Kovid-19’la tanıştığımız günden bu yana onun adını anmadan yazıya başlamamız imkansız hale

geldi… Çünkü dünyayı saran o virüs, kalemimizin ucuna zift gibi yapıştığından olacak en tatlı bayramımızı karşılarken bile “Ramazan geldi hoşgeldi, baklava tepsisi boş geldi!” dememiş miydik!

Normalleşme süreci dolayısı ile popüler sporumuz olan futbolumuzda da yasaklar kalktı. İşte “Sü

per Ligimiz” de bu akşam kaldığı yerden başlayacak. Evet o sihirli meşin yuvarlak, yeşil çimin ortasındaki beyaz noktayla maskesiz sarılarak hasret giderecek. Futbolcular, teknik adamlar, hakem ve yöneticiler de ilk düdük sesi ile heyecanımızı kamçılayacak. Amma ve de lakin! Tribünlerin neşesi, kokusu, tribünlerin velinimeti “Seyirciye izin kağıdı” çıkarılamadı!

Evet, bu gece saatler 21’00’ i gösterirken tribünler bom boş kalacak! Eh bize de bu yazının başlığını

“Hoş geldin Futbol, hoş geldin; ama tribünleri boş geldin” edası ile atmak kaldı!..

Eee! Futbolun “on ikinci adamı” olan futbol hastalarına normalleşme sürecinde maalesef yine

evlerine kapanıp, beyaz cam karşında daha sıcaklığı geçmeyen koltuklarında pineklemek ve de

“Bu da geçer!” demek kalacak!

***

Aslında yıllarca “Spordaki anarşi” ya da “Tribün anarşisi” de bu korona virüs kadar bizleri tedirgin edip, statlardan, tribünlerden uzaklaştırmamış mıydı?

Hatta 2007 yılının 7 Haziran gecesi “Spordaki Anarşinin Müziko terapi ve Psikoterapi ile Tedavisi“ konulu etkinliğimi Dr. Ayhan Çekiç’le birlikte Konak Bel. Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde etkin ve seçkin konuşmacı ve de davetli grubu önünde unutulmaz bir gece geçekleştirmiştik. Bahri Vreskala, Yavuz Tunç, Okan Yüksel ve Sancar Maruflu etkileyici konuşmalar yapmışlardı. Müzikoterapi Korosu şefi İsmail Özçeltik ile değerli saz ve ses üstatları konuyla ilgili bestelerle hala hafızalarımızdadır… Hayırlısı ile lig maçları seyircisiz de olsa nihayet yeşil sahaya dönüyor…

***

Bu gece “koronavirüs anarşisi” dolayısı ile “seyircisiz futbol” hakkında TÜFAD İzmir Şube Başkanı Dr. Dr. Şaban Acarbay ve TÜRFAD İzmir Şube Başkanı Bahri Vreskala ile görüştüm.

Dr. Şaban Acarbay, seyircisiz futbolun “Tuzsuz yemek gibi yavan” olacağını belirterek diyor ki;

“Temposu düşük olur, Sporcunun motivasyonu ve performansı seyircili maçlarda olduğu gibi asla o düzeyde olmayacaktır!.. Teknik adamlarda bu konuda ne yazık ki motivasyon yönü ile zorluklar yaşayacaklardır... Kaldı ki sporcuların psikolojik olarak yaşadıkları acabalar nedeniyle BAŞARI yüzdeleri ve maça konsantre olmaları yeterli olmayacaktır... İkili mücadelelerde, refleks olarak istedikleri anlamda verimli olmaları beklenemez...Yakın temas ve kora-kor mücadelenin olduğu FUTBOL branşında covit-19 koşulları büyük bir handikap ve sıkıntı nedenidir!.. Sporcunun maça olan konsantrasyonunu bozar... Soyunma odalarında mesafeli davranışlar, takımın grup dinamiğini menfi olarak etkiler...Takım sporlarında ortak grup hareketleri çok önemlidir... Netice itibarı ile futbolcuların istenilen yeterlilikte ikili mücadeleleri ve üst düzey performans göstermelerini beklemek, biraz hayalcilik olur diye düşünüyorum! Maçlar sırasında yönetici, teknik adam ve sporcularımızın önceden TFF SAĞLIK KURULU vs. bilim adamları tarafından açıklanan ve ifade edilen Kovid-19 kurallarına gereken dikkat ve titizliğe özellikle dikkat etmeleri ve de uymaları gerekmektedir. Maçların genelde özel bir turnuva maçları gibi daha düşük tempoda geçmesi sürpriz olmayacaktır. Bir bakıma sporseverler de TV karşısında sessizce maç izleme ve heyecan dozu düşük seyir zevki ile maçlarını izleme ile karşı  karşıya kalacaklardır diye düşünüyorum.”

***

Alaçatı'da Süper Lig maçlarını beyaz camdan izleyecek olan TÜRFAD İzmir Şube Başkanı

Bahri Vreskala da şu mesajı verdi: “Bu yaşananları olgunlukla karşılayarak yaşananlara

saygı gösterilmelidir. İnsan hayatı her şeyden önemlidir ve önceliklidir. Virüsün şakası

yoktur.”

***

Bu arada şair ve bestekar dostum Emekli Yarbay Dr. Ayhan Çekiç de nihavent makamında yaptığı “Anarşiye paydos dosta merhaba” bestesinin sözlerini gönderdi. Sizlerle paylaşıyorum: “Spor da dostluğa dosta MERHABA/ Milli Takım aşkıyla koşun Maçlara / Küfürsüz, kavgasız el ele

Coşun/ Anarşiye paydos, dosta MERHABA/ Hangi takımdansan sevin coş eylen/ yensen de yenilsen de ne gelir elden/ Şanlı Türkiye’me layık ol yeter/ Bütün takımlar bizim dosta MERHABA / Bir zalim virüsle yok oldu canlar/ Yürekler kan ağlar uçmuyor kuşlar /Sporda dostluk var. Ölüme gerek yok/ Sporla Türkiye’m de dosta MERHABA