Dünyada şiir yazan birisi varsa ve bir yerlerde de onu okuyan bir başkası varsa hiçbir şey bitmemiştir-Şükrü ERBAŞ

Usta şairlere göre; şiir duygudur, özlemdir, hasrettir, umuttur, paylaşmaktır, aşktır, kavuşmaktır, dayanma gücüdür insanın.

Devam edelim; geçmiştir, şehirlerdir, caddelerdir, meydanlardır, bazen insana en yakışanlardan hüzündür de!

Bir edebiyat dergisinde okumuştum; Nurullah Ataç ölüm döşeğinde ziyaretine gelen Sabahattin Teoman’a şöyle demiş;

“Hastalıkta ağrıları dinlendirici en iyi ilaç şiirmiş, durmadan şiir okuyorum!”

Novalis de “En nadir şey, iyi şiirdir” dememiş miydi?

Şairlik, yazarlık ömür boyu ev ödevi yapmağa benzer.

Umutsuz yaşamak istemiyorsak şiire, yazıya, öykülere, kitaplara sığınacağız.

Şiirlerin dizeleri, insandan insana geçici, cömertçe söylenmiş, yapmacıksız sözlerdir. Jean Baptiste Para’ya aittir bu tespit de!..

***

“Aydınlığa ve Aşka”, 9 EYLÜL Gazetesi’nin de spor yazarlarından şair İbrahim Aktaş’ın raflarda yerini alan şiir kitabı.

Okan Yüksel Usta, tanıtımda şöyle yazmış; “Aydınlığa giden yolda, yaşama bağlı, özgürlüğe sevdalı bir şair İbrahim Aktaş. Özgün, sesini arayan ve bulan şiirlerini öykünmeci tuzaklardan sakınarak üretiyor. Düz yazıları, hayatın en önemli unsurları arasında yer alan spor alanında okunur yazarların önlerinde olan İbrahim Aktaş ‘Aydınlığa ve Aşka’ dair söylemediklerini edebiyatın en zor, en meşakkatli, en güç alanında, şiir kulvarında söylüyor…

Ve güzel söylüyor…

Değerli şairlerimizden Tuğrul Keskin de “Kayaların arasından sızan serin su gibi birden patlayan duygular, dirençli, geleceğe adanmış sözcükler İbrahim Aktaş’ı okuduğumda kendini ilk sezdirenler bunlar oluyor” yazarak başlamış tanıtımına ve eklemiş;

“Cumhuriyete ve Cumhuriyet değerlerine inanmış bir yürekten acılı bir sesleniş gibi; ‘Aydınlığa ve Aşka’ içinde bulunduğumuz bu korkunç karanlıktan çıkışa bir mum yakarak direnmek isteyen insanın iç döküşleri sanki.

Zaten ve ancak ‘Aydınlığa ve Aşka’ olan inancımız çıkaracak bizleri bu yapışkan karanlıktan! Okuyun, siz de hissedeceksiniz…”

***

Bir solukta okuduğum kitapta “Kardeşlik” başlıklı “Aydınlığa doğru bir adım attık, Sevda ile savaşı birbirine kattıkKızgın yürekleri harmanladık, Selvi gibi boylanıp budaklandık” dizeleriyle “Kimliğim; İnsan” demiş İbrahim Aktaş; Ataol Behramoğlu Usta gibi!

Derinlikli bir çizgiyle, insanın “kutsal” olduğunu da bize anımsatarak…

Örneğin “Sen ve Ben”şiiri… Aşk’ın dizeleriyle bezenmiş;

“Dünyada her şey çıkar, Sanma ki bedende ki can çıkmaz, Gün gelir o da çıkar, Yıkılmaz deme koca çınar, Gün gelir onu da yıkarlar, Sen güzel ay yüzlüm, Seninle bu yürek yanar, Gün gelir o da kanar

Sen sakın ola ki kanma bu dünyaya, Gün gelir o da batar”

“Bekle ve Gör”, “Tohum”, “Şafak”, “Yansı”, “Gecenin Rengi”, “İnat” ve “Yıldızların altında, Sözlerimi hatırla, Kalbinin sesini, Ve Ağla” dizeleriyle biten “Aşka Dair” …

Daha sevgiyi, umutları yeşerten, aşkı yücelten nice şiirler…

***

Şiir; yüreklerimizde fırtınalar yaratan heyecandır, her şeydir her şey!

Şiirsiz hayat olmaz! Bilgenin dediği gibi; “beyinlere güzellikler akıtır, kısa süreli de olsa çiçekler açtırır. “

Gökovalı Hocam’ın benzetimiyle de “yazının raksedişidir.”şiir.

“Paslanmaz Yürekli” İbrahim Aktaş, birbirinden zarif şiirlerini akıcı yalın Türkçesiyle bizlerle buluşturmuş.

Okuru bol olsun dileyelim ve yazının finalini de Çinliler’in sözüyle yapalım;

“İnsan olunmadan şair olunmaz.”