Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran müjdeyi verdi!

Çeşme Ilıca sahili işletmelere kapatıldı.

Şezlonglar kaldırıldı.

'Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi havlusunu kapan gelsin' dedi Ekrem Başkan.

***

Niyet iyi de uygulama hiç hayırlı olmayacak Başkanım...

Bir kere o sakil işletmelerin, son derece kalitesiz hizmetin, suratsız, kaba saba, mafya bozuntusu adamların bu güzelim sahilden gönderilmesi son derece sevindirici.

İçeri adım atılmayacak kadar pis tuvaletlerin, soyunma kabinlerinin ortadan kalkması da güzel.

Ama, işte aması büyük.

Evet eskiden havlumuzu alır giderdik plaja.

Plaj Çin havuzları gibi insan ziyanı değildi o zamanlar.

Herkes birbirini tanırdı.

Kişi sayısı azdı.

Kimse kimseyi rahatsız etmezdi.

Sapığı, uğursuzu, sarhoşu, duvar kenarına işeyeni yoktu.

Ortam gayet medeniydi.

Kimse ardında bütün gün yediğinin içtiğinin çerini çöpünü bırakıp gitmezdi.

Çocuğunun b.klu bezini, pedini, kirli donunu kuma gömen de yoktu.

***

Ne yazık ki o yıllar ve o Türk insanı geride kaldı.

Şimdi o canım beyaz kumlar, pırıl pırıl deniz nobran işgalcilerin talanında hoyratça yok ediliyor.

Denizdeki iyot seviyesi idrar seyiyesinin altında.

Bira şişesi, karpuz kabuğu, cips paketleri, naylon poşetler de kum tanesinden çok.

Nasıl koruyacağız peki bu plajı?

Kaldırılan işletmelerin yerine tertemiz, modern, devamlı kontrol altında tuvaletler, soyunma kabinleri konuldu mu?

Hayır.

Gece çadır kurmanın yasak olduğu duvar dipleri denetleniyor mu?

Hayır.

Gençler tırtıl gibi diziyolar çadırlarını ...

***

Benim de minik bir çadırım var. Gündüz plaja indiğimizde biz de kuruyor, içini soyunma kabini ve eşyalarımızı koyacak bir dolap olarak kullanıyoruz.

Akşam üstü giderken de çöplerimizle beraber toplayıp gidiyoruz.

Peki gece kalan onca insan hacetini nereye gideriyor acaba?

Cevabı tahmin etmek zor değil.

Kedi gibi kaz kumu, sonra kapat üzerini... Artık bırakılan ganimet orada oynayan çoluk çocuğun kazma küreğine mi denk gelir ne olur, orası Allah kerim.

***

Benim hayalimdeki plaj belli.

Yirmi yıldır bıkmadan usanmadan aynı şeyleri yazıyorum.

Plajda iki ya da üç tane, pırıl pırıl, temiz, mütevazı ama kaliteli işletme...

Müşteriyle nasıl konuşacağını bilen çalışanlar.

Asla ama asla müzik yayınına izin verilmeyen, fiyatları denetlenen huzurlu, sakin yerler...

Kumda yerde yatmak istemeyen, parasının karşılığını alacağı için bu ödemeyi dert etmeyen insanlar buraları tercih edebilirler.

Geri kalan (ve daha geniş) bölümlerde ise isteyen şemsiyesini açar, isteyen küçük çadırını kurar (sadece gündüz) ve evden getirdiğini yer içer.

Beş kuruş para harcamadan plajın ve denizin sefasını sürer.

Ama bu insanlar için de temiz ve denetimli tuvaletler inşa edilir tabii.

Ve sabahtan akşama kadar görevliler etrafı denetler.

Arkasında çöp bırakmaya kalkanlara izin verilmez.

Sarhoş olup sağa sola sarkanlar uzaklaştırılır.

Mangal, tüp, ateş yakılmasına izin verilmez.

Akşam üstü ATV aracıyla plaja girip artistlik yapanlara ceza kesilir.

Plajın girişindeki son derece utanç verici 'evcil hayvanla girmek yasaktır' tabelası kaldırılır.

Ama köpeğinin sağa sola hacet gidermesini görmezden gelenler görmezden gelinmeyerek cezayı yer.

***

Kısaca kanunla, kolluk gücüyle de olsa insanlara medeniyet yavaş yavaş öğretilir!

İşte o zaman Ekrem Başkanın da, bizim de özlediğimiz ve düşlediğimiz eski günler geri gelir.

Yoksa gerisi romantik ama boş bir hayaldir.

Dünyada eşi benzeri az bulunan muhteşem Ilıca plajına bu zamana kadar çok haksızlık edildi.

Çok hor kullanıldı.

El birliği ile buna bir son verelim artık.

Ne olur!