Haber şu;

‘’Türkiye’deki 19 üniversitedeki hukuk fakültelerinin dekanları hukukçu değil!’’

Hangi üniversiteler bunlar?

Bolu Abant İzzet Baysal, Bursa Uludağ,

Gaziantep Üniversitesi, Hacettepe

Üniversitesi,

İnönü Üniversitesi, Bakırçay

Üniversitesi,

İzmir Demokrasi Üniversitesi,

İzmir Ekonomi Üniversitesi,

Kırklareli,

Kocaeli Üniversitesi, Karatay Üniversitesi,

Necmettin Erbakan Üniversitesi,

Ondokuz Mayıs Üniversitesi,

Pamukkale Üniversitesi, Recep Tayyip

Erdoğan Üniversitesi, Süleyman Demirel

Üniversitesi, Trabzon Üniversitesi,

Yalova Üniversitesi ve Yozgat Bozok Üniversitesi.

Dekanı hukukçu olmayan fakültelerin

(Kocaeli ve Uludağ üniversiteleri hariç)

***

Hepsi de

2000’den sonra kurulmuş!..

Üniversitelerin 17’si ise devlet, 2’si ise vakıf üniversitesi...

Hukukçu olmayan dekanların kendi alanları çok ilginç.

Örneğin; 4’ü ilahiyatçı, 3’ü tıp, 3’ünün de uzmanlık alanı maliye.

Aralarında ziraatçı, kimyacı, işletmeci de mevcut.

Sıkı durun; bir de veteriner dekan da var(!)

Değerli Dostumuz Avukat Haluk Pekşen de ne doğru yorumlamış bu durumu;

"Hukuk Fakülteleri’nin Dekanlarının mesleklerine baktığınızda neden adalete güven kalmadığını ve genç hukukçuları kimlerin yetiştirdiğini anlarsınız."

Ne güzel işte Sayın

Pekşen.

Herkes hukuktan anlıyor(!)

***

Şöyle düşünmek ve ardından sormak gerek;

Kendileri hukukçu olmayan, hakim/savcı olamayacak kişiler,

peki nasıl hakim/savcı/avukat mezun edecek okulları idare edebilecek?

Bu noktada ‘’Hukukçu Olmayan Hukuk Dekanları’’ makalesini de yazmış

( http://www.anayasa.gen.tr/dekanlar.htm )

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Kemal

Gözler’in tespitlerini aktaralım;

-Hukukçu olmayan dekanların en büyük grubunu ilahiyatçılar oluşturuyor.

-Pek çok ders hukukçu olmayan öğretim üyelerince veriliyor.

-Türkiye’de adeta bir ‘’hukukçusuz hukuk fakültesi’’ olgusu var.

-Ülkemizde bazı hukuk

fakültelerimiz, yanlış yerlerde kurulmuş.

-Yozgat’taki Hukuk Fakültesi’nin

dekanı bir kimyacıdır.

-Bazı hukuk fakülteleri taşranın insafına terkedilmiştir.

Bazısı yerel siyasetin mezesidir.

Mesela; Gemlik’teki Hukuk Fakültesi’nin

Bursa merkeze taşınması engellenmiştir.

Uludağ Üniversitesi’nin rektörleri

yerel siyaset karşısında dik duramamışlardır.

-Taşra siyasetine meze olmuş hukuk fakülteleriyle

hukuk eğitiminde kalite sağlanamaz!’’

Prof.Gözler; hukuk eğitiminde kalitenin yolunun

-öncelikle- hukukçu bir dekan dahi bulamamış

fakültelerin kapatılmasıyla sağlanacağını savunuyor ve

ekliyor; ‘’Çocuğunuzu göndermeyi

düşündüğünüz hukuk fakültesinin web

sayfasına girip şu üç hususu araştırınız;

Fakültenin kadrosunda tam zamanlı

olarak beş hukuk profesörü, beş hukuk

doçenti beş ve hukuk doktoru var mı?

Yoksa boşu boşuna bu fakülteye göndermeyin.

Böyle fakülteden hukukçu çıkmaz.

Öğretim üyeleri hukuk mezunu değilse

hukukçu yetiştiremez.

Dekanı hukukçu değilse böyle

bir fakülteye çocuğunuzu gönderip

geleceğini heba etmeyin.’’

***

Eğitimin içi her geçen gün ‘’boşaltılırken’’

yargı reformundan söz edenlere

sormak gerekmez mi?;

‘’Fakültenin kendi içinden

hukukçu bir dekan çıkaramayan

fakülte nasıl hukuk fakültesi olur,

ona nasıl Hukuk Fakültesi denir ki?’’

‘’Hukukun üstünlüğü nasıl sağlanır?’’

‘’Yargı ve hukuk sorunu nasıl çözümlenir?’’

‘’YÖK, üniversiteler neden buna ihtiyaç duyar?’’

Aslında fazla şaşırmamak da lazım.

Anayasa Mahkemesi’nin 13 üyesi

-başkanı da dahil- hukukçu değil!

Bir Tıp Fakültesi Hastanesi’ne de Veteriner Başhekim getirilmedi mi?

***

İdare Hukuku doçenti Ahmet Yayla da espriyi patlatmış;

‘’Bir hukuk fakültesi dekanının veteriner olması dikkatimi çekti doğrusu…

Hukukçu akademisyenler hukuksuzluklar karşısında kudurmasın diye önlem herhalde…’’