CoVid19 RNA’sı tarafından artık dünyada kurallar yeniden kaleme alınıyor. Ezber bozuldu, pandemi paniği ekonomiyi ters yüz etti. Henüz hastalıkla başedemesek dahi, yakın ve orta vadede, postcorona günlerini bekleyen, derin bir küresel ekonomik resesyondan başka bir şey değil maalesef. Hem ekonomik kriz hem de şu anki salgın ile mücadele için uluslararası işlevsel bir koordinasyon zaruri. Çünkü Covid19 için mutlak kurtuluş, toplumun % 60’ını kapsayan ‘sürü bağışıklığı’ ya da aşı bulunması ile sözkonusu olacak.. İlki için, tüm tedbirler ve sağlık sistemi kapasitesi bağlamında çok iyi sosyal izolasyon politikaları ile 8-16 ay, aşı için de minimum 6-18 aylık süreler gerekli. Sonuç olarak, tüm sektörler gibi başta otelcilik olmak üzere hizmet sektörü de bu hastalığın varolduğu bir ekosistemde hizmet optimizasyonunu kurgulamak zorunda. Elbette, sıradışı tedbirleri alarak müşterilere hizmet verilmesi gerekecek. Kuralların gevşetilmesi ikinci dalgayı yaratma potansiyel taşımakta. Nitekim, 1918 İspanyol Gribinde o yılın  mart ayında baş gösteren salgının, ağustos ayından itibaren uygulanan katı önlemlerle aralık ayı başlarında kontrol altına alındığını, ancak, önlemlerin azaltılmasına müteakip, ikinci ve üçüncü dalga halinde yeniden yayılarak, toplamda 50 milyon insanın  can kaybına yol açtığını biliyoruz.
Yapılması gereken, kontrollü bir geçiş döneminin kurgulanması yani salgında hizmet verilecek alanın misafirler ve çalışanlar için güvenli hale getirilmesi. Burada iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı itina ile uygulanırken, kişisel hijyen, fiziksel mesafelendirme prosedürlerinin güncellenmesi ile CoVid19 maruziyetini yok ya da minimalize etmek temel amaç olacaktır. Bu, çevrimiçi siparişten temassız teslimata, her an ulaşılabilecek sanitasyon ya da kişisel hijyen imkanından nonviral(virüs tutmayan) malzeme kullanımına, günlük mekan dezenfeksiyonundan standart maske ve eldiven kullanımına kadar bir çok alt başlığı kapsar. Hatta tüm bunlara rağmen endişeli müşteriler için ruhsal danışmanlık dahi düşünülebilir.
Bu ay içinde, normalleşme kapsamında dünyanın bir çok ülkesinde AVM’ler dahil bazı alanların açılması gündemde. Lancet dahil bir çok dergide yayınlanan makalelerden SARS-Co-Vid 19 virüsünün, cam, kağıt, bez ve tahta yüzeylerde iki ila yedi gün aktif kalabildiği kanıtlanmış durumda. Bu kapsamda tesislerin klima/havalandırma sistemleri de dahil tüm alanlar için risk değerlendirilmesi yapılarak, düşük, orta ve yüksek riskli bölümler şeklinde derecelendirilmeleri, temas sayısı ile yoğunluğu algoritmleri ve standartifikasyonları, fiziksel mesafe güvenlik prosedürleri tanımlanarak “Güvenli Hotel Rehberleri” veya işkoluna göre “Güvenli AVM” gibi tanımlamaların devreye sokulduğu bir iş modellemesi hayata geçecektir. Bu konuda, içinde benim de bulunduğum komisyonlar çalışmalarına devam ediyor. Bu ay içinde ulusal ve  uluslararası klavuzlar ve akreditasyonlar yayınlanacaktır.
Sonuçta, tesisin dezenfeksiyonu ve steril tesisin infekte bir konuk tarafından bulaşık hale gelmemesi iki ana konuyu oluşturacak. Akredite prosedürler ile hizmet verilen tüm alanları antiviral ajanlarca temizlendikten sonra,müşterilerin hizmet almaya başlamadan önce 5-10 dakikada sonuç veren testlerle CoVid19 olmadığı tespit edilip tesise alınması gerekebilecek. Yani hem tesis hem de içeri kabul edilecek müşteri bir tür Corona (-) sertifikasyonuna tabii olacak. Elbette, 10 kişiyi aşan kalabalık alanlar, aktiviteler, hizmetler sınırlanacak. Belki üç aşamalı bir eylem planı yapılarak, önce total kapasitenin üçte biri devreye alınıp, aylar içinde daha fazla kapasite kullanımına geçilmesi sağlanacak.
Maskesiz kapalı alan girişinin olmadığı, termal kamera taramalarının sıradanlaştığı, fizik mesafe zorunlulukların rutinleştiği, 4-5 dakikada sonuç veren hızlı CoVid19 testlerinin çevremizde ATM’ler kadar sık olduğu bir yaşam biçimi şekilleniyor.
Sanırım, CoVid19'lu günler için yapılandırılan bir  hizmet sektörünü hep beraber tasarlamamız gerekecek. En azından 2020 yaz ve sonbahar sezonu için.