Huzur

Abone Ol


Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, Çözüm Komisyonu, İmralı, Meclis'te PKK sloganları, belediyelere, sanatçılara operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar, Gazze, ateşkes, Trump, Netenyahu... İç bayıltan bir gündem. Huzur içinde geçirilen bir tek gün bile yok neredeyse. Zihinsel yorgunluk tavan yapmış durumda. Ne yapmalı?
Ege ve Akdeniz'in ılık güneşi bir rehablitasyon olur mu acaba? Denemekte yarar var. Ege ve Akdeniz'in maviliklerini aynı anda yaşayabileceğiniz bir tek yer var ülkemizde; Datça...Datça Yarımadası'nın en ucunda bulunan antik Knidos kenti Ege ve Akdeniz havasını birlikte solumanızı sağlamakta.
TRT'den kadim dostumuz Datçalı Mustafa Kaptanoğlu'nun nazik daveti sonucu yine TRT'den çalışma arkadaşlarım Oğuz Tümbaş ve Murat Ünlü ile birlikte kendimizi bir haftalığına da olsa Datça'nın huzur ve mutluluk veren ortamına bıraktık.
235 Kilometrelik sahil bandında pırıl-pırıl masmavi akvaryum niteliğinde 50 kadar irili ufaklı koya sahip Datça, tam anlamıyla bir huzur yuvası. Büyük yerleşim merkezlerinin ve sanayi tesislerinin bulunmaması havası kadar denizini de olağanüstü temiz kılmış. İlçe merkezindeki ve yakın köylerindeki tertemiz plajları ve koylarıyla tam bir akvaryum cenneti bu şirin ilçe. Datça kıyıları ve müthiş koylarıyla mavinin her tonunu yaşatan Mavi yolculuğun da odak noktasını oluştırmakta. Mavi yolculuğu turizme kazandıran Sabahattin Eyüboğlu'nu anarken Can Yücel'den söz etmemek olası mı? Ünlü şair 1990 yılında Datça'ya yerleşmiş, Eski Datça Mahallesi’nde yaşadığı 1999 yılına kadar yazdığı şiirlerini 'Mekanım Datça Olsun' adlı kitabında toplamış. Vasiyeti üzerine Datça'da toprağa verilmiş. Sevenleri 'Toprağa verildi' sözü yerine 'Toprağa ekildi' tümcesini kullanmaktalar. İlçede 'Can Baba' olarak anılan şairin zamanının büyük bir dilimini geçirdiği Eski Datça'daki kahvehanenin duvarında kendi el yazısıyla yazdığı ''Ne harika yer burası ! / Nereden buldun bu Datça'yı /Elimle koymuş gibi buldum.'' dizeleri yer almakta.
Can Yücel'in evinin bulunduğu Eski Datça mahallesi , merkezdeki en düzenli mahallelerinden biri. İki katlı taş evleri, begonvillerle süslü dar sokakları görsel bir şölen sunmakta.

Yılın 300 günü güneşin eksik olmadığı Datça'da ısı şimdilerde 25 derece dolayında. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Datça için ; ''İklim tam insan boyundadır. Sıcağı da, soğuğu da insan tahammülünü aşmaz. İklimi paltoyla, sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur.'' derken Datçalılar '' Burada bir yaz biter, diğeri başlar; Sarıca Yazı.'' demekteler. Oksijen deposu olan tertemiz havasının yanında yüzde 35-50 'lerde seyreden nem oranı ile Datça sağlıklı yaşamı da cömertçe sunmakta. Efsaneye göre Rüzgar Tanrısı Zephyros'un tüm yıl boyunca yarımadanın üzerinde dolaşması nem oranını düşürmekte.
3 'B' siyle (Bal, Balık, Badem) ünlü Datça'nın kendine özgü bir mutfağı var. Karaville, dallampa, gışıyak, tilki kavurma,turp ucu salatası, yörenin değişik ağız tatları.
Huzur ve mutluluk dolu günler çabuk geçmekte .Can Yücel günümüzde yaşasaydı her halde çok kızar bizi ünlü sözleriyle azarlardı; '' Acelen varsa ne işin var Datça'da?''