Siyaset tam bir curcuna.

İzmir de karmaşadan nasibini alıyor elbette. Adayların kırdığı potlar, son anda adaylıktan atılanlar, gölgesine güvenmeyenler, hizipleşme çabaları dizboyu.

AK Parti adayları pahalılık, bel büken işsizlik, günübirlik politikaların yarattığı tahribata karşı halka dertlerini anlatmaya çabalarken, CHP’liler hala birbirini vurmanın peşinde.

Buca adayının değiştirilmesiyle, muhalefet partisinin İzmir’de debelenme görüntüsü ayyuka çıktı.

40 yıllık partililer birçok adayı ya tanımıyor ya da ne kadar zayıf olduklarını kendileri söylüyor.

Naif bir büyükşehir belediye başkan adayının etrafı, onun savunduğu kent dokusu, doğasını koruyacak politikaların zıttını belleyen adaylarla çevrili.

Büyükşehir için sorun olmasa da, ilçeler CHP için çantada keklik değil, deve dikeni.

Projelerini önümüzdeki hafta açıklayacak Tunç Başkan dağınık bir görüntü veriyor, parti il merkezi ortada yok.

İl başkanı dengeleri yürüteceğim derken tenis topuna döndü.

Birçok ilçede zayıf aday çıkardıklarının o da farkında.

CHP’nin genç il başkanı ipin ucunu kaçırmış haliyle irade ortaya koyamıyor.

***

Amatör görüntü

Peki bu durum sürpriz mi?

Yaklaşık 1.5 yıl öncesi. CHP İzmir İl Başkanlığı seçimlerinde yine ortalık toz duman. Ağır topların adaylığı konuşuluyor.

Yakın tarihte yerel seçim var ve belli ki muhalefetin iktidar olduğu bu kentte yerel siyaset yeniden şekillenecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu il merkezine bomba düşürüyor; genç meclis üyesi Deniz Yücel il başkanı olacak diye.

Parti şaşkın. (CHP’nin şaşkınlığı da hiç bitmiyor!)

Kocaoğlu ısrarlı ama parti emekçileri de bir o kadar direniyor; “bu isim tecrübesiz, ideolojik birikimi yetersiz yanlış yaparız” diye.

Başkan Kocaoğlu tüm ağırlığını koyunca genç arkadaş kendisini kurtlar sofrasının ortasında buluyor.

Velhasıl bugünler sürpriz değil.

Ancak parti ortak irade görüntüsünü hala ortaya koymaz ya da büyükşehir adayı Tunç Soyer, kavrayıcı uslubu yansıtamazsa ilçelerde alınacak sonuçlar da sürpriz olmayacak!

Bir parti hakim olduğu bir kentte, ancak bu kadar amatör görüntü yaratabilir.

Çünkü unutmamak gerekli; bugünün zor işi, zamanında yapılmayan kolay işlerin toplamıdır.

***

Giderayak İzmir’e armağan

Madem konu siyasetten açıldı, devam edelim ama farklı yönüyle.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun koltukta son günleri.

Başkan emekliliğe hazırlandığını, zeytincilik yapacağını söylüyor.

Siyasi nezaket gereği de büyükşehirde asli kararları halefine bırakmaya hazırlanıyor.

Ama tam bu süreçte İzmir’in merkezinde görüntü ve işlevi değiştirecek 3 ayrı ihale gerçekleşecek.

Tarihler ertelenmezse, 93 yıllık tarihi elektrik binası, 135 yıllık tekel sigara fabrikalarının olduğu alan ve Kordon’da eski Alman konsolosluğu olarak bilinen 127 yıllık muhteşem bina satılacak.

Üçü de yerine konulamayacak değerler.

Elektrik fabrikası ve TEKEL binalarını Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ihaleye çıkarıyor.

Alman Konsolosluğu binasını İzmirli Megapol Grup.

Megapol, binayı satın aldığı zaman dijital modern sanatlar müzesi kurarak kente armağan edeceklerini lanse etmiş epey reklam yapmıştı ama soluğu yetmedi.

14.5 yıllık başkanlık döneminde kente hatırı sayılır çalışma kazandıran Başkan Aziz Kocoğlu, ihalelere girerek bu 3 eşsiz eseri, sanat ve kültüre dayalı projelerle İzmirliler’e açarsa muhteşem bir veda etmiş olur.

Geçmişte Aziz Başkan’a bazı projelerden söz ettiğimde, sık söylediği “Söylediklerinin maliyetini hesaplıyor musun” sözleri hala kulaklarımda.

Şimdi ben kendisine sesleniyorum, “Sayın Başkan 3 muhteşem yerin siyasetin tozu dumanı arasında heba olmasını engelleyerek, giderayak müze ya da kültür sanat merkezlerine dönüştürmenin itibar değerini hesaplayabilir misiniz?”