İzmir, toplumsal yaşamda fırsat eşitliği ve kapsayıcılık ilkesini temel alan etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Kentin sosyal dokusunu güçlendirmeyi hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, İnciraltı Engelli Hizmet Merkezi’nin huzur veren atmosferinde anlamlı bir buluşmaya imza attı. Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren ve disiplinleriyle takdir toplayan izciler, gelenekselleşen "izci sofrası" etkinliğinde bir araya geldi. Bu özel günün onur konuğu ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın eşi Öznur Tugay oldu. İnciraltı’nın yeşil doğasında kurulan sofralar, sadece yemeklerin değil, sevginin ve dostluğun da paylaşıldığı bir platforma dönüştü. Etkinlik alanına gelişiyle birlikte izcilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Öznur Tugay, çocuklarla ve gençlerle yakından ilgilenerek onların heyecanına ortak oldu.
İyi insan yetiştirme sanatı ve kapsayıcı toplum hedefi
Etkinlik boyunca yankılanan izci marşları, katılımcıların coşkusunu zirveye taşıdı. Ritmik ezgiler eşliğinde dans eden ve şarkılara hep bir ağızdan eşlik eden izciler, birlik ve beraberlik mesajları verdi. Programın en dikkat çeken anlarından biri ise Öznur Tugay’ın, üniformalı gençlerle birlikte nizami bir şekilde izci selamı vermesi oldu. Bu sembolik hareket, protokol ile vatandaş arasındaki mesafeleri kaldırarak samimi bir ortamın oluşmasını sağladı. Etkinliğin felsefesini anlatan İzci Lideri Esin Akgür, kurulan bu sofranın basit bir yemek organizasyonu olmadığını vurguladı. Akgür, izciliğin temelinde "iyi insan yetiştirme sanatı" olduğunu belirterek, "Burada oluşturduğumuz atmosfer, aslında hedeflediğimiz toplumun küçük bir prototipidir. Engelli ve engelsiz bireylerin bir arada, omuz omuza var olabildiği, yiyeceğini paylaştığı ve toplum kurallarını deneyimlediği bir yapı kuruyoruz. İzcilik, ayrıştıran değil birleştiren, herkesi kucaklayan kapsayıcı bir çalışmadır" ifadelerini kullandı.
Ne yağmur ne çamur bu sevgiye engel olamadı
Havanın kapalı olmasına ve yağmur ihtimaline aldırmayan izcilerin motivasyonu görülmeye değerdi. İzcilik ruhunun zorluklarla mücadele etmeyi gerektirdiğini belirten İzci Simay Demirezen, "Marşımızda da dediğimiz gibi; izci dikenli yolları koşarak yürür, ne yağmur ne çamur bizi durduramaz" diyerek kararlılıklarını dile getirdi. İzcilik faaliyetlerinin kendisi için büyük bir tutku olduğunu ifade eden Demirezen, önemli olanın hava şartları değil, kurulan bu sofradaki paylaşım ruhu olduğunun altını çizdi. Öte yandan, organizasyonun gizli kahramanları olan velilerin mutluluğu da gözlerinden okunuyordu. Evlerinde hazırladıkları yiyeceklerle sofrayı donatan annelerden Gülay Çakmak, çocuklarının sosyalleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çakmak, "Çocuklarımız burada nefes alıyor, mutlu oluyorlar. Onların mutluluğu bizim için dünyalara bedel. Birlikte olmanın, üretmenin ve paylaşmanın tadına burada varıyoruz" şeklinde konuştu.
Dilekler tutuldu umutlar tazelendi
Gün boyu süren etkinlikte sadece karınlar değil, gönüller de doydu. Sosyalleşmek ve toplumun bir parçası olduğunu hissetmek adına büyük önem taşıyan bu tür organizasyonlar, engelli bireylerin özgüven gelişimine de katkı sağlıyor. Etkinliğin final bölümünde ise duygusal anlar yaşandı. İzciler, gelecekten beklentilerini, hayallerini ve umutlarını içeren dileklerini Öznur Tugay’a iletti. Her bir dileği dikkatle dinleyen Tugay, bu taleplerin takipçisi olacağının mesajını verdi. "İzci sofrası" kavramının, bir arada yaşama kültürü ve kardeşlik hukuku üzerine kurulu olduğunu bir kez daha kanıtlayan bu buluşma, İzmir’den tüm Türkiye’ye örnek olacak bir dayanışma tablosu çizdi. Hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle son bulan program, geride gülen yüzler ve güçlenmiş bağlar bıraktı.
