü Anlatılar’ını okumuştum Recai dostumun. Çoğunuz bilirsiniz ama anımsatayım.

Recai Şeyhoğlu 1954 yılında Eski Borlu’da doğdu. 1978 yılında Muğla Eğitim Enstitüsü'nden mezun olarak öğretmeliğe başladı. Pek çok dergi gazetede yazıları yayımlandı. Annesiyle birlikte 48 kütüphane ile 9 Rasime-Şeyhoğlu Aydınlanma Evi açtı.

Gelelim İsimsiz Mezar’a. Kitap, sonradan Ankara Favori Yayınları tarafından 'İsimsiz Mezar' olarak basılmış ama içindeki öyküler aynı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, İsimsiz Mezar çok daha şık olmuş. Kapak resmi, gene ressam Bedri Karayağmurlar’ın.

Hayatta ne varsa onların bir toplamı İsimsiz Mezar. Kimisi, okuru ağlatmak için yazılmış adeta. Kimisi hem güldürmek hem de öfkelendirmek için. Kimi öyküler de düşündüren, yıllar öncesinin acılarını depreştiren türde. Senem Gelin’i okuyunca da içiniz- dışınız Pollyanna iyimserliğiyle doluyor. Ne iyi ne güzel insanlar var diyesiniz geliyor.

Düş kırıklığı yaşadığınız öykü yok mu, oldu doğrusu.

Kısaca hayatı anlatıyor bu kitap. Güldürmesi, ağlatması, düşündürmesi bundan.

Öykümsü Anlatılar’dan sonra ikinci kez aynı kitabı İsimsiz Mezar olarak okuyunca şunu anladım ki, Şeyhoğlu’nun dediği gibi ‘Öykü adamın ayağına gelir.’

Kitabı okuyunca Kürk Mantolu Madonna geldi aklıma. Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan da…

Yaşadığı dönemi olanca çıplaklığıyla anlattığı için çok başını ağrıtmışlardı Sabahattin Ali’nin. Hatta “Bizi yazdı” diye de kızmışlardı.

Yaşadığı günlere olan tanıklığını kaleminin gücüyle sayfalara döken Sabahattin Ali gibi Orhan Kemal de gördüklerini, yaşadıklarını hikâyeleştirmiş,romanlaştırmış? Hep, bildiği yakından tanıdığı çevreleri anlattı o. Emekçi yığınların psikolojisini ruhunu Orhan Kemal kadar güzel anlatan elbet başka yazarlar da var ama onlar şimdi bizim konumuz değil.

Anladığım kadarıyla Recai dostum da onların izini sürüyor. Öğretmenliğini, sendikacılığını, gazeteciliğini ve kütüphaneciliğini o müthiş gözlemleriyle harmanlamış ve okunası öyküler çıkarmış ortaya.

Benim bildiğim o, uzun yıllardır da siyasetin içinde. Öğretmenlik yaptığı günlerde İzmir İl Kültür Müdürü ile İl Milli Eğitim Müdürüne İzmir’i dar ettiğini yakından bilenlerdenim.Mücadeleci kimliğine yakından tanık olanlardanım. Benim günümü omzu kalabalık generaller belirleyemez diyen oydu.

O yürekli adamdan da İsimsiz Mezar’daki gibi öyküler beklerdik zaten.

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.