Koronavirüsün hayatımıza girmesiyle pek çok olumsuzluk yaşadık. Sağlık anlamında, psikolojik olarak ve madden zor günlerden geçtik-geçiyoruz. Geçmişteki askeri darbelere tanık olup, yaşadığı zorlukları anlatan insanlar gibi, biz de içinde bulunduğumuz koronavirüs dönemini yıllar sonra çocuklarımızla, yakınlarımızla paylaşacağız. Onlar da sanki bir bilimkurgu filmi izliyor gibi şaşkınlıkla dinleyecekler. Olumsuzluklar say say bitmez ancak faydalı öğretiler de edinmedik değil. Hijyen kurallarına daha dikkat ediyoruz. Binyıllardan beri ananelerimiz olan fazla içli dışlı samimi selamlaşmalardan biraz olsun kurtulduk. Ama en önemlisi uzaktan eğitime kısa sürede adapte olduk. Evet bu yöntem, çağın gerekliliği olarak eğitim sistemimize yerleşecekti. 4-5 yılda oturtacağımız uzaktan eğitim sistemini, hızlandırılmış bir şekilde biraz da mecburiyetten 5-6 ayda öğrencilere adapte etmiş olduk. Pandemiden dolayı fiyatların artması, gelirimizin azalması sebebiyle de artık bin düşünür, bir alır hale geldik. Stres atmak için yapılan gösterişli alışverişler, jet zenginler dışında minimum seviyeye indi. Artık ihtiyaca göre alışveriş dönemine geçildi. Hatta internet sayesinde en güncel ucuzlukları takip edip, indirimli kuponlarla mal alır vaziyete geldik. Spor da, haliyle ülkemizin birinci sporu futbolda da bu durumun izdüşümünü yaşamaktayız. Bir çok takım kılı kırk yararak, transferde taklalar atarak takviyeler yaptı. Normalde devre arasında yeni bir takım kuracak kadar savruklukları huy edinen kulüpler, şimdi bir elin parmağını geçmeyecek transferler yapar duruma geldi. Pandeminin yarattığı ekonomik darboğaz, futbol takımlarımızın kadro istikrarına yönelmesine yol açtı. Başarıya giden yolun sadece transferden geçmediğini, eldeki futbolcuları kazanmanın, onlardaki potansiyeli çıkarmanın da bir çıkarım olduğuna yavaş yavaş uyanmaya başladılar. Örneğin Süper Lig lideri Beşiktaş, sadece Cenk Tosun'u cuzi bir miktara kiralayıp, Eskişehirspor'dan 17 yaşındaki sağ bek Bilal Ceylan ile sözleşme imzaladı. Yurtdışından isimli, başarı garantili bir kaleci almak Beşiktaş için çok kolay yoldu ama Sergen Yalçın, genç file bekçisi Ersin Destanoğlu'nu kazanma yoluna gitti. Sadece bir Türk kaleci de sabrettiği için bile övgüyü hakediyor. Aşırı transfer yapmasıyla eleştirilen ve finansal fair play kurallarına uymuyor tartışmalarının içinde olan Fenerbahçe ise devre arasında 4 takviye yaptı. Sanıldığı kadar debdebenin aksine Mesut Özil, İrfan Kahveci, Osayi Samuel ve Atila Szalai Fener'in aldığı oyuncular oldu. Mesut'un maliyetinin önemli bir kısmını Acun Ilıcalı'nın karşıladığını, Mesut'un reklamıyla bir çok maddi kazanım geleceğini düşünürsek, F. Bahçe'nin de çok açıldığını söylemek doğru olmaz. Galatasaray, daha önceki transfer dönemleri olsa, devreyi lider bitirmedik agresifliğiyle en az 10 oyuncu alırdı. Ama bu dönem 4 takviyeyle tamamlandı. Yine Trabzonspor, Başakşehir aşırı takviye yapmadan kadrolarını korudu. İthalat dışında, sevindirici ihracatlarımız da oldu. Bursaspor'un yükselen değeri Ali Akman, Süper Lig kulüpleri yerine Eintracht Frankfurt'la bonservissiz olarak anlaşmaya vardı. Keşke genç yıldız, Bursaspor'la göstermelik bir sözleşmeye imza atıp, onu yetiştiren kulübüne bonservis kazandırıp gitseydi. Daha şık olurdu. Galatasaray altyapısından çıkıp, adım adım yükselen Ozan Kabak ise artık Liverpool forması giyecek. Galatasaray, Stutgart, Schalke 04 derken, doğru kariyerin tanımını yaptı genç oyuncu. Galatasaray'dan direkt Liverpool gibi bir takıma gitmek büyük risk olurdu. O hazmede hazmede, dünyanın en iyi 5 takımından biri olan İngilizler'e transfer oldu. Van Dijk ve Gomez'in uzun süreli sakatlığını hesaba katarsak, Ozan kısa sürede 11'e yerleşir ve göğsümüz kabara kabara onu izleriz. Milli takımdaki stoper rotasyonumuz, defansıyla nam salmış İtalyanlar'ı bile kıskandırır duruma geldi. Çağlar Söyüncü Leicester City, Ozan Kabak Liverpool, Merih Demiral Juventus'ta oynuyor. Gel de şimdi bu milli takım Euro 2021'de neler yaparın hayalini kurma. Altay Bayındır, Uğurcan Çakır, Mert Günok, Ersin Destanoğlu, İrfan Can Eğribayat gibi elimizin bol olduğu yetenekli kaleci havuzunu da sayarsak, yazın Avrupa Şampiyonası'nda sonuna kadar gidebilecek savunma hattına sahibiz. Şampiyonlar Ligi ile Avrupa Şampiyonaları'nda altın kuraldır. Önce gol yememek önemli. Bizim de o kısmı çözeceğimizi düşünürsek, yeniden form tutacak Cenk Tosun, Lille'de estiren Burak Yılmaz ile Yusuf Yazıcı, Milan'ı belki İbrahimovic'le şampiyon yapacak Hakan Çalhanoğlu hücum hattıyla bu yaz bizim yazımız olabilir. Umarım pandemi o döneme kadar biter de galibiyetlerimizi sokaklarda doya doya yaşarız.