Kafa olarak uçtun mu gerisi gelir!..
Biri çıkar, Başkanlık sistemini eleştirenin boğazını sıkmaya kalkışır.
Bir diğeri yapılacak çocuk sayısına her gün zam yapar…
Öteki “Evlenme ehliyeti”nden söz eder…
***
Daha da kırıkları vardır.
Bir yerlere yaranma, kendini gösterme gayreti içinde ”Cumhuriyet reklam arasıdır” der.
***
Bunları ciddiye alıp üzerinde yorum yapmaya değmez diye düşünenlerdenim.
Ne söyleyeni, ne söylenen sözleri ciddiye alıp cevap vermeyi dahi düşünmem.
Ancak Türkiye’nin yol haritası ve geleceğin Türkiye’si açısından derin kaygılar yaşadığım günler de olmuştur. Umudu yeşertip yüreğime su serpildiği günler de.
Bunlardan uzun uzun söz etmeyeceğim.
Umudumun yeşerdiği günler Silivri zindanlarını yıkacak binlerce insanın bir araya gelip haykırdığı günlerdir. Dağın tepesinde, İstanbul’un ırağında toplanan binlerce insanın uygulanan her türlü şiddete, gaza, jopa karşı direnmesi umudumun yeşerdiği anlardır.
Direne direne Silivri zindanlarında yatan yurtseverlerin özgürlüğünü sağlayanların kendi aralarında birlikteliğini sağlayamaması ve siyaset yolunda ayrışması ve bu nedenle yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istenen başarının sağlanamaması da derin kaygılar yaşadığım günlerdir.
Önümüzde seçimler var.
Kamuoyu yoklamaları bir yana. Hemen her gün değişik meslek grubundan, işsizinden, öğrencisine kadar onlarca insanla görüşüyorum.
Vardığım sonuç…
İktidardan yakınıyorlar. AKP’den, baskılardan, zulümden, işsizlikten, hayat pahalılığından, maaşlarına yapılan az zamdan, güvencesiz çalıştırılmaktan, taşeron işçi olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktan yakınıyorlar.
Bıkkınlar… Umutsuzlar…
Ancak hem kafaları dağınık hem de örgütsüzler…
Bu nedenle de umutsuzlar.
CHP’nin tek başına iktidar olacağına inanmıyorlar. AKP’den yakınanlar CHP’den gelecek işareti bekliyorlar. Kafalarındaki en önemli soru da şu; “Tamam AKP’yi göndereceğiz ama sizin de vaatlerinizi görmek ve destek vermek istiyoruz” diyorlar.
Aradıkları umut…
Umudun peşine düşmeye hazır binlerce, milyonlarca insan var…
Oyunu son dört seçimde AKP’ye vermiş, İzmir’in Aliağa İlçesi'nde yaşayan Mardin doğumlu bir seçmenle karşılaştım. AKP’nin üyesi… Oturduk sohbet ettik, işte söyledikleri:
“Biz bugüne kadar üzerimize düşeni yaptık. Recep Tayyip Erdoğan’ı en üst makama Cumhurbaşkanlığı’na taşıdık. En büyük makama gelmesine ve bin odalı saraya yerleşmesine rağmen istekleri bitmedi. Şimdi de devlet başkanı olmak istiyor. Yeter artık. Sırf bu nedenle oyumu bu kez CHP’ye vermek istiyorum.”
Yıllardır AKP’ye oy veren seçmenin tercih değiştirmek istemesi beni umutlandırıyor. Ancak CHP üyesi olup parti içi sorunları konuşan, büyüten, parti içi kavgalara yol açanları da görünce insan üzülüyor.
CHP bu kez yakışanı yapacak. Milletvekili adaylarını hakim huzurunda yapacağı önseçimle belirleyecek. Bunun kararını 15 Şubat günü yapacağı Parti Meclisi toplantısında alacağı karar sonrası kamuoyuna açıklayacak.
Sonra da binlerce üyenin katılımıyla milletvekili adayları belirlenecek.
Sırada ise iktidar hazırlıkları gelecek. Yapılması gerekenler, vaatler…
İktidar umudu var mı?
Hiç umutsuz olmadım ki…