Elektronik ortamda satışa sunulan e-gazete ve e-kitapta KDV yüzde 1'den yüzde 18'e yükseltildi. Yattan, inşaattan kuyumculuğa değin vergi indirimi varken neden bizim gibi okuma aranı çok düşük ülkede KDV sıfır değil?

Niçin insanların okumasını, düşünmesini, bilinçlenmesini, sorgulamasını istemiyorlar ki? Emile Zola 1800'lü yıllarda demişti ki: “Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu; çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyanlardan korkuluyordu!”

Tiyatro Sanatçısı Levent Üzümcü’nün Gaziantep’te 'Anlatılan Senin Hikayendir' oyununu sergilemesi engellendi. Üzümcü bu durumu twitter’dan şöyle duyurdu; “Tam Gaziantep'de sahne buldum diye seviniyordum ki, yine korkular ve baskılar ağır bastı. Şimdilik -bu korku filmi bitene kadar- erteledik oyunumuzu. Hiç bir tiyatroya ya da insana kapatılmayan sahnelerde oyunlarımızla buluşmak umuduyla, birgün mutlaka! Ben özür dilerim Gaziantep.” Burası; sanatın içine tükürülen Türkiye!

Hacettepe Üniversitesi'nde “Cumhuriyet Döneminde Edebiyat” söyleşisine katılan ünlü şair Ahmet Telli, bir grup öğrenci tarafından, "Hacettepe sana mezar olacak" sözleriyle tehdit edildi, linç tehlikesi yaşadı. Bir şairi konuşturmamak; şiirden, umuttan, sevgiden ve yaşamdan korkmaktır... O 'cehalet kusanlar' Ahmet Telli’nin; “İnsana en çok şiir yakışıyor, Sonra yeryüzüne yağmur/ Gökyüzüne mavi/ Ve en çok insana vefa yakışıyor/ Yüreğe sevda, gözlere haya/ Ve en çok yaşamak yakışıyor /İnsanca, sevdaca, duruca...”yı yazdığını nereden bilsinler?

Ekranın en çok izlenen programlarından Halk Arenası’nda Uğur Dündar, usta sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’ı konuk etti. Metin Akpınar’ın “kutuplaşmaya” dikkat çekmesinin, “Tek çare demokrasi” vurgusunun ardından gelen sözleri, 'iç savaş ve darbe çağrısı' olarak değerlendirildi, savcılıkça jet soruşturma başlatıldı. Dün de evlerinden polisçe gözaltına alındılar. Mahkemeden 'adli kontrol uygulanması' şartıyla serbest bırakıldılar.

77 yaşındaki Metin Akpınar da 75 yaşındaki Müjdat Gezen de demokrasi övgüsünü -12 Eylül’de dahil- hep dillendiriyor. (Müjdat Gezen’in merhum Savaş Dinçel ile faşist generaller cuntası dönemindeki mahkemelerdeki sevk zincirli, tek tip elbiseli görüntüleri canlılığını koruyor.)

Ve sonrasında... Alışageldik sosyal medyada, iktidara yakın gazetelerde linç kampanyası!..

Bütün bu hadiseler bir haftada gerçekleşti! Oysa aynı haftadaki Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleri çok haklıydı: “Maalesef Türkiye eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kat edememiştir (…) Millet olarak topyekün bir mücadeleyle ülkemizi kültür sanatta ileriye taşıyabiliriz.”

Kutuplaşma, nefret, hedef gösterme, linç kültürlü, sansür, otosansür ikliminde kültür sanat nasıl yükselen değer olur, mesafe kat eder ki? Keşke bu yaşananlar; Devekuşu Kabare’den bir sahne olsaydı, Rıfat Ilgaz’ın, Haldun Taner’in, Zeki Alasya, Ercan Yazgan; Ahmet Gülhan’ın da kulaklarını da çınlatsaydık? Dileriz; hayat sanat sevgi hoşgörü kazanır!