Altay sezon başı zaten yaşlı olan oyuncu grubunu, daha da tecrübelendirdi. Siyah beyazlıların, 4-0 yenildikleri Keçiörengücü karşılaşmasında ilk 11'de 30 yaş altında 3 futbolcusu vardı. Kaleci Cihan Topaloğlu, stoper Berkay Sülüngöz ve orta saha oyuncusu Khaly Thiam. Oyun sisteminde kalecinin başrolde olmadığını da kabul edersek, sahada genç sayabileceğimiz iki isim var. Berkay ve Thiam. Ki onlar da 24 ve 27 yaşlarında. Futbol piyasasında genç olarak tabir edilemeyecek bir yaş dilimindeler. Peki bu yaş konusu bu kadar takılacak bir durum mu? 11 oyuncunun hepsi tecrübeli olsa ne farkeder? Hatta daha iyi olmaz mı diye düşünülebilir. Hemen modern futbol ülkelerindeki bazı kulüplerin yaş ortalamalarına bakalım. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde yarı finalde boy gösteren ve bu sezon da gruptan çıkan Leipzig'in yaş ortalaması 24. Avrupa'nın en göze hoş gelen futbolunu oynayan Atalanta, 25 yaş ortalamayla ligde ve Avrupa'da estiriyor. Bu iki takım gelecek 10 yılın futbol trendlerini belirleyen ekipler. O yüzden yaş ortalamalarını incelemek dikkate değer. Gerek oyun anlayışı, gerek seçtiği oyuncular bakımından 2030'ların futboluna yön verecekler-veriyorlar. Uzunca bir süre Maldini, Gattuso, Ambrossini, Seedorf ekibiyle mücadele ettiği için hep yaşlı kadrolarla sahaya çıkıyor algısını yaratan Milan, 25,58 yaş ortalamasıyla bu sezon Serie A'nın flaş takımı durumunda. Zlatan İbrahimovic dışındaki isimler hep genç ve gelecek vaadeden oyuncular. Geçen sezon Devler Ligi'nin sürpriz yarı finalisti Lyon 25.64, Tottenham 25.86 yaş ortalamasıyla mücadele ediyor. Peki oyuncu grubunun genç olması bize ne vaadediyor? Daha hızlı düşünme ve daha hızlı oyun. Artık dünya her alanda hız bağımlısı olmuş durumda. Yemek desen, fast food modası yıllardır bedenimizi zehirlese de modasını sürdürüyor. Bilgi desen en hızlısı olan sosyal medya aldı başını gidiyor. Para havalesi, para kazanma yöntemi, internet hızı, herşey artık hız ekseninden dönüyor. Spor da bu durumdan nasibini aldı. En hızlı ilerlemede basketbol da yaşanıyor. Artık 24 saniyenin sonuna kadar pas yapılan, pota altı oyuncusunun pivot hareketlerine göre şekillenen hücumlar yok. Topu eline alan, en boş adamı buluyor ve hızlı hücumla atak bitiriliyor. Amaç rakibi düzensiz yakalamışken cezayı kesmek. Çünkü artık gelişen teknolojide, tüm rakipler birbirini iyi tanıyor ve her oyuncunun artı-eksisini biliyor. Ancak hızlı hücumun, geçiş oyunlarının çözümü yok. Eskiden hücum maç kazandırır. Savunma şampiyon yapardı. Şimdi bu durum tamamen tersine döndü. Yine üçlükle yaşayan, üçlükle ölür tabiri de geride kaldı. Artık üçlükle yaşamak zorundasın. Dış şutu olmayan bir basketbol takımı uzun vaadede kesinlikle başarılı olamaz. Yeni basketbol trendi bunu mecbur bırakıyor basketbol sporuna. Futbolda da artık benzer durumlar geçerli. Sahada hızlı olmak zorundasın. Bunun metodu da olabildiğince genç, dinamik oyunculardan kurulu olmak. Artık uzun süre savunma yapıp, tecrübeli ayaklarına güvenip, onların 1-2 maharetli hareketiyle skoru değiştirip, kazanamazsın. Kazansan da bunu birinci taktiğin olarak benimseyemezsin. Pres yapmadan başarılı olman imkansız. Rakip topla çıkarken, önde baskı yaptığın müddetçe rakibi hazırlıksız yakalayabilirsin ve skoru değiştirebilirsin. Bunlar artık futbol için lüks değil. Gegenpres sadece Liverpool'un oynadığı bir anlayış değil. Ani pres yeşil sahaların olmazsa olmazı oldu. Altay da genç oyuncularının eksikliğini Keçiörengücü karşılaşmasında çok aradı. Skor olarak geri düştükçe, takımın enerjisi aşağı indi. Bir reaksiyon veremediler. Hele bir de eksik kalınca, fark geldi. Adana Demirspor deneyimli oyuncularla kadroyu kurup şampiyon olma formülünü yıllarca deneyip başarılı olamıyor. Her sene görüyoruz. Hatta devre arasında bundan vageçtiler ve Erkan Zengin, Volkan Şen gibi yıldızlarını kadro dışı bıraktılar. Altay'ın da cuma günkü Adana Demirspor maçı çok önemli. Evet ligin bitimine daha çok var ancak bu maçlar ligdeki takımlara mesaj verme maçlarıdır. Altay, şampiyonluğun peşini bırakmayacak. Bu yarışta biz de varız reaksiyonunu umarım Adana'da gösterirlerse, İzmir ekibi yeniden bir çıkış yapabilir. Aksi bir sonuç olursa ise en hızlı yoldan takımı gençleştirmek, modern futbolun gerekliliklerini yerine getirmek adına bazı dokunuşlar yapmak şart gibi görünüyor. Türk futbolunu en üst ligden, en altına kadar besleyen Altay altyapısında, mutlaka kalifiye futbolcular vardır. Kazımcan'ı, Eren Erdoğan'ı artık 11'de daha çok mücadele ederken görmek, hem Altay'ın hızını artırır, gediklerini kapatır. Hem de kulübe gelir açısından, her oynadıkları maçta gençlerin değerleri artar.