Son genel seçimden yerel seçimlere uzanan 9 aylık süreçte hangi günümüz "kavgasız, gürültüsüz" geçti ki!

Hele 44 gün sonraki belediye seçimleri öncesi kopartılan fırtınaya ne demeli?

Şehirlerimize "huzur, güzellik, yaşanabilirlik" getirecek diye umduğumuz bu seçime "can kurtan simidi" gibi sarılmamızı bile çok gördüler!

Kimler?

Suçlu kalk ayağa diyecek halimiz yok...

Sebep ve sonuç ortada...

İktidarın altına odun attığı "siyaset kazanından" taşan kaynar sularla adeta haşlandık; haşlanmaya da devam ediyoruz...

Kısacası, hepimiz bugünlerde politize ediliyoruz, desem bilmem kaç kişi hayır der?

Neyse, ben bu yazıyı kaleme alırken, "14 şubat sevgililer günü"nün şemsiyesi altına sığınmak istedim. Tabiki, benim sevgililerim eşim, çocuklarım ve de yıllardır birlikte yürüdüğümüz siz okurlarımsınız...

Bugün eşime, çocuklarıma çiçek ile kitap sunacağım... Dolayısı ile sizlere Üstad Doğan Hızlan'ın da dediği gibi "Aşkın en güzel hediyesi" kitabı tavsiye ediyorum. Bakın üstad ne diyor; "Kitap dışında ne alırsanız alın, akılda kalmaz. Geçicidir. Oysa kitabı okudukça armağan edeni anımsarsınız."  

Doğru söze ne denilir ki!..

* * *

İstanbul'daki yakın bir aile dostuma da bir hediye vermek istedim. Aklıma oradaki "vatandaş" lakaplı arkadaşım geldi. Telefonla aradım, “Neredesin” dedim. "Kuyruktayım abi" dedi. Ne kuyruğunda olduğunu sordum. 

"Tanzim Satış kuyruğundayım, Bir saate kadar bana sıra gelebilir!" demez mi!

Muhatabım, hoş beşten sonra bana ne gibi bir yardımı olabileceğini sordu. Ben de meramımı anlattım ve bana verdiği cevap aynen şöyle idi:

"Abi emrin olur! Gerçi her bir kişiye kota koymuşlar, patatesi, soğanı, domatesi belirli ölçüde veriyorlar. Senin buradaki akrabana da aldığımın yarısını hediye olarak götürürüm" demez mi!

PATO kuyruğunda ona sıra gelmesi temennisiyle telefonu kapattım.

* * *

Evet, fıkra gibi oldu ama, seçime gidereken memleketimden bir kesit sundum sizlere. Partili Cumhurbaşkanı "Biz esnafın rakibi değiliz. Fırsatçıların belini kırmak için Tanzim Satışları başlattık" dese de önümüzdeki 1.5 ayda sanırım hep bunlar konuşulacak. İşte son hamle; internetten tanzim satışları devam edecekmiş. Yani, siparişler PTT kargo ile gönderilecekmiş.

* * *

Eyvallah! Tamam da, PTT'den o kargo, hangi şartlarda nasıl, ezilmeden, büzülmeden, postacı amcanın elinde bize ulaşacak bakalım!.

Bakın, benim torunlar internetten kedi maması sipariş etmişler. Kargo şirketi evde bulamamış, kapıya kağıt iliştirmiş. “Gelin Yeşilyurt şubemizden kargonuzu alın!” diye...

Yahu! gelecek olan kedi maması değil ki; o evden, muhtarlığa, oradan şubeye kadar safsaklanırken ezilip, büzülecek belki de kokacak!

Alın size "Sevgilier Gününden" bir başka pencere..

Siyasilerin ağzı torba değil ki! 

Evet 44 günlük siyaset kazanı galiba böyle kaynayacak...