Dün öğretmenler günüydü… Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm öğretmenlerimizin bu önemli günlerini ben de kutluyorum. Ancak öğretmenler günlerinde bizim camiamızın yani spor camiasının öğreticileri pek hatırlanmıyor. Ya da anma sıralamasında biraz geride mi kalıyorlar, ne? Sporcu yetiştiricilerine sıfat olarak öğretmen yakıştırılmamış. Biz onlara genellikle antrenör demişiz. Ama sporcular tüm antrenörlerine “hocam” şeklinde sesleniyor ya da ünlüyorlar. Zaten yeni nesil yetiştiriciler yani Beden Eğitimi Meslek Yüksek Okulu mezunları pedagojik formasyon adı verilen öğreticilik dersini alıyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu lisanslı antrenörü olabilmek için de açıklan antrenörlük kurslarında da benzer uygulama var. Yani bizimkiler de öğretmen! O zaman Onlar’ın da öğretmenler günü kutlu olsun!

***

U16 Milli takımımız şu sıralar İzmir’imizde… Her yıl 8 takım ile düzenlenen Ege Kupası için misafirimizler… Bu yıl ki turnuvaya Yunanistan, Azerbaycan, Kosova, Arnavutluk, Rusya, Moldova ve Karadağ U16 Millileri konuk oldular. 1999 yılında Bora Öztürk turnuvası olarak U14 Milliler düzeyinde başlayan ve günümüze gelene kadar turnuva, bir ara U17’ler için de yapılmıştı. 2004 yılından beri U16 Milli Takımları mücadele ediyor Ege Turnuvasında… Bugüne kadar en fazla şampiyonluğu elde eden Millilerimiz bugün de finaldeler… Maçı canlı gözlerle izlemek isteyenler Torbalı’daki Altınordu Metin Oktay yerleşkesine gidebilirler. Maçın başlama saati 15.00… Rakip ise son turnuvada, finalde bize karşı kazanan Yunanistan…

***

Bir başka alt yapı ligleri de bugün start alıyor. Benim izlemekten son derece haz aldığım U12 ligleri… 2006, 2007 ve 2008 doğumlu çocuklarımızın forma giydiği müsabakalar müthiş enstantanelere sahne oluyorlar. U12’lerin maç programlarına www.izmiraskf.com web adresinden ulaşabilirsiniz.
Ancak izlerken asla, ama asla unutmamamız gereken çok önemli bir şey var; kestiğimiz ahkâmı dışa vurmamak! Yani tribünden, tel örgüden, kale arkasından saha içerisindeki çocuklara bağırmamak! Onları yönlendirmeye çalışmamak! İlla ki dayanamıyor ve antrenörlük yapmak istiyorsak, kimsenin hiçbir işine yaramayacak antrenörlüğü içimizden yapmak! Yanımızdaki dışarıdan antrenörlük yapan anne-babaları uyarmak! Özellikle hakemi kararlarından dolayı eleştirmemek!
Ağacın yaşken eğildiğini, Türk futbolunun sağlıklı geleceğinin bugünkü U11, U12, U13 ve diğer altyapılarda gizli olduğunu unutmadan… İyi seyirler…