Dünya bir dejavuda...

1918 grip salgınında ilk dalga 10 milyon, ikinci dalga ise 40 milyon insanın ölümüne yol açmıştı. İnsanlık iki keskin tercihin kıskacında, ya tedbirler çok katı uygulanarak, sonrasında gelecek ekonomik resesyon ve kriz için çözümlere odaklanacak; ya da ‘yeni normal’ gibi terminolojiler perspektifinde ekonomik sürdürülebilirliği öncelerken ikinci dalgaya hazırlık yapacak!

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), son haftalarda gözlenen vaka sayılarına dikkat çekiyor. Bir günde bile rekor artışlar gözlenmekte, öyleki bu sayılar 183.200’leri geçiyor ki bu, pandemi sürecinde görülen en yüksek günlük vaka sayıları anlamına geliyor. Sadece Kuzey ve Güney Amerika’da 24 saatte kayıtlara geçen vaka sayıları 116 bini geçmekte. Almanya Robert Koch Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalarda da bulaştırma katsayısınin 0.89'dan 2,03'e kadar yükseldiği tespit edilmiş durumda.

Güney Kore Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezi Direktörü Yeong Eun Kyeong da, ülkesinde vaka sayılarının azalması üzerine gevşettikleri önlem ve kısıtlamalar ardından normalleşme peryodu başlamışken, Seul ve çevresinde başlayan yeniden artışlar nedeni ile endişeli olduklarını ifade ediyor. Seul, 50 milyon nüfuslu ülkenin yarısının yaşadığı kent!Kyeong, ülkesi için ikinci dalga olarak sonbahar ve kış aylarını düşündüklerini ancak veriler itibari ile ikinci dalgayı yaşadıklarını belirtiyor. İngiltere’deki Warwick Üniversitesi'nden Dr. Mike Tildesley, Nottingham Üniversitesi'nden Prof. Jonathan Ball ile London School of Hygiene and Tropical Medicine’dan Dr. Adam Kucharski, İlgiltere hükümetini ikinci dalga konusunda uyaran uzmanlardan. Dr. Kurcharski, önlemlerin gevşetilmesi ile ikinci dalgaya davetiye çıkarıldığını söylerken, Dr.Tildesley, Ağustos sonu ve Eylül başının ikinci dalga için başlangıç olacağını vurguluyor. Prof. Balll da ikinci dalga için hemfikir ve hükümete düşen görevin bu dalgaların sağlık sistemini tıkayacak noktaya gelmesini önlemek olduğunun altını çiziyor. Tabii gelecek sonbahar ve kış düşünüldüğünde, diğer korona virüs türlerinden daha fazla yayılan Sars-cOv-2’nin pandemisinin ciddiyeti daha da önem kazanıyor.

Allahtan bu görüşe katılmıyan bilim insanları da var. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, artışların görüldüğü örneğin İran, Güney Kore, Çin' deki durumun, ikinci dalga olarak ifadesini çok yanlış buluyor. “Bunlar birinci dalganın dalgalanmaları” diyor. İkinci dalgadan söz etmemiz için dünyada bu salgının tamamen bitmesi lazım. Ayrıca ikinci dalga dediğimiz şey genellikle virüsün mutasyona uğraması ile olur diye devam ediyor!

Şu verilerin altını çizmek isterim: CoVid19 enfeksiyonu nedeni ile dünyada vefat eden hasta sayısı 500 bini, vaka sayısı da 10 milyonu aşmış durumda. Tüm bunlar 6 ay içinde yani 23 Aralık 2019 tarihinden bugüne kadarki süreçte gerçekleşti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), küresel bir tehdit olarak PANDEMİ ilan etti, henüz tanımlanmış spesifik bir tedavisi olmadığı gibi, aşısı da bulunabilmiş değil. Durum ciddiyetini koruyor, öyleki ülkemizde maske takmayanlar, Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 282. maddesine göre 900 TL ceza ödüyor. Yani her vatandaş, bu enfeksiyondan kendini korumakla ve başkalarına bulaştırmamakla mükellef. Dünyadaki her ülke, tüm imkanları ile bu enfeksiyonla savaşıyor.

Ama ne yazık ki, geldiğimiz noktada, artık hadise, bir virüs ile mücadeleden ziyade ülkelerin ekonomilerinin sürdürülebilirliği noktasında düğümlenmiş durumda. Sosyal izolasyon dahil genel viral koruyucu tedbirler, üretim çarklarını bloke etti, işsizlik dahil ekonomik kriz ve resesyon dünya ekonomisi için büyük bir yük oluşturdu. Bu durum, birçok ülkeyi ‘yeni normal’ denilen ve önlemlerin azaltılması ile karakteristik bir uygulamaya zorladı.

Bu günlerin, önümüzdeki aylarda 2. salgının başladığı zaman dilimi olarak ajandalarda yer alması hepimizin ortak endişesi. Nitekim, Çin, Japonya ve İran gibi ülkelerden gelen veriler bu düşünceyi kuvvetlendiriyor. Ülkemizde, Haziran ayının ilk haftasında 800 civarına inen yeni vaka sayıları Haziranın son haftasında artarak 1500’lere ulaştı! Yoğun bakımda izlenen ve 600’lerin altında seyreden rakamlar 1000’i geçti. 261’lerdeki entübe vakalar ise katlanmış durumda. İvme yukarıya doğru yönlendi maalesef.

Normalde salgının bitmesi için üç olasılık var: Sürü bağışıklığı ya da etkili bir aşı, küçük bir umut olarak da virüsün mutasyona uğrayarak yok olması. Yakın gelecekte ufukta bunlar görülmediğine göre, önlemler dışında yapacağımız bir şey yok ne yazık ki!