Suavi, neredeyse 40 yıldır müziğimize katkı koyan yorumcudur. Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirlerini bestelemiştir. “Drama Köprüsü”, “Haberin Var mı”,

“Allı Turnam”, “Deniz Üstü Köpürür”, “İki Gözüm İki Çeşme”, “Yalı Çapkını”nı -onun kadar- içten söyleyen çok azdır. Hele “Çökertme”yi ondan dinlemek; muhteşemdir muhteşem!

Ülkemiz kadar Dünya'nın her yerinde konser vermiştir.

Kazakistan’da Voice of Asia-Asya’nın Sesi yarışmasında jürice beş yıldır kimsenin layık görülmediği ve birincinin de üstünde kabul edilen Grand Prix Ödülü’nün de sahibidir. Devrimci gelenekten gelmiş, muhalif duruşunu hiç bozmamış sanatçıyı, demokratik kitle örgütlerinin, STK’ların, sendikaların eylemlerinde, etkinliklerinde hep görürüz. Bembeyaz sakallarıyla simgeleşendir de Suavi… 6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmişler’in idamından beri sakallarını kesmediği bilinir!

***

Suavi geçen hafta öyle şeyler yaşadı ki, isyan etti! Yarın Londra'da bir festivalde orkestrasıyla konser verecekti Suavi. İstanbul'daki İngiltere Konsolosluğu'na; 5 günlük vize için 3100 lira ödeyerek başvurusunu yaptı. İki hafta bekledi ama İngilizlerden vize çıkmadı! İşin ilginç yanı orkestra üyelerine 6'şar ay vize verildi!..

***


İşte sanatçının twitter hesabından yaşadığı vize krizine ilişkin paylaşımları; “Ben Konsolosluğa ulaşamıyorum. Bu nedenle ülkemin Kültür Bakanı'nı veya üst düzey yetkililerini, bu olayı çözmek için müdahale etmeye davet ediyorum. Bu yapılan ayıptır, ülkenin sanatçısına saygısızlıktır. Suç ne?
İltica etmemden mi korkuyorlar? (…) İstanbul vize bürosu her nedense, yalnızca beni ‘sakıncalı’ bularak adeta konserimi sabote etmiştir. Bir kere daha kınıyorum. Bu yapılan tek kelimeyle densizliktir. (…) Öncelikle ülkemizde bunca sorun yaşanırken ben, bir konser peşinde değilim asla.

Soru(n) şu; ben ne yapmış olabilirim ki İngiltere bana yasak koyar? Örneğin; Alman vatandaşına ‘vize’ bile sormayan bu ülke, nasıl olur da beni engeller? Suç, Türkiye'de doğmak ve bu pasaportu taşımak mı? (…) Kim olursam olayım, hangi dünya görüşünü taşırsam taşıyayım bu konu, son tahlilde bir ‘ülke sorunudur’! İngiltere'nin tavrı ırkçı ve ön yargılı bir tavırdır. Öte yandan, vatandaşına, sanatçısına objektif olarak sahip çıkmamak ise ayrıca ötekileştiren, ayrımcı bir tarzdır. (…)Ben, şahsıma yapılanın haksız ve ayıplı bir uygulama-karar olduğunu iddia ediyorum (...) Birazcık insan yanınız varsa ‘utanın’ İngiliz Vize Bürosu yetkilileri! Yazıklar olsun. Çok ayıp ettiniz. Umarım İngiltere rahatlamıştır!..’’

***

Özallı yıllarda Türkiye, çağ atlamıştı (!) Günümüzde ise Mars’a uzay aracı indirenlerin, sera kuranların; bizi barajlarımızdan köprülerimizden metrolarımızdan dolayı kıskandığı ülkeyiz. NASA da kimmiş? CeHaPe Türkiye’nin uzay yarışında yerini almasından rahatsız değil miydi? Aya 4 şeritli yol yapsak inananlar bile var. Ekonomimiz çok iyi, IMF bile bizden 5 milyar dolar borç istememiş miydi? Tarımda da Avrupa’da 1 numarayız. Almanlar hasbelkader zengin olmamış mıydı? Buzdolabımız var, helikopterimiz var. Milyon dolarlar harcadığımız ama uçak inemeyen havaalanımız da var. Saman ithal edebiliriz de ejder smoothie de içeriz (!)

***

Dünya lideriyiz, itibarımız çok yüksek çok (!) En güçlü pasaportlar sıralamasında 53’ncüyüz ama ömrünü sanata vermiş sanatçımız vize alamıyor. Afrika kabilesi muamelesi görmeyi hak etmiyoruz!

İngiliz Suavi’ye neden vize vermez?